Türkiye şampiyonu milli yürüyüşçü Rıdvan Çelik Diyarbakır'da düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine katıldığı gerekçesiyle ‘terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet’ etmek suçundan 14 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay cezayı onarsa Çelik, 23 ay hapis yatacak.
Çeşitli tarihlerde 7 Türkiye şampiyonluğu ve 1 Balkan 3’lüğü bulunan Diyarbakırlı milli sporcu Rıdvan Çelik’in başına gelenler hayrete düşürdü. Diyarbakır’da düzenlenen 1 Mayıs etkinliğine katıldığı için hakkında ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet etmek suçundan’ yargılanan ve 14 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırılan Çelik, düştüğü durum karşısında şaşkın olduğunu belirtti.
Başından geçen olayı anlatan Çelik, “Bir gün arkadaşlarımla yürürken baktım polisler uygulama yapıyorlar. Kimlik istediler verdim. GBT’me (Genel Bilgi Toplama) baktılar ve 'Sen aranıyorsun' dediler. İki gün Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında kaldıktan sonra mahkemeye çıkardılar. Mahkeme çeşitli tarihlerde yürüyüşlere katıldığımın tespit edildiğini belirtip tutukladı. O gün benim doğum günümdü ve 1 Nisan’dı. Şaka gibi geldi, ancak şakayla hiç ilgisi yoktu.”
Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde uzun süre kaldığını belirten Çelik, “Dediler ki 'Gösteri ve eylemlerde yürümüşsün, bunlar da fotoğraflar'. Bir fotoğrafta ağzım açık. Oradan yola çıkarak 'Slogan atıyorsun' dediler. Eylem 1 Mayıs için düzenlenen bir yürüyüştü. Hemen hatırladım. 1 Mayıs için herkesin attığı türden sloganlar atmıştım ben de. ‘Yaşasın 1 Mayıs’ demişimdir en fazla. Dediler ki ‘Örgüt adına katılmışsın, müziğe eşlik etmişsin’. Olabilir, demokrat yapım nedeniyle pek çok yürüyüş ve etkinliğe davet edilirim ve giderim. Ancak bir fotoğraftan bu sonuca varmak mümkün değil. Ben militan değilim. Hiç molotof, taş veya patlayıcı madde atmadım, sadece slogan attım” dedi.
Çelik, “Ben bir anlamda kurban oldum. Ortam çok karışıktı, KCK tutuklamaları vardı. Mahkeme kimsenin gözünün yaşına bakmıyordu, benimkine de bakmadılar. Cezaevinde siyasi tutukluların bulunduğu koğuşta kaldım. Havalandırma alanı çok küçük olduğu için bu beni rahatsız etti. Cezaevi psikolojik durumumu çok bozdu. Dışarıda özgürdüm, sporcuydun, yürümeyi çok seviyordum. Sporu da çok seviyordum. Ama cezaevinde 6 metrekarelik havalandırmada yürümek çok mümkün değildi. Siyasi suçluların olduğu bölümdeydim. Benimle dalga geçerlerdi ‘Ne işin var senin gibi birinin burada?’ derlerdi. Çünkü polisle adliyeyle hiç işim olmamıştı. Bir gün kendi aralarında beni makaraya sardılar. Dediler ki koğuş alışverişi için markete kim gidecek. Herkes 'Ben gitmem, ben gitmem' deyince 'Ben giderim' dedim. 'Tamam dilekçe yazarız, yarın gidersin' dediler. Tabii öyle bir şey olmadı.”
Diyarbakır'da 15 ay, ardından 8 ay da Gümüşhane Cezaevi'nde kalan Çelik'in cezasını Yargıtay bozdu. Yerel mahkeme bu kez 5 yıl 2 ay 15 gün ceza vererek tahliyesine karar verdi. Dosya ise yeniden Yargıtay’a gönderilmiş.
Yeni hedefler var spor yok
Serbest kaldıktan sonra yeniden okuluna dönen Çelik şimdi Beden Eğitimi 3. sınıf öğrencisi. Okula birlikte başladıkları arkadaşları mezun olmuşlar. Cezaevinde geçen 23 ayın ardından yeni hedefleri var artık. Okulunu bitirip öğretmen olmak istiyor, bir yandan da antrenörlük yaparak sporcu yetiştirmek istiyor. Ancak Yargıtay’daki cezası onanırsa bunların hiçbirini yapamayacak. 23 ay daha cezaevinde geçebilir. Çelik, bu ihtimali aklına dahi getirmek istemiyor. Sporu da bırakmış. O artık yürümeyecek. Ne pistlerde, ne de eylemlerde. Sadece bir yerden bir yere giderken.
Çelik'e Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ve örgüt adına suç işlemek suçlarından dava açıldı. 15 Aralık 2011'de 14 yıl 7 ay ceza aldı.