Haber: Gencer Arpacı / Foto: Haci Güneş
Gerçek Dergisi Diyarbakır muhabiri Namık Tarancı, 20 Kasım 1992 yılında Diyarbakır Bağlar İlçesi’nin Kaynartepe Mahallesi’nde uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitirmişti. Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın yeğeni olan Namık Tarancı, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde altı yıl cezaevinde kaldı. 1992'de Diyarbakır'a gelerek Gerçek Dergisi'nde gazeteciliğe başladı. 1994'te Hizbullah askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar'ın Diyarbakır 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) gıyabında yargılandığı davaya konu oldu. Tutar, 3 Ocak 2000'de İstanbul'daki "Hizbullah Operasyonu”nda yakalandı. İfadesinde Tarancı cinayetiyle ilgili emri İsa Altsoy'dan aldığını, eylem talimatını kendisinin verdiğini, eylem sorumlusu Abdülkadir Selçuk'un gözcülük yaptığını ve tetiği Mustafa Demir'in çektiğini anlattı. Tutar, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Hizbullah Ana Davası'nda 20 Aralık 2009'da müebbet hapse mahkûm edildi. Fakat Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne giden dosya karara bağlanamadan, 1 Ocak 2011'de Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) yürürlüğe girdi. Bu kapsamda Tutar, tutukluluk süresi on yılı geçtiği için tedbir şartıyla 3 Ocak 2011'de tahliye edilenler arasındaydı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 11 gün sonra 14 Ocak 2011'de tedbir şartıyla tahliye edilen sanıkların tekrar tutuklanmasına karar verdiyse de sanıklar bulunamadı. 21 yıl sonra sevdikleri ve meslektaşları tarafından Namık Tarancı öldürüldüğü yerde andı. En yakın arkadaşı Şükrü Abay Tarancı’yı Tigris Haber’e şöyle anlattı.
‘Tarancı Diyarbakır aşığı bir insandı’
O dönemde Tarancı’nın en yakın arkadaşı olan 78’liler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Abay; Tarancı’nın Diyarbakır aşığı olduğunu, çocukları çok sevdiğini kaydederek “Namık yoldaşımız 80’li yıllarda Diyarbakır’a geldiğinde İzmir’de daha önce cezaevi yatmıştı cezaevinden çıktıktan sonra Diyarbakır’a gelmişti. Arkadaşlar haber gönderdi işte 'Namık oraya gelecek bir süre burada kalacak yâda bundan sora hep orda kalacak' dedi. Biz o dönem Namık ile tanıştık çok disiplinli ve çok sevilen bir insandı. Aile içinde de çok sevilen biri idi. Namık kendisi Diyarbakır aşığı bir insan olduğu için çocuğuna soruyordu ‘Ozan sen nerelisin Ozan diyordu ben Dersim’liyim’ Namık diyordu. ‘Hele bak ben ona o kadar emek veriyorum. O kendisini annesinin memleketi ile tanımlıyor’ diye şakalaşıyordu. Namık arkadaş çocukları çok severdi mesela bir yere gittiğimizde hep çocuklara çikolata alırdı. Diyordum ‘Ne yapıyorsun Namık arkadaş’ diyordu ‘Ya bizim gittiğimiz evde çocuklar var onlara çikolata alıyorum’ Bende diyordum ki ‘Namık senin çocuklara verebileceğin çok farklı şeyler var neden çikolata alıyorsun’ diyordu ‘Evet, ama öncelikle çocukların ilgisini çekmemiz lazım’ diyordu. Namık yoldaşımız çocukları çok severdi, kendiside çok cana yakın ve sevecen bir kişiliğe sahipti” dedi.
‘Çok iyi bir devrimci, gazeteci ve yoldaştı’
O dönemdeki baskılara rağmen Tarancı’nın sürekli insanlara devrimi anlattığını ve çok iyi bir devrimci, gazeteci ve yoldaş olduğunu kaydeden Abay “O dönemde çok baskılar vardı. Biz en sıradan dokümanı birle üzerimizden gezdiremiyorduk Namık’ın o tür şeylerde çok cesaretliydi evin dışında yerin altına sakladığı çok şey vardı. Bunları bir ben bilirdim, birde Yunus Aydar bilirdi. Yunus Aydar’da Dersim Hozat’ta şahadete ulaştı. Biz bir ekiptik hep birlikte çalışıyorduk çok paylaşımlarımız oldu. Namık piketçide bekçilik yapıyordu ama biz sabahlara kadar örgütsel faaliyetler yapardık yaşamı insanları örgütlemekle geçti. Bıkmadan insanlara devrimi anlatırdı. Zaten Namık arkadaşın bilgisi denizdi anlata anlata bitmezdi, müthiş bir insandı bir yandan iyi bir devrimci, bir yandan çok iyi bir gazeteci ve yoldaştı” diye konuştu.
‘Tehditlere rağmen cesaretinden taviz vermiyordu’
Abay; Tarancı katledileceği bilediğine rağmen hiçbir zaman çalışmasına ara vermeyi düşünmediğini kaydederek “Beni en çok etkileyen o dönem Gerçek Dergisi tehdit ediliyordu ve Gerçek Dergisi çok cesaretli yazılar yazıyordu bu yazıları yazan en cesaretli yazarlardan biriside Namık Tarancı idi hiç korkmuyordu. Namık Tarancı burada sürekli kalan kadroydu bütün tehditlere rağmen hiçbir zaman aklından acaba ben bir ara buradan uzaklaşsam fikrini geçirmedi. Son bir ayda bir haftadaki bizim bu diyalogumuzda olduğu gibi katledileceği bile bile yinede kafasında hiçbir tereddüt geçirmedi. Namık’ın o kararlılığı müthiş bir şeydi, ben Namık arkadaşı görmeseydim başkası anlatsaydı hayatta böyle bir insanın olduğuna inanmazdım. Onu gördüğüm, tanıdığım ve şahit olduğum için gerçekten müthiş bir insandı” dedi.
‘Namık arkadaşın gerçek katilleri azmettiricileri ortaya çıkmadı’
Namık Tarancı’nın hiçbir zaman gerçek katillerinin ve azmettiricilerinin yargılamadığını dile getiren Abay “Sürekli sivil polisler tarafından takip edildiğini söylüyordu. Zaten sizinde bildiğiniz gibi hiçbir zaman Namık arkadaşın gerçek katilleri azmettiricileri ortaya çıkmadı, çıktığını zannetmiyorum. Annesi ailesi ile sık sık görüşüyordum. Çok yaşlı bir anne Namık Tarancı çok sade bir insandı lüksü sevmeyen ama beyni bir dağ gibi birikime ve ideolojiye sahip bir yiğitti, bir devrimciydi. Son olarak şunu söyleyebilirim Namık Tarancı hiçbir zaman unutulmamalıdır” dedi.