Salih Yeşil
TİGRİS HABER - Diyarbakır'da E. A. adlı çocuğa cinsel istismarda bulunması nedeniyle görevden alınan MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp'in beraat ettiği davanın gerekçeli kararı açıklandı. Diyarbakır 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 15-18 yaş aralığındaki çocuklara yönelik cinsel istismarda cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Söz konusu olayda belirtilen şartların gerçekleşmediğini değerlendiren mahkeme, beraat gerekçesini delil yetersizliğine dayandırdı.
Mağdur, sanık ve tanık ifadeleri dışında olaya dair somut bir delil bulunmadığına gerekçeli kararında değinen mahkeme, mağdur E. A.'nın anlatımlarını tutarsız bularak , "Mağdura ayak, bacak ve omuz bölgelerine masaj yaptırdığı sabit kabul edilen sanığın, iddia edildiği şekliyle mağdura cinsel organına masaj yaptırmak, sürtünmek vb. şekilde eylemde bulunduğuna ve ayrıca cinsel taciz suçunun oluşumuna sebebiyet verecek ölçüde sözler söylediğine ya da ayak, bacak ve omuz bölgelerine yaptırmış olduğu masajı mağdurun iradesi dışında ve cinsel saikle yaptırdığına, bu suretle üzerine atılı suçlardan cezalandırılmasına karar verilmesine yeter nitelik ve derecede mağdurun olağan yaşam deneyimlerine aykırı, maddi delilden yoksun, soyut ve tutarsız anlatımları dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı kanaatine varılmıştır." değerlendirmesi yaptı.
'15-18 yaş grubunda rıza aranır'
Gerekçeli kararında E. A.'nın kovuşturma aşamasındaki ifadelerine işaret eden mahkeme heyeti, istismar olayının doğru kabul edilse dahi, E. A.'nın beyanlarına işaret ederek, bu konuda rızası olabileceğini savundu. Gerekçeli kararda E. A.'nın beyanlarına yer veren mahkeme heyeti, şu ifadelere yer verdi: "Somut olay yönünden bir an için iddianameye dayanak yapılan ve sanığın işlediği iddia edilen suçlara konu eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiği kabul edilse dahi, suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubu içerisinde yer alan ve sanığa isnat edilen eylemlere karşı rızası, mutlak surette tasarruf yetkisi kapsamında kabul edilen mağdurun, kovuşturma aşamasında Adli Görüşme Odasında teknik kayıt cihazı ile kayıt altına alınan ve sonrasında tutanağa bağlanan, 'Bir kere de şöyle bir şey söylemişti, ımmm, demişti biraz daha devam edersen biraz sıvı akacak gibi bir şey söylemişti bana. Sıvı akabilir diye, gülmüştüm ona, kahkaha atmıştık. Bunu da zaten bir kere söyledi, zaten bir kere oldu. Bir defa kurdu ve onu ben demiştim aynaya bakınca kendimi beğenmiyorum demiştim. Çirkin demiştim. Yani ona razı gibi göründüm, çünkü ben şikayet ettiğim zaman bana karşı bir şey sunamasın. Şikâyet etmem gerekir diye düşündüğüm için aldım' şeklindeki beyan vermişti."
'Mahkûmiyet için yeteri kadar delil yok'
E. A.'nın beyanlarını "rızasının varlığı" olarak yorumlayan mahkeme heyeti, beyanlar doğrultusunda oluşan kanaatini şu şekilde gerekçelendirdi:
"İçerikleri birlikte gözetilerek, rızasına aykırı olarak kendisine cinsel istismara konu eylemler gerçekleştirilen kişinin eylemin gerçekleştiği sırada eylemde bulunan kişi ile birlikte kahkaha atması, razı olmaması halinde herhangi bir kötülüğe maruz kalacağı yönünde delil ve emare bulunmaması ve bu yönde bir kaygısı da olmamasına rağmen eylemi gerçekleştirene rızası varmış gibi kendisini göstermesi ve eylemler sırasında beğenilme isteğini açıkça ortaya koyar sözler sarf etmesinin olağan yaşam koşullarına aykırıdır. Rızasına aykırı şekilde cinsel eylemlere maruz kalan bir mağdurdan beklenilebilecek bir davranış şekli değil. Bu haliyle sanığa isnat edilen ve mağdura karşı gerçekleştirildiği iddia edilen eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin kabulünde dahi somut olayda sanık tarafından cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak eylemde bulunulduğuna, bu suretle sanığın üzerine atılı suçların kanuni unsurlarının oluştuğuna ve atılı suçlardan cezalandırılmasına karar verilmesine yeter nitelik ve derecede her türlü şüpheden uzak , kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı yönünde hukuki ve vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”