Geçmişe duyulan özlem, geçmişi yaşama veya geçmişi taze tutmak olarak tanımlanabilir.
TDK göre nostalji: Şimdilik zamandan ziyade geçmişte olma isteği ve geçmiş yaşamı özleme ile ilk anlamı ifade eder.
İkinci anlamı da: Onlarca yıl öncesine ait olan olarak tarif eder.
Zaman zaman sanatçıların, sanat severlerin nostaljik eserlere ilgi duymaları ve bu eserlerin toplumda ilgi görmeleri geçmişe olan özlemin dışa yansımasıdır.
Bizimki bunlardan farklı olarak, yokluğun dayattığı zoraki nostaljidir.
Sebebine gelince; "ev, kiralar, elektrik, ulaşım ve daha nice temel ihtiyaçlardaki artışlar." Denilebilir ki "ne alaka?" Derim ki çok alaka."
Ev yapmak, elektrik, ulaşım, ekmek, su ve benzeri giderler çok yüksek. Bir çoğumuzun imkanlarını zorlar. Hatta bazılarımız için ise imkansızdır.
Zamanımız yaşam koşulları ile köye gitmek, orada yaşamak ve oraya adapte olmak da çok zor.
O zaman geriye tek çare var. O da; teknolojinin, elektriğin, araba ve ulaşım araçlarının olmadığı günler gibi yaşamayı tercih etmek gerekir.
Sülaleden kalma bir köy veya yerleşim yerimiz varsa değerden kıymetli yükten hafif neyimiz varsa alıp oraya gitmeye çalışalım.
Akraba ziyaretini yaptıktan ve dinledikten sonra bize ait (varsa) araziye gidip inşa edeceğimiz evin planını kuralım.
Kazma küreği elimize alıp "ya Allah Bismillah" deyip işe başlayalım. Usta, amale, aşçı ve benzeri işleri kendimiz yapalım.
Üreteceğimiz kerpiç veya taşlardan evimizi yaparsak maliyet düşer.
Elektrik veya gaz yağı kullanmaz gün ışığından azami yararlanırsak sağlığımız ve cüzdanımız için çok iyi olur.
Varsın musluk suyumuz akmasın, dereden veya kuyudan kovalarla taşır getiririz. Hamurumuzu yapar kendi ekmeğimizi kendimiz pişiririz.
TV. Bilgisayar, telefon ve tablet olmaması canımızı sıkmasın.
Nostalji dedik ya.
İşte nostaljinin kralı.
Geçmişe özlem olmasa da imkan ve koşullar galiba bizi nostaljiye mecbur bırakacak.
Selam ve dua ile.