Alfabedeki harflerin siyasi misyonlarını yıllardır tartışıyoruz, tartışmaya devam ede duralım, tiyatro yazarı Cuma Boynukara’nın 10 yıldır verdiği hukuk mücadelesinin finalinde Yargıtay, bilirkişi raporunu da dikkate alarak, Nevruz’un Newroz olması gerektiğine karar verdi.
Konu Mem U Zin. Oyunun yazarı ise Diyarbakırlı sanatçı Cuma Boynukara. Van Devlet Tiyatrosu 2012 yılında oyunu sahneledi. Ancak, içerikte bazı değişiklikler yaptı. Yazar Boynukara, bu değişiklerin kendi izniyle yapılmadığı, aynı zamanda doğru olmadığı gerekçesiyle dava açtı. Kazanılan davaya Devlet Tiyatrosu itiraz etti. Dava uzadıkça uzadı. 2013 yılında başlayan dava, Yargıtay’a kadar çıktı, Mayıs ayında sonuçlandı. Yani içinde bulunduğumuz bu ay itibariyle Yargıtay yazar Cuma Boynukara’yı haklı buldu.
Biz, boşuna hak, hukuk, adalet demiyoruz. Bütün eksikliklerine rağmen bir gün mutlaka tecelli ediyor. O nedenle hukuk herkese lazım, inanmak lazım, aramak lazım, desteklemek lazım.
Oyunun genetiğinde bozulmaması gereken replikler, duruşlar, davranışlar her zaman vardır ve etik değerler her zaman dikkate alınır. Van Devlet Tiyatrosu Newroz’a Nevruz deyince hukuk mücadelesi başladı.
Aradan geçen 10 yıllık sürecin yorucu kısmını yazar Cuma Boynukara kadar yaşamasak da, sohbetlerimizin konuları arasında çok konuşuldu. Ancak, Yargıtay kararından sonra yazarın yorgunluğundan bir eser göremedik.
‘Adalet tecelli etti, yorgunluğumda gitti, bitti’ diyor Cuma Boynukara, şöyle devam ediyor; “Yargıtay, bilirkişi raporunu da dikkate alarak Nevruz değil, Newroz’a karar vermiş. Yani olması gerekeni onaylamış. Benim de 10 yıllık hukuk mücadelemin asıl amacı buydu.”
Yazarın yorgunluğunu attıran, adalete olan güvenini tazeleyen karara gelin hep birlikte göz atalım.
Karar aynen şöyle; “Mem ile Zin’ adlı eser ile sahnedeki ‘Mem ile Zîn’ arasında farklar vardır. Oyunun adı, ‘Mem ile Zîn’ yerine ‘Mem ile Zin’ olarak değişmiştir. ‘î’ ile ‘i’ arasındaki fark, oyunun sahnelendiği coğrafya itibariyle bakıldığında, dilsel ve kültürel açıdan önemli bir ayrıntı ve değişimdir. Yazarın oyununda, ‘Newroz’ olarak kullandığı bayramın, sahnede ‘Nevruz’a dönüşümü, yazarın politik duruşu ve referans çerçevesi düşünüldüğünde, sosyal çevresini itibar açısından etkileme gücüne sahiptir. Bahse konu diğer farklılıklar (ifade farkları, metin atlamaları, sahne sıra değişiklikleri) eser sahibi ile bir telif sözleşmesinin ve iznin de olmadığı göz önüne alındığında, prestij ve itibar açışından yazarı etkileme potansiyeline sahiptir.”
Sanat, sanatçı, hele ki tiyatro; bir toplumun temel direğidir. Her zaman desteklenmeli, ayakta dimdik durmalı, öncü olmalı. Bu kararda olduğu gibi hukuki bir güvenceyi de hissettikten sonra sanata da sanatçıya da düşen görev toplumsal hizmettir.