Hiç şüphesiz insanlığın faydasına olan her vasıta gibi çağın sunduğu bilişim/haberleşme vasıtaları da Rabbimizin nimetlerindendir. Ancak suiistimalle bu nimetler büyük ölçüde nıkmete dönüşmekte, suiistimalden kaynaklanan problemler, bugün sorumluluk sahibi hemen herkesi düşündürmektedir.
Zira söz konusu vasıtaların İslami hassasiyetler gözetilmeksizin kullanımı; Müslümanların ferdi, ailevi ve sosyal hayatını tehdit etmekte, onları her yönü ile sıradanlaştırmakta, ebedi hayatlarını mahvedecek fiilleri işlemelerine sebep olmaktadır.
Bu cümleden olarak, nice gençler, malayaniyatla iştigalin kurbanı olmakta, dini ve ahlaki hiçbir sınırı/sahili olmayan internet ummanının dalgalarına kapılarak kaybolmaktadır.
İslamî etiketli tv kanalı ve sitelerde açık saçıklık, gayrı meşru münasebetler normalmiş gibi sunulmakta, böylece Müslümanlar zamanla tepkisizleştirilip asli hüviyetlerinden uzaklaştırılmaktadır. Birçok Müslüman, altın tasta zehir içtiğinin farkına varamamakta, İslam toplumunda nice manevi ölümler gerçekleşmektedir.
Gün geçtikçe Müslümanlar arasında, mahremiyet duygusu zayıflamakta; insanlar, sıklıkla kendilerinin, eş ve çocuklarının fotoğraflarını facebook sayfalarında mahrem-namahrem farkı gözetmeksizin takipçilerinin beğenilerine sunmaktadır. Özellikle nişan, düğün gibi özel günlerin, mükellef sofralardaki keyifli anların fotoğraflarını paylaşmak, özçekim/selfiye ile ikide bir kendi fotoğrafını çekip insanlara göstermek,whatsapp, viber gibi iletişim kanallarında en güzel fotoğrafını profil resmi yapmak gibi fiiller, kadın-erkek Müslümanlar arasında moda olmuş durumdadır. Kişiler, paylaştıkları fotoğraflarla ilgili karşılıklı olarak benliği okşayıcı yorumlar yapmakta, yeni paylaşımlar için birbirlerini teşvik etmektedir.
Oysa hakikatler bize, bu tür fiillerin enaniyeti okşayıp kamçıladığını, insanları imrendirdiğini, mahremiyet duygusunu zamanla öldürdüğünü söylemektedir.
Aynı şekilde, facebook, google +, twitter arkadaşlığı gibi adlar altında suiistimale açık dostluklar kurulmakta, söz konusu arkadaşlıklar sebebiyle İslam ahlakı yozlaştırılmakta ve birçok aile bundan zarar görmektedir.
Yüksek ilmi hakikatlerle meşgul olması gereken fertler dahi, olur olmaz magazin haberleri ile birbirini meşgul etmekte, mesaj yazıp okumaktan, traji-komik ilginç videolar seyretmekten asli vazifelerine, evrad u ezkarına yeterli zamanı bulamamaktadır. Uzun zaman malayaniyatla meşguliyet, insanlarda suçluluk duygusuna, dolayısıyla da şevksizlik ve mutsuzluğa sebep olmaktadır.
Ders ve sohbet ortamlarında kişiler ellerindeki telefon vasıtası ile gerçek muhataplarından çok, sanal muhatapları ile ilgilenmekte, bunun sonucunda hem insani ilişkiler hem derslerin/sohbetlerin ahengi zarar görmektedir.
Biz müslümanlar olarak Bilişim Çağının tehdidatına karşı şu konularda dikkatli olmamız önem arz etmektedir:
1. Bilişim vasıtaları kullanılırken öncelikle İslam’ın helal-haram ölçüleri göz önünde bulundurulmalı.
2. Facebook, İnstagram gibi sosyal medya ortamları kullanılacaksa, “Amelinizde rıza-yı ilahi olmalı”(Lem'alar, 160) düsturu esas tutulmalı; bu vasıtalar, Kur’an hakikatlerinin neşri, ticaret, eğitim, haberleşme vb. önemli maslahatlar için kullanılmalı.
3. Benlik ve enaniyetten tahaffüz/korunmak (Şualar, 312) hakikatine binaen, facebook, instagram gibi ortamlarda kişisel fotoğraflar meşru bir sebep olmadığı sürece paylaşılmamalı.
4. Haram nazarlara sebep olduğu düşünülerek, ailevi fotoğraflar namahremlerin göreceği şekilde teşhir edilmemeli. Özellikle hanım kardeşlerimiz bu konuda daha hassas olmalı, İnternet ortamındaki suiistimaller dikkate alınarak, profil olarak kendi fotoğrafları yerine tefekküre medar levhalar kullanmalı.
5. Facebook, google plus, twitter arkadaşlığı gibi adlar altında suiistimale açık dostluk ve muhaverelerden özenle kaçınılmalı.
6. İslam coğrafyasının büyük ölçüde fakr u zaruret içinde olduğu malumken mükellef sofra manzaraları gibi başka Müslümanları imrendirecek fotoğraflar paylaşılmamalı. "Zira 100 aç adamın huzurunda kefal-i afiyetle fazla yenilmez."