Şair Orhan Kotan’dan bütün zamanlara hitap eden şiirinden bir dörtlükle yazıma başlamak istedim. Yakından tanıdığım, her zaman saygı ile anacağım bir şahsiyetin şiirindeki ‘Namusun mihenk taşı’ sözcüğü beynimin bir köşesinde 40 yıllık duruşunu hiç bozmadı.
Nice belalardan vurup çıktı bu yürek
Daha nice belaları göğüsleyecek
Artık namuslu olmak yetmiyor
Namusun mihenk taşında vuruşmak gerek.
*
Namusun mihenk taşı!
Bizden önceki ve sonraki zamanlara da hitap ediyor. Elbette ki şimdi ki zamana da. Yeryüzündeki toplumlar farklı olsa da NAMUS kavramı ortaktır, her toplumda bu kavram övünç kaynağıdır. Elbette ki beyin namusundan, onun savunucularından söz ediyorum, ‘bacak’ arasında ‘namus’ arayan ‘meczup’ kesimlerden değil.
Bu anlamda çok söz vardır, söylenmiştir, yazılmıştır, çizilmiştir, geleceğe miras olarak aktarılmıştır.
Mesela; ‘Bir ülkede namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça o ülke batar’ demiştir, ülkenin kurucularından İsmet İnönü. Beyin namusundan söz etmiştir. Kürt şair Orhan Kotan, daha ileri bir kavramla savaşçı bir anlam kazandırmıştır beyin namusuyla ilgili sözcüklere.
Fazla da örnek vermeye gerek yok, bu ikisi ders niteliğindedir, anlamlıdır. Kim/kimler bunu dikkate alır, bilemem, ancak biz/bizler dediğimiz kesimler için önemlidir, anlamlıdır, rehber niteliğindedir.
*
Büyüklerimizden hep duyarız;
‘Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönebilirsin.’
Ya da ‘kafanı çarp kapıyı çarpma’ gibi bir söz.
Her yer için, her insan için geçerli; evde, işyerinde, okulda, devlette, ülkenin genelinde, dolayısıyla siyaset kurumlarında.
Ülkeyi çok odalı çok kapılı bir ev, bir malikâne gibi düşünelim.
Birileri, içinde yaşayanları kırıyor, döküyor, üzüyor, hakaret ediyor, bütün kapıları çarpıyor, kapatıyor, her yer kilit altına alıyor, sonra sırtını dönüp gidiyor. Bir süre sonra geri dönmek istiyor, kim açar sana o kapıyı. Ancak o ev sana ait ise, o da belki açılır. Kamunun ise, halka aitse, hiçbir zaman açılmaz.
Bütün bunlar bilindiği halde, neden bu ülkenin yurttaşlarının yüzüne, yüzüne kapılar çarpılıyor?
Bütün alanlarda iktidar edenler, bulundukları alanların geçici olduğunun bilinciyle hareket etmeli, içinden çıktıkları halkın kapılarını bu kadar hızlı çarpmamalıdır.