Kadınlar eş başkanlıkla siyasal ve yerel yönetim alanında devrimsel bir adım attı. Böylesi radikal çıkışla erkek egemenliğine karşı önemli bir hamle yaptı. Her ne kadar kabullenilmesinde bazı zorlanmalar olsa da; halk bu durumu çabuk içselleştirdi. Bu zorlanma da doğaldır. Erkek hiçbir sorun çıkarmadan, iktidarına ortak istemez. Kendine devrimci-demokratım diyenin bile; erkek egemen düşüncelerden arınmada zorlanırken, halk içerisinde bireylerin direnmesi anlaşılırdır. Ancak kadın bu dirençleri nasıl aşacak? Örgütlü yaşamıyla, direnişçi ve mücadeleci yönüyle kendini ortaya koyarak özgürleşecek; iktidarlaşacaktır.
Kadının özgürleşme mücadelesi iktidarlaşmanın olduğu her alan da yürütülmesiyle başarıya ulaşacaktır. Yerel yönetim seçimlerine hazırlık yapılan bu süreç de kadınlar eş başkanlıkla önemli bir temsil gücüne kavuştular.
Yerel yönetimler sadece belediye ve il genel meclisi değil; aynı zamanda muhtarlıklardan da oluşmaktadır. Görünen o ki; Kadınlar sadece siyasal parti ve belediyeler de iktidarlaşma mücadelesi içinde görülmektedir. Bunlarla yetinmemeli ; yerel yönetimlerde muhtarlıklar da göz ardı edilememelidir. Muhtarlıklar kadınların iktidarlaşmasında zengin bir mücadele alanı olmalıdır. Muhtarlar halkla sürekli iç içe olduklarından dolayı sosyal termometre gibidir. Halkın nabzını sürekli elinde tutan, İktidar için geniş ve güçlü bir mücadele alanıdır. Aileden sonra en dip iktidarlaşma birimidir. Dip’den başlamak iktidara en sağlam halkadan tutarak yürümek demektir.
Muhtarlıklar, halkla iç içe bir kurumdur. En yüksek iktidar erki olan devletin en yaygın ve en alt kurumlaşmasıdır. Sokağın, evin , bireyin sorunlarıyla iç içedir. Muhtarlık, kamusal yaşamın en küçük fakat en yaygın birimidir. Kadınların iktidar yarışını bu alana da taşımaları önemli bir zenginlik olacaktır. Ancak bu yarış yerel yönetim ve siyasal parti içindeki yarışdan daha zorlu ve çatışmalı bir kulvardır . Bu alanda erkeğin direnişiyle fazlaca karşılaşacaktır. Çünkü; yerelde son kale görevini gören muhtarlıklar aile ve aşiretlerin birbirine üstünlük kurma kavgalarıyla da bütünleşmiştir.
Eğer erkek egemenliğini köklü olarak çözmek istiyorlarsa toplumun en alt örgütlenmesi olan ailenin yanın da kamusal alanın en alt yapıtaşı olan muhtarlıklara talip olmaları gerekmektedir. Bu alandaki yarışı göz ardı ettikleri anlaşılıyor. Muhtar günlük olarak mahallede, sokak’da ve en önemlisi her evin içinde sayılır. Daha etkili ve sonuç alıcı başka iktidar aracı olabilir mi?