Diyarbakır’da yaklaşık 3 yıl önce yıkılan ve yerine AVM yapılması düşünülen stadyum yeri ile ilgili çok önemli bir gelişme yaşandı. 24 Haziran’da yapılacak seçimler öncesi kentte bulunan Recep Tayyip Erdoğan stadyumun ne olacağına ilişkin son noktayı koydu.
Mitingde konuşan Erdoğan, “Yıkılan stadyumun yerini ne yapacağımızı biliyor musunuz. Orayı millet bahçesine çevireceğiz. Anneler çocukları ile birlikte dinlenecekler, çocuklarıyla oyun oynayacaklar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdesini verdiği stadyumun yeri ile ilgili gazetemiz “ESKİ STADYUM PARK YAPILSIN” manşeti ile okurlarına duyurmuştu.
Erdoğan, Diyarbakır'da huzur olmasını istediklerini belirterek, "Bugün Diyarbakır'la birlikte tüm bölgemiz, 40 yıldır hiç olmadığı kadar huzur doldu. Hükümetimiz ve başta İçişleri Bakanımız sayın Soylu olmak üzere bölge halkının huzuru için her şeyi yaptılar. Uzun süreden beri, hiçbir Kürt kardeşimiz sadece Kürt olduğu için mağdur edilmiyor. Kimse Kürtlere devlet aramasın. Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti'dir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri nedeniyle İstasyon meydanında düzenlenen mitingde konuştu. MHP’lilerin de destek verdiği mitinge binlerce kişi katıldı. Erdoğan’ın mitingine MHP’liler de destek verdi.
Eski stadyumun yeri millet bahçesi olacak
Önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan şöyle konuştu, "Biz Diyarbakır'ı bir kenara koymadık. Canımızdır, sevdamızdır dedik. Diyarbakır şu anda yaptığımız yatırımlarla doğunun İstanbul'u, İzmir'i haline geliyor. Bizim meşrebimizde asla ayrımcılık yoktur. Geri kalmış bölgelerimize daha çok kaynak aktarıyoruz. Diyarbakır gibi sporu seven bir şehre 33 bin kapasiteli stat yakışır dedik. Şimdi de eski stadı inşallah millet bahçesine çevireceğiz. Anneler yavrularını alacak doğru millet bahçesine gidecekler. O yeşillikler üzerinde koşturacak, orada dinlenecekler. Biz yaparız, işte bu HDP yıkar. Onlar bu ülkede yıkmak için var. Onlar buradaki evleri yıkmadılar mı? Evlerin altından tüneller açmadılar mı? Camilerimizi, okullarımızı yaktılar, yıktılar. Aynı şekilde saat kulesini yıktılar. Bunlara gereken dersi 24 Haziran'da vermeye hazır mıyız? Siz korkuyu korkutan insanlarsınız. Ölümü öldüren insanlarsınız." dedi.
"BİZ SADECE BU TERÖRİSTLERİ İMHA ETMEKLE KALMADIK"
"Biliyorsunuz, 3 yıl önce Suriçi'nde asla görmek istemediğimiz acı olaylar yaşandı" diyen Erdoğan, "Bölücü terör örgütü buradaki evleri yıktı, sokakları çukurlarla kapattı. Biz sadece bu teröristleri imha etmekle kalmadık. Suriçi'ni baştan sona yeniden inşa ve ihya ettik. Kardeşlerim Süleymaniye Camii'nin çevresini yeniden düzenledik. Gazi ve Melik Ahmet Caddeleri üzerindeki 3 bin dükkanı yeniledik. Sur'un kanalizasyon, yağmur suyu ve içme suyu altyapısını sıfırdan yaptık." ifadesini kullandı.
"HIZLI TREN ÇALIŞMALARIMIZA BAŞLADIK"
Erdoğan, "Diyarbakır demek tarihi taş evler demek. 350 taş evin inşasına başladık. Bu rakam 1500 çıkacak. Tüm taş evleri 1 yıl içerisinde bitecek. Turistler buraya akın edecek. Buraları gelip görecekler. Terörün kol gezdiği buralarda inşallah turistler gelip gezecek. Diyarbakır'ı hızlı trenle buluşturmak için çalışmalarımıza başladık. Hızlı trenin rahatı ve konforunu Diyarbakır'a getiriyoruz. Diyarbakır Havalimanı'nı yeniden ele alarak, yeni bir terminal binası yaptık. Diyarbakır'da 260 bin dekar araziyi sulamaya açtık. Diyarbakır'ın çılgın projesi olarak da bilinen Silvan Barajı ile 2 milyon 350 bin dekar zirai arazi sulanacak." diye konuştu.
"BAY KEMAL DİYARBAKIR'DAN SESLENİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay Kemal, Diyarbakır'dan sesleniyorum. İnce, ince Bay Muharrem'e de sesleniyorum. Bugüne kadar Diyarbakır'da tarımsal desteğimiz 4 katrilyon oldu. Bunlar konuşuyor. Makaram sarı bağlar, kız oynar gelin ağlar. Diyarbakır'da hayvancılığa yüzde 50, arıcılığa yüzde 60 hibe veriyoruz. Sadece ana başlıklarıyla zikretsek dahi hizmetleri saymayı bitiremiyoruz. 24 Haziran'da tercihimizi bir kez daha hizmet siyasetinden yana kullanıyor muyuz?" dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gençlerimizin yıllardır geleceklerini karartanlara bu seçimde sağlam bir cevap vereceklerine inanıyorum. Sadece yatırım değil, huzurun kıymetini özellikle Diyarbakırlı çok iyi biliyor. Biz istiyoruz ki, Diyarbakır diyar-ı huzur olsun. Bugün Diyarbakır'la birlikte tüm bölgemiz, 40 yıldır hiç olmadığı kadar huzur doldu. Hükümetimiz ve başta İçişleri Bakanımız sayın Soylu olmak üzere bölge halkının huzuru için her şeyi yaptılar. Uzun süreden beri, hiçbir Kürt kardeşimiz sadece Kürt olduğu için mağdur edilmiyor. Her kim herhangi bir Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasbetmeye çalışırsa karşısında beni bulur. Artık hiçbir terörist haraç alamıyor. Artık belediyenin önünde ağlayan Diyarbakırlı anneler var mı? Artık kimse gelip esnafımızın kepenkini kapattıramıyor."
"KİMLİK VE İNANCIMIZIN ÖNÜNDE HİÇBİR ENGEL YOK"
"Hamdolsun artık kimlik ve inancınızın önünde hiçbir yasak yok." diyen Erdoğan, "Yasak olan şey sizin hakkınıza yönelik terörist saldırılardır. Kürt vatandaşlarımızın tamamı Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesi altındadır. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak beni bağlayan kurallar diğerlerini de bağlamak durumundadır. Öyle efelik yapmaya, kuralları hiçe saymaya kalkarsanız bu devlet buna izin vermez. Diyarbakır'da 53 Kürt kardeşime sokağa dökülün diyen kimdi? Edirne'deki değil mi? Yasin Börü evladımızı bunlar şehit etmedi mi? Şimdi ne olmuş, cumhurbaşkanlığına aday olmuş. Hepsi türbe ziyaret eder gibi Edirne'ye ziyarete gidiyor. Muharrem bir de bununla övünüyor. Ziyaret etsen ne olur, sen benim halkımı ziyaret et halkımı. 53 Kürt kardeşimin kanı Demirtaş'ın eline bulanmıştır. Bunun bedelini er ya da geç ödeyecek." ifadesini kullandı.
"KÜRTLERİN DEVLETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ'DİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimse Kürtlere devlet aramasın. Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir." diyerek, "Öyle 'Ben şuyum, ben buyum' diyerek, milletin hak ve özgürlüklerini hiçe saymaya kalkarsanız, bu devlet buna izin vermez." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Biz, Kürtlerin bizatihi kendilerini bir sorun olarak gören anlayışa nazire olarak 'Kürt sorunu yoktur' diyoruz. Asla değişmeyecek ve hep öyle kalacak resmi dilimiz Türkçe ne kadar değerliyse, anadiliniz Kürtçe de o kadar kıymetlidir." dedi.