Hemen başında vurgulayayım da sonraya kalmasın. Eğer benim de yıllar evvel öğrencisi olduğum adı sonradan Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne dönüştürülen Mektebi Mülkiye’den müsemma Mülkiye’nin sadece bir okul adı olduğunu sanıyorsanız peşinen kaybettiniz.
O kadar çok kadına ad olmuştur ki Mülkiye, saymakla bitmez.
Bu sebeple Mektebi Mülkiye’ye izafeten slogan olan “Önce Mülkiye, Sonra Türkiye” vurgusunu size bir kez daha hatırlatmama gerek yok. Evet Mülkiyeli olmakla yeri geldi övündüm. Ama ne öncesi, ne de sonrası çok derdim olmadı doğrusu. Mülkiyeliliğin sadece kazandırdığı disiplini, kararlılığı ve iradeye sevdim o kadar.
Ben size bugün adı Mülkiye olan bir kadından söz edeceğim.
Siz bu satırları Çarşamba günü okuduğunuzda onun mahpus damına girmesine birkaç gün kalacak. Kimileriniz 19 Mayıs 1919 vesilesiyle uzun yıllardır Atayı Anma Gençlik ve Spor Bayramı günü olarak kutladığınız günde Mülkiye Demir Kılınç “kitap sattığı için yasadışı örgüt propagandası yapmaktan” iki yıl bir aylık hapis cezasını çekmek üzere hapse girecek.
Üstelik henüz emekleme çağına bile gelmemiş ikiz bebeleri Özgür ve Lorin’i orta yerde bırakarak ya da yanında mahpus damına taşıyarak.
Hızlı ve sıkı bir kampanya yürütülüyor. Binlerce insan sanal dünyayı kullanarak Facebook ve Twitter ortamında paylaşımlarda bulunuyor, duyarlılık yaratıyor.
Mülkiye, iki aylık ikiz kardeşler Özgür ve Lorin’in annesi. Mülkiye’nin bebekleriyle beraber hapse girecek olmasına yol açan hikâye bir kitapevinde başlıyor. Mülkiye, satış temsilcisi olarak çalıştığı Mezopotamya Kültür Merkezi’nde bir müşteriye Nâzım Hikmet’in, Michel Foucault’nun, Noam Chomsky’nin, Abdulbaki Gölpınarlı’nın, Elif Şafak’ın, Turgenyev’in, Kazım Karabekir’in kitaplarını satıyor.
Her gün olduğu gibi işini yapan Mülkiye, başına gelecekleri tahmin bile etmiyor. Kâbus, kitapları sattığı kişinin polis tarafından yakalanıp ‘’kaçakçılık ve terör örgütüne üyelikle’’ suçlanmasıyla başlıyor. Mülkiye de sırf bu kişiye kitap satışı yaptığı için kaçakçılıkla suçlanıyor.
Mülkiye nikâhından bir gün önce gözaltına alınıyor. Bir yandan dava süreci sürerken, bir yandan Mülkiye hayatını kurmaya çalışıyor. Geç de olsa evleniyor ve hakkında 2 sene 1 ay ceza kararı çıktığında karnında iki bebeğiyle kalakalıyor.
Ceza, İstanbul 16. Ceza Mahkemesi tarafından verildi ve Yargıtay’da onandı. Yarın çok geç, harekete geçip Mülkiye’ye ve ailesine sahip çıkamazsak Mülkiye 19 Mayıs 2014 günü cezaevine girecek. Üstelik yanında minicik Özgür ve Lorin’le!
Ey adı kadınlara ad olan ve ülkeye sivil bürokrat yetiştirmek olan Mektebi Mülkiye; haberin var mı? Mülkiye mahpus damına giriyor, kitap sattı ve “yasadışı terör örgütü üyesi” oldu diye.