Müzik büyülü bir sanattır. Her ne kadar her hangi bir köyde ya da dağ başında yaşanan bir olay buna kaynaklık etse de, içinde sanatsal ve evrensel özellikler taşıyor olsa da; kulaktan kulağa, dilden dile yayılarak evrensel olmaya doğru ilerler. Yerelden beslenir zamanla hiçbir engel tanımadan sınırları aşarak evrensel özellikler kazanır. Milliyet ve kültür farklılıkları önünde duramaz. Herkesin yüreğine dokunur.
Müziğin ilk kaynağından çıkıp söylenmeye başladıktan sonra o artık herkesin olmaya başlar. Bu yüzden müziğin sahibi ve sınırı yoktur. Ulaştığı en ücra yerlerde bile ruhlarına dokunduğu insanları kendi büyüsüne çeker. Artık söylenmeye başlayan müzik herkesin olmaya başlar.
Müzik farklı kültürler arasında müthiş bir iletişim aracı olur. Kültürlerin uzak diyarlarda tanınmasını sağlar. Birbirini görmeyen beklide hiç görmeyecek diyarlardaki insanlarla aralarında bir bağ oluşmasına neden olur. Müziğin taşıdığı ruh kültürler arasında güçlü bir köprü olur.
Dilini, kültürünü hiç bilmediği insanların ruhunda coşkuya yol açar, içinde fırtınalar kopartır. Müziği dinlediğinde uzak diyarlardaki insanın yaşadıklarını kendi ruhunda hisseder.
Müziğin keyfini çıkarmak için çoğu zaman sözlerin anlamına bilmeye gerek bile kalmaz. Şarkının hüznü dinleyeni düşünce ve kalbinin istediği yere kadar götürür.
Müziğin dili zaman ve mekânı aşarak dinleyen herkesi tek bir duyguda birleştiriyor. Müzik sanatın mihenk taşıdır.
Ruha ulaşan şarkı her zaman kalbin derinliklerinde kendini hissettirir.