Son dönemlerde iğneden ipliğe birçok şey zamlanınca ev fiyatları da alıp başını gitti. Bu yükselişten geri kalmayan ev kiraları da uçuşa geçti. Yoksulluk sınırında yaşayan, asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çalışanlar için; yaşam koşulları bir kademe daha geriye gitti.
Pandemi döneminde büyük bir çoğunluğun ekonomik durumu zaten kötüye gitmişti. Paranın değer kaybı alım gücünü de aşağıya doğru çekmişti. İnsanlar bir hafta önce çarşıdan pazardan aldıkları gıdaların fiyatlarını bir daha bulamaz oldular. Fiyatlardaki devamlı yükseliş özellikle yoksulluk ve açlık sınırında yaşayan insanları derinden etkiledi. Bu fiyat artışlarına bir de faturalardaki artışlar eklenince yaşam standartları da baş aşağı doğru gitmeye başladı.
Ev fiyatlarındaki artış ister istemez kira fiyatlarının yükselişini de tetikledi. Bu fiyat artışları insanları ciddi olarak zorladı. Okulların açılmasıyla birlikte öğrenci göçünün yaşandığı kentlerde, öğrencilerin ciddi bir barınma sorunu ortaya çıktı.
Daha önceki yıllarda kentlerde mevcut öğrenci yurtlarında kalma koşulları olmayanlar, öğrenci arkadaşlarıyla ortaklaşa kiraladıkları evlerde birlikte kalarak bir şekilde barınma sorunlarını çözüyorlardı. Medyaya da yansıdığı kadarıyla birçok öğrenci yurtlara yerleşemedi. Yurtların kapasitesi mevcut talebi karşılamaya yetmedi.
Şimdi devlet yurtlarının bu talebi karşılayacak durumda olmaması ve kiralık ev fiyatlarındaki yüksek artışlar; onları ciddi bir barınma sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır.
Önceki senelerde olduğu gibi öğrenciler ev kiralamaya kalktıklarında katlanan kiralar karşısında çaresiz kaldılar. Zaten ekonomik durumu gittikçe bozulan ailelerin bu çocukları yaban ellerde barınma sorunlarını nasıl çözecekleri bir sorun oldu.
Ailelerinin maddi durumu daha fazlasına el vermediğinden birçok öğrenci kentin varoşlarında sağlıksız koşullarda barınma ihtiyacını gidermeye ve eğitimlerini tamamlamaya çalışacaklardır. Bu koşullarda okuyan öğrencilerden neler bekleyebiliriz?