Milliyetçilik/Ulusçuluk/Kavmiyetçilik üzerine bir değerlendirme

Ömer Serdar Kaplan

Zihinlerde oluşan/oluşturulan milliyetçi/kavmiyetçi/ulusçu surlarla, özelde Ülke, genelde bölge-dünya insanlarına bir ümit taşımak, bir ufuk çizmek ve yeni bir medeniyet inşasını sağlamak mümkün değildir.

Her milliyetçilik, öncelikle düşmanlar oluşturur, sonra düşman gördüklerini tüketemeye yeltenirken kendini de tüketir. Ancak tükendiğini de asla kabullenmez.

Geniş bakış açılarıyla hayata-insana-kainata bakabilmek için; milliyetçi surları, ideolojik fanatizmleri zihin dünyasından uzaklaştırmak ve zihin dünyasını berraklaştırmak gerektir.

Müslümanın zihin dünyasını yaklaşık 150 yıldır esir alan ve gittikçe de artan bir milliyetçi/kavmiyetçi anlayışın olduğunu görmek gerektir.

Son Suriye Harekatının doğrusunu-yanlışını, getirisini-götürüsünü, maliyetini, insanlar nezdinde oluşturması muhtemel kırılmaları tartışmak yerine bu Ulusçu/milliyetçi/kavmiyetçi reflekslerle tavır almak, sahip çıkmak veya red etmek tavrı, bir zihin blokajı yaşayarak aklın devre dışı kaldığının bir göstergesidir.

Milliyetçi hamasetle beliren bu tutumlar ancak zihni ve aklı bloke etmeye yarar.

Aklın devre dışı kaldığı hususlarda yapılanları-söylenenleri bir süzgeçten geçirmek mümkün müdür? Elbette değildir.

Milliyetçi tutum ve yaklaşımlara karşı kişi kendi duruşunu ve yaklaşımını belirlemelidir. İktidarların veya egemen söylemlerin etkisinde kalınarak belirlenecek duruş ve yaklaşımlar eksik olur.

İktidar veya egemen söylemler kendilerinin menfaatine olarak milliyetçiliği köpürtebilir, arttırma ameliyesine girişebilir, din veya ideolojik soslar kullanabilir.  Asıl olan bu tür durumlarda dahi; kendi duruş ve yaklaşımını korumak ve doğru olanı ifade etmekten savunmaktan kaçınmamaktır.

Dönemsel durumlar, artan hamaset, dozu yükselen milliyetçilik, eğer bir düşünceyi hemen etkiliyor ve değiştiriyorsa o zaman düşüncenin sahibinin kendi düşüncesine samimi olarak inanmadığını, düşüncesini içselleştirmediğini söylemek gerek.

Milliyetçilik aşırı tarafgirlik oluşturur. fanatikleştirir. Bu hal ise at gözlüğüyle bakmayı, ezberlerle, sloganlarla yürümeyi berberinde getirir hiç kuşkusuz.

Her milliyetçi/ulusçu/kavmiyetçi tutumun kendine kendisini haklı gösterme ve meşrulaştırma argüman ve ezberleri vardır. Bu argüman ve ezberler insanı esas almaz. Ezberlerin tükendiği yer ise şiddetten başka bir sonuç doğurmayan noktadır. Bu düşünce biçimi insanlığa şiddet ve düşmanlıktan başka bir şey sunmamıştır ve sunacağı da beklenmemelidir.

Aslında her düşüncenin ve inanışın ezberlere dayalı savunusu sonuç itibariyle düşmanlık ve şiddete meyyal kılar. Ancak milliyetçilik/ulusçuluk doğası gereği daha işin başında bu tavra sürükler.

Bu halden kurtulmanın yolu; eleştirmeyi, sorgulamayı bilmekten, farklılıkları anlamaktan ve anlamlandırmaktan, her insan tekinin kavmi/etnik mensubiyetini fitri görmekten ve onunla eşit olunması inanışını kabulden geçer.

Wesselam.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.