Muhalefet olmanın sorumluluğu

Mümin Ağcakaya

Öyle bir ortamda yaşanıyor hale gelindi ki, maddi durumu genel ortalamanın üstünde olanlar için yaşamak için her şey güllük gülistanlık. Bir kısım insan sınırsız para harcıyor, bir kısmı da diplerde zorunlu yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için çırpınıp duruyor. Öyle ki çoğu insan yarınımız nasıl olacak diye endişe ve kaygılardan kurtulamıyor. Zor ve yoksulluk koşullarında ayakta kalmaya çalışan insanların tutunmak için ellerinde tek kalan umutları da sönmeye, yaşama sevinçleri de birer birer ellerinden kaçmaya başladı. İnsanlar beklentileri devam ettiği müddetçe umutlarını ve yaşam sevinçlerini sonuna kadar korumaya ve yaşatmaya çalışırlar. Ne zaman ki beklentileri karşılıksız kalınca umutsuzluk ve boş vermişlik baskın gelmeye başlar.

Ortama baskın gelen bu olumsuz hava seçimlerden sonra daha da arttı denebilir. Özellikle muhalefet partilerine umut bağlayanlar seçim sonrası partilerin hem iç ilişki ve yapılanma hem de aralarındaki sorunlardan dolayı bir hayal kırıklığı yaşadılar.

Seçimler öncesi blok olarak seçmeninin karşısında birçok vaatlerde bulunan, ekonomik ve siyasal sorunlara nasıl çözümler getirecekleri konusunda her gün ekranlar karşısında ve meydanlarda konuşan muhalefet partileri seçim sonrası adeta siyaset sahnesinden çekildiler. Sanki sırra kadem bastılar.

Yakında yerel seçimler olacak bu partiler tekrardan halkın karşısına çıktıklarında nasıl konuşacaklar? Bulunacakları vaatler ne kadar inandırıcı olacaklar? Halkın bozulan morallerini ve umutsuzluklarını nasıl giderecekler? Hayal kırıklıklarına uğramaktan, umutsuzluk ve karamsarlık girdabında boğulan insanlar bir daha partilerine hiçbir şey olmamış gibi nasıl sarılacaklar? Güven duyguları nasıl tazelenecek?

Ekonomik sorunlar her geçen gün yaşam koşullarını ağırlaştırıp bir önceki günü aratır durumdayken; muhalefetin kendi iç iktidar çatışmalarına gömüldü. Halk umutsuzluk içinde kıvranıyor ve bir başına kalmanın hayal kırıklığı içinde ayakta kalmaya çalışıyor.

Kaderine terk edilmişlik, verdikleri oylara sahip çıkılmadığı düşüncesi ve yarı yolda bırakılmışlık duygusu, onları partilerinden soğutuyor. Bu yüzden partilerin iç hiyerarşik dizaynları fazla ilgilerini çekmiyor.

Muhalefet edemeyen muhalefet partilerinin derin sessizlik içine gömülmeleri, parti içi çelişki ve çatışmalarının bu kadar su yüzüne çıkması, parti içi çatışmalarına gömülmelerinin yarattığı boşluk ve kaos durumu Türkiye yakın tarihi içinde özel bir yer alacak gibi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.