Bir tarafta sıcak hava dalgalarının bize yaşattıkları, diğer taraftan ardı arkası gelmeyen depremlerin yarattığı korku, ormanların yanması… Birçok sorun, sıkıntı ve felaket birbirini kovalıyor. İnsan bazen nasıl bir yüzyıla denk geldik diye kendimizi şanssız kuşaklar içinde görmeye başladık. Bu yüzyılda dünyaya geldiğimize sitem etmeye başladık.
Bunlar yetmezmiş gibi bir de güncelliğini hiç kaybetmeyen hayat pahalılığı. Sıralayacağımız sorunların ardı gelmez. Bu kadar sorun içinde hangi derdimize yanacağız. Küçümsenmeyecek sorunlardan bir diğeri de; muhalefetsiz bir ülke olmamızdır. Muhalefet partilerinin muhalefetlik görevlerini yerine getirememeleri bir boşluk doğurmaktadır. Öyle ki muhalefet boşluğu birçok sorunun önüne geçmektedir.
28 Mayıs seçimlerinde birlikte hareket eden muhalefet partileri, bir taraftan kendi iç hesaplaşmalarına gömülmüşken diğer taraftan da birbirlerine dönük sert eleştirilerde bulunuyorlar.
Neredeyse ittifak yaptıkları için pişmanlıklarını dile getiriyorlar ve aralarındaki köprüleri de atıyorlar. Partilerin kendi içlerinde tartışıyorlar ama neden başarılı olamadıklarının muhasebesini yapıp ortaya çıkaramıyorlar.
Bu tartışmalar ve yaklaşımlar seçmenin güven duygusunu daha da kırıyor. Kaybolan ya da sarsılan umut ve beklentilerini bir daha ne zaman canlanır belirsiz bir hale geliyor.
Yerel seçimler yaklaşıyor. Seçimlerin yapılmasına aylar kaldı. Muhalefet partileri nasıl kazanacak? Kendilerinde olan bazı yerel yönetimleri de ittifaksız girdikleri takdirde kaybedecekleri açıkken, neden kazanmak için, daha güçlü bir ilişki ve ittifak geliştiremiyorlar. Seçim yaklaştıkça güç kaybettiklerini neden göremiyorlar. Dolayısıyla muhalefet boşluğu kolay kapanacakmış gibi gözükmüyor.
Muhalefet neden etkisiz kalıyor? Öncelikle kitlelere büyülü bir gelecek ve peşlerinden sürükleyecekleri bir hikâye oluşturamıyorlar. Partilerin ve liderlerinin bir hikâyeleri olmayınca, kitleler de onları bir adres olarak görmüyorlar. Bu kanaat oluşmadığı için mesafeli duruyorlar. Kitlelerin nabzını tutamıyorlar. Nabzı tutmak siyasi partilerin temel yaklaşım noktalarıdır. Başarılı bir siyasetin en temel hareket noktası toplumun nabzını tutmaktan geçtiğine göre sormak gerekiyor? Muhalefet neden kaybediyor? Bunca yıldır iktidarda kalan partinin yıpranmışlığına rağmen nasıl kazanıyor? Demek ki muhalefet toplumun yüreğine dokunamıyor. Vaatleri etkili ve inandırıcı olamıyor. Sonuçta bir boşluk yaratıyor.