MÜZİKLE YAŞAMAK (1)

Mümin Ağcakaya

Yapacağımız kısa bir araştırmada müziğin genel geçer bildiğimizin ötesinde bir kullanım alanına sahip olduğunu ve bu alanın gün geçtikçe genişlediğini görmekteyiz.

Müziğin insanın kimi rahatsızlıklarını tedavi etme özelliği; eski zaman uygarlıklarından günümüze kadar bilinmekte ve uygulanmaktadır. Özellikle psikolojik sorunların giderilmesinde müziğin terapi etkilerinden yararlanılmıştır.

 Müziğin olmadığı bir yaşam ve dünya artık düşünülemiyor. Tarihe baktığımızda müzik insanlığın tarihi kadar eski olduğunu görüyoruz. Neredeyse bütün uygarlıklarda eğlence dışında hemen hemen her uygarlığın din, tıp ve ritüellerde müziğin; toplumun kültürel birlik oluşturmasından, sağlık alanına kadar birçok alanda kullanıldığını görebiliyoruz.

 Ayrıca son onlu yıllarda da bilim ve tekniğin gelişmesiyle; müziğin üretimden, insan sağlığına; öğrenme ve insan psikolojisi üzerindeki etkilerinin neler olduğuna ilişkin araştırmalar hız kazanmaktadır.

 Müzikle ilgilenen insanların beyinlerinin diğer insanlara göre daha farklı çalıştığı, bilimsel olarak ortaya konmakta, araştırmalar hızlanmaktadır. Müzisyenlerin her iki elini kullanarak, beyinlerinin sağ ve sol yarımkürelerini kullanmaları, onları başkalarından farklı düşünmelerine, IQ seviyelerinin müzikle uğraşmayanlara göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Müzik ve beyin arasında uyumlu birliktelik, yapılan deneylerle saptanmıştır.

 Müzik yaşamımızı yakından etkilemektedir. Bilinçli yaşamak ve müziğin olumlu etkilerinden faydalanmak gün geçtikçe yaşamımızda vazgeçilemez hale geliyor. Müzik duyu organımızın yanında hücrelerimiz üzerinde de çeşitli etkiler yapmaktadır. Kişisel gözlemimizle yoğun seslerin olumsuz etkilerini, ritimli müziğin ise stresimizi azalttığını, ruhsal ve zihinsel olarak bizi rahatlattığını fark ederiz. Müziğin bir tedavi aracı olarak kullanılmasının tarihi de oldukça eskidir. Antik çağdan beri insan sağlığını iyileştirmede kullanılmıştır. Hastalıklara karşı doğadan topladıkları bitkileri ilaç olarak kullanma konusun oldukça gelişmiş olan Sümerlerden Antik Yunanistan’a, Asya’dan Afrika kıtasına kadar geliştirilen ilaçların yanı sıra, hastayı psikolojik olarak da rahatlatmak için müzik kullanılmıştır. MÖ. 8.yy’da Güney Yunanistan’da kurulan tapınaklar aynı zamanda tedavi merkezi işlevi de görüyor. Bu tapınaklarda inancın yanında müzik, tiyatro, telkin gibi psikolojik tedaviler yapılıyor.

 Müziğin tedavide ilk bilimsel uygulamasına 1947’de Michigan devlet Hastanesi’nde başlanıyor. 1949 yılından beri de, Fransa’da müzikle tedavi çalışmaları yapılmaktadır. 2. Dünya savaşı sonrası İsveç’in Stockholm şehrinde de bir müzik terapi enstitüsü kuruluyor.1977’de Amerika da müzikle tedavi bir bilim dalı olarak kabul ediliyor.

Akıl hastalarına bazı dönemlerde kabul edilemeyecek yaklaşımlar da olmuştur. Orta çağ Avrupa’sında akıl hastalarının ruhunu şeytan ele geçirmiş denilerek yakılmışlardı.

Selçuklu hükümdarı Dukak tarafından Şam’da yaptırılan hastahanede akıl hastaları için ayrılan özel bir bölümde müzikle tedavi yapılıyor. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.