Yıllar mı törpülüyor, çağın gereği mi?
Bir şeyler köreliyor (mu)?
Bazı değerler yok mu oluyor?
Neler oluyor?
Yazdıklarımla ilgili herkesin yorumları farklı olur, diye düşünüyorum.
Aslında hepimizin günlük yaşam atmosferi gereği tanık olduğumuz ve hayretle içinde kaldığımız toplumsal ve bireysel davranış biçimlerinin yansımalarından söz ediyorum.
Yolda, sokakta, caddede, lokantada, kahvehanede, üye olduğumuz, dernek, STK’larda, okulda, toplu taşıma araçlarında, hatta ve hatta evlerimizin içinde tanık olduğumuz bireysel ve toplumsal davranış biçimlerinin ‘raydan çıkış’ ya da ‘çöküşüne’ tanıklığımızı sorguluyor muyuz?
Soru cevapsız!
Aynı zamanda afakî, çünkü bireyden bireye değişiklik arz edebilir.
Bir kısmımızın anormal, olmaması gereken bir durum olarak değerlendirdikleri miz, bir başkası ya da başkalarınca normal, olması gereken gibi görülebilir, ya da algılanabilir.
O nedenle afakî diyorum.
Minibüs ya da otobüs yolculuğu sırasında, önünüzde, arkanızda, yanınızda yolculuk eden birinin telefonla konuşurken hayat hikâyesine, ticaretine, aşkına tanıklık etmek gibi bir ‘şeffaf’! Duruma tanıklık edebilirsiniz.
Gece son derece yüksek düzeyde eğlenen, ayrıcalıklı davranan, harcama konusunda sınır tanımayan birilerini, günlük yaşamda yoksul halkın sorunlarıyla ilgileniyormuş havasında görmeniz, görmemiz mümkün (mü)?
Mümkün, mümkün, bu durumunda afakî kategoride değerlendirilmesi mümkünler arasında.
Şey gibi, yani!
Akşam egemenin, gündüz ezilenin yanında gibi bir şey, anlayacağınız.
‘Gece silahlı, gündüz külahlı’ gibi de tanımlanabilir.
Değerler, değerler silsilesinin yok oluşu gibi bir şey.
Yani, bu başka bir şey azizim.
Omurga, omurgasızlık, bunların dik ve yarım duruşlarının birey davranışlarına yansımasının sarsıcı sonuçları karşısında sarsılmamak, hayrete düşmemek mümkün mü?
*
Devlet erkini elinde bulunduranların yarattığı değer kaybından mı kaynaklı yoksa yüzyıllık bir sıkışmanın yarattığı, yeni bir yüzyıla girişin pasaportu mu?
Bu, toplumsal yargılara boyun eğmeyen değerlerin, değer yargılarından yoksunluğu gibi bir durum?
Toplumu yok ederseniz değerleriyle de uğraşmaz sınız!
Nasıl?
‘Okullar olmasaydı Milli Eğitimi daha iyi idare ederdik’ gibi bir durum.
Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü;
‘Uzun kuyruklar oluşuyordu, bu yüzden zam yaptık’ diyor.
Halkla dalga geçiyor!
MHP’nin lideri,‘Köprüden geçmek istemeyen denizi yüzerek geçsin’ diyor.
Milletle dalga geçiyor!
Bu kafa sıkıntılı bir kafa!
Millet kendisiyle kimin/kimlerin dalga geçtiğini çok iyi biliyor artık.