Ekonomik krizin getirdiği yoksulluğun ve yokluğun geniş kesimleri derinden etkilediği, yaşam ve yarınların kaygısına düşüldüğü bir ortamın gölgesinde okullar açıldı. Eskiden okulların açılacağı zaman öğrencileri ve velileri bir heyecan sarardı. Aileler çocuklarının okula gitmesinin mutluluğuna ortak olmaya çalışırlardı.
Şimdi okullar açılırken geçmişteki heyecanın yaşanmadığı görüldü. Geçmişin öğrencileri ve velileri saran o heyecan yansımadı. Şimdi çocuklar ek olarak ortaya çıkacak olan okul masraflarının nasıl karşılanacağı konusunda ailelerinin kaygına ortak olmaya çalışıyor. Ortak yaşanacak heyecanların ve sevinçlerin yerini daha çok kaygılar almaya başladı.
Bu konuda Veli-Der yaptığı açıklamada; “Derinleşen yoksulluğun biz veliler ve dolayısıyla çocuklarımız üzerinde ki yıkıcı etkisi gün geçtikçe kendini daha da hissettiriyor.” Diyerek yaşanacak sıkıntılara dikkat çekmektedir.
Aileler neredeyse hemen her gün doğalgazdan elektriğe, benzinden mazota zamların yapıldığı, enflasyonun sürekli tırmandığı, alım gücünün düştüğü koşullarda, yoksulluk sınırlarında yaşayanlar önlerindeki kışı nasıl geçireceğiz diye düşünürken; okulların açılmasıyla aile bütçesine gelecek ek yükle nasıl baş edeceğini, nasıl baş edeceğini bilememenin getirdiği sıkıntı ve stres altında o heyecanı duyamadılar.
Çünkü okula giden çocuğun kitap kırtasiye masraflarının dışında kıyafet, ulaşım, beslenme giderleri daha şimdiden velilerin belini bükmeye başlarken nasıl sevinecekler. Kendisinden dolayı ailesinin içine gireceği bu sıkıntıların farkına varan öğrenci sevincini nasıl yaşayacak ve bu sevinci ailesiyle nasıl paylaşacaktır.