Narin cansız bedeni ortadan kayboluşunun üzerinden günler geçti. 19. gün bir dere yatağında bulundu. Bir çocuğun daha hayalleri karartıldı, geleceği yok edildi. Bir torbaya konulmuş bedeni dere yatağına bırakılmıştı. Bedeni ortaya çıkmasın diye de üzerine taş, çalı çırpı konulmuş halde bulundu.
Bu nasıl bir cinnet hali ve bu kadar soğukkanlı bir organizasyonu nasıl ve kimler düzenlemişti? Şimdi bütün kamuoyu bunun cevabını bekliyor. Köy ve etrafında o kadar güvenlik çemberi varken çuvala koyup dere içine gömmek, filmlerde bile zor görebileceğimiz bir kurgu, hangi şeytanın aklına gelmiş olabilir. Bu nasıl bir cesaret?
Daha önceden de Ağrı’da buna benzer bir felaket Leyla Akdemir’in başına gelmişti. Leyla’nın bedeni de Köyün 3 km. uzağında dere yatağında 18 gün sonra bulunmuştu. Her iki olayda da köyün bildiği ama söz birliği etmişçesine kimsenin konuşmadığı bir süreç yaşandı.
Çocuklar neden öldürülüyor? Nasıl kaybediliyorlar? Narin ne ilk ne de son olacak gibi. Çünkü çocuklarımızı koruyamıyoruz ve bulamıyoruz? Bu soruların cevapları hep havada asılı kalıyor. Geçenlerde yüzlerce çocuğun kaybedilmesi basında yer almıştı. O kadar çocuk nasıl kayboluyor. Başlarına neler geliyor? Bilinmiyor.
Narin Güran’ın kaybolması basına yansıdıktan sonra, kamuoyu Narin’i şimdiye kadar olmadığı biçimde sahiplenildi. Çok güçlü bir kamuoyu oluştu. Narin bir yerde şimdiye kadar öldürülen ve kaybolan çocukların sesi oldu. Duyarlı insanların suskun kalan vicdanı oldu.
18 gündür kamuoyu Narinden bir haber almak için çırpınıp durdu. Narin’le hiçbir akrabalık bağı bulunmayan insanlar o köydekilerden çok daha fazla çırpınıp durdu. Herkes kendi çocuğu kaybolmuş gibi yüreği yandı. Ama Narinin köyünde olanların tepkileri hiç yansımadı. Hatta doğru dürüst kimse konuşmadı. Narin’in akrabaları ve bütün köy söz birliği etmişçesine suskun kaldı. Kendi kanından canından olan Narin’i sahiplenmediler.
Birçok insan köyün bu sessizliğini anlamaya ve anlam vermeye çalıştı. Şimdi Narinin bedeni köyün hemen yanı başında dere yatağında bir torba içine konulmuş olarak bulundu. Narin’i köyünden ve akrabalarından daha fazla neredeyse tüm duyarlı insanlar sahiplendi. Narinin başına ne geldiğini bilip de söylemeyenler, onu ortadan kaldıranlar ilerde onun mezarını da ortadan kaldırmaları içten bile değildir. O yüzden Narinin bedeni o köyde toprağa verilmemesi daha doğru olur. Ona sahip çıkmayanlar yarın mezarına da sahip çıkmayacaklardır. Narin’in bedeni kendi köy mezarlığına değil başka bir yere defnedilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. O güzel çocuğun bedeni, onların nefes aldığı, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam eden insanlardan, o köyden uzak kalmalıdır. Çünkü Narin’i hak etmiyorlar.