Özgür olduğumuzu ve özgür tercihlerde bulunduğumuzu söyleriz hep. Hatta bu özgür tercihlerimize ve seçimlerimize kimsenin müdahale etmesini ve karışmasını istemeyiz. Bizlere göre bir şeyi içimizden geldiği gibi yapıyorsak, duygularımızın yönlendirdiği yöne doğru gidiyorsak, bu durumlar bizler için özgürlüğü ifade eder. Gerçekten özgürlük bu mu? Bizlere müdahale edilip karışılmasa bile yaptığımız tercihler ve seçimler özgürce midir? Bunu anlamanın kolay yollarından biri şu soru olabilir: Seçim ve tercihlerimiz herhangi bir içsel koşullanmaya dayalı mı oluyor yoksa hiçbir koşullanma, kaygı, korku, alışkanlık, kalıplaşmış bilgi ve yargı olmadan mı oluyor? Seçimlerimiz ve tercihlerimiz neye ve kime göre gerçekleşiyor?
Yaşam Akışımız
İnsanın yaşam, paylaşım ve sevgi enerjisi bir başkasının olumlu veya olumsuz yaklaşımlarına ya da yaşam tarzına göre belirlenemez. Belirleniyorsa bu durum ona olan bağımlılığı gösterir. Kendimizde oluşturduğumuz handikapların kökü oldukça derinlere iner. Yani bizler bu etkileşimin uzantılarıyızdır. Her problem başkalarının etkileşim ve müdahalesi ile ortaya çıkar. Krizler, bocalama, sıkıntı ve sancılı haller de bunun sonuçları olarak yansır.
Kendinde İnsan Olmak
Her canlı kendisi olmak kadar bir bütündür de. Hareket ve davranışları bu bütünlüğe uygun olarak gelişir. Kendi olan, kendinde insandır. Kendinde insan olmayan başkasında insan olamaz. Başkasında insan olan eğer kendinde insan olmamışsa her şeyden etkilenir ve etkilendiği şeylerin tutsağı olarak kalır. Kendinde insan olan başkalarının gölgesinde kalmaz.
Paylaşımın Güzelliği
Kendisi olan en güzel paylaşımları da geliştirendir. Kendin olmak evrensel bir dildir. Evrendeki her canlı kendisi olarak varolur, yaşar, paylaşır ve bu paylaşım içinde güzellikler saçar. Esas olan budur. Peki, yaşanan bu mudur?
Denge ve Düzen
İletişim içinde olduğumuz her ne olursa olsun denge ve düzen dahilinde ise bütünlük vardır. Bu durum iletişim içinde olanın, enerji akışını aynı düzeyde tutar. Denge ve düzen enerji bütünlüğüdür. Enerji akışımızın daimi ve bütünlüklü olmasını istiyorsak nasıl bir yaşamın içinde olduğumuzu görmeli ve bize ait olmayanlardan arınmalıyız. Arınmak sadeleşmektir. Arınan insan kendine dönen, kendi gerçekliğini bilen ve kendinde dönüşen insandır. Bu insanın enerji paylaşımı evren bütünlüğünde olan her canlı gibi güçlü ve akışkan olur. Yaşam ve enerji titreşimi de buna uygun olarak akar.