TİGRİS HABER - Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter, belediyenin düzenlediği festival için geldiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992’de Seyrantepe semtinde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Halen AKP MYK üyesi olan Orhan Miroğlu ise saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu. Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin davanın duruşması, 15 Eylül’de Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Anter cinayetinde 30 yıllık zaman aşımının dolmasına ise sekiz gün kaldı. Son durumu Medyascope’a değerlendiren Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, “Bu cinayet istenseydi 1990’lı yıllarda çözülürdü. Bütün çaba ve gayretlerimize rağmen çözülmek istenmedi. JİTEM olgusu ortaya çıkarılmadan bu karanlık cinayetlerin çözülmesi zordur” dedi.
Musa Anter cinayetinin ardından olay yerine giden ve silahlı üç kişi tarafından kaçılan gazetecilerle ilgili soruşturmada da döneminin Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı olaydan 14 yıl sonra zaman aşımı kararı vermişti. Savcılık, gazetecilerin kaçırılmasını, “örgüt üyelerinin işi” olarak değerlendirmişti.
“Kirli yüz 2010’larda tekrar devreye girdi”
Dicle Anter, şunları söyledi: “Her şey açık ve net ortada. Susurluk Raporu’ndan bugüne kadar elimize geçen veriler, tanıklar ve yaşanmışlıklara rağmen zaman aşımına uğramak için her şey yapılıyor. 2000’lerin başında çözülebilirken, JİTEM olgusu hâlâ kabul edilmiyor. JİTEM’in ne olduğunu ortaya çıkarılması için çok uğraştık. Diyarbakır ve bölgede yaşayanlar, gazeteciler JİTEM’in faaliyetlerini biliyor. Hâlâ ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ı bulamadılar. 1990’lı yıllarda bulunup yakalanabilirdi. O dönem kirli bir savaş yürütüldü. O günlerde bu kirli savaşın sorumluları ve cinayetleri işleyenler ortaya çıkarılsaydı bugün yaşananları yaşamazdık. 2007’den sonra her şey ters düz oldu. Bir umut vardı, o umudu söndürdüler. Kirli yüz 2010’larda yeniden başladı, tekrar devreye girdi.”
“Dosya zaman aşımına uğrayacak, katiller ortalıkta gezecek”
Dicle Anter, sadece babası için değil, başkaları için de adalet istediğini; karanlık cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Sadece Kürtler öldürülmedi, Türkler de öldürüldü. Uğur Mumcu, Abdi İpekçi bunlardan sadece bir kaçı. Bu kadar açık seçik cinayetler işlendi ama suçlular ortada yok. Musa Anter davasında tutuklu yok, Abdulkadir Aygan ve Sipan Mete yurt dışında. İfadeleri doğru dürüst alınmadı. Savcılık ve mahkeme etkin soruşturma yapmadı. Orhan Miroğlu tanık olarak dinlendi ama sanık olarak dinlenmesi gerekirdi. Bunu ben değil, Mehmet Eymür söylüyor. Sanırım dosyayı zaman aşımına uğratacaklar. Katiller ellerini kollarını sallayarak gezecek.”
Okçuğlu: “Yargılama belli bir süre daha şeklen de olsa sürdürülecek”
Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Musa Anter, 20 Eylül 1992 yılında Diyarbakır’da saldırıya uğrayıp katledildi. Ceza soruşturması faili meçhul bir şekilde sürdürüldü. Eski Türk Ceza Kanunu’nda insan öldürmeyle sonuçlanan suçlarda suçun failinin 20 yıl içinde tespit edilememesi halinde suç soruşturması zamanaşımı nedeniyle kapatılmaktaydı. Bu süre failin tespit edilmesi, hakkında tutuklama kararı, iddianame düzenlenmesi vb. usulü işlemler yapılması halinde yarı oranında yani 10 yıl süre ile uzamaktaydı. 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına çok az bir süre kalmasına yakın Abdulkadir Aygan’ın itirafları ve teşhisi ile tetikçi olduğu tespit edilen Hamit Yıldırım’ın yakalanması sonucunda bu zamanaşımı süresi 10 yıl süre ile uzamış oldu. Daha sonra Hamit Yıldırım, ‘Yeşil’ kod Mahmut Yıldırım, Abdulkadir Aygan, Savaş Gevrekçi ve diğer bir kısım sanıklar hakkında dava açılarak kovuşturma aşamasına geçildi.
Bu süreçte yargılamanın tamamlanmamış olması nedeniyle 20 Eylül 2022’de 30 yıllık zamanaşımı süresi dolacağı için mahkemenin sanıklar hakkında muhtemel bir mahkumiyet kararı vermesi pratik olarak mümkün olmayacak ve ilerleyen aşamalarda tüm sanıklar açısından zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilerek yargılamanın sonuçsuz kalması gündeme gelecek. Bu nedenle 15 Eylül 2022’de Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşma zaman aşımı süresi öncesi yapılacak son duruşma olacak.
Bilindiği gibi Musa Anter’in katledilmesi dosyasında ‘Diyarbakır JİTEM’ olarak bilinen dosya ile Dersim’de Ayten Öztürk’ün katledildiği dosyalar da birleştiği için yargılama belli bir süre daha şeklen de olsa sürdürülecek.” (Kaynak: Medyascope)