Ali Abbas Yılmaz - Özel
‘Erken seçim demek ülkeye yeni bir yük demektir’
TİGRİS HABER - Muhalefetin erken seçim çağrısına hükümetin neden olumsuz yanıt verdiğini şöyle değerlendirdi: “Hükümetin erken seçime olmuşuz cevap vermesiyle ilgili Genel Başkanımız, liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin seçimin zamanında yapılacağı yönünde bir açıklaması vardı. Ülkemizde biliyorsunuz her seçimden 6 ay sonra muhalefet hemen erken seçim çağrılarına başlar. Erken seçim demek ülkeye yeni bir yük demektir. Siyasi kimliğimden ziyade bir vatandaş olarak düşündüğümde de neden erken seçim olsun ki? Seçimler zamanında yapılmalı. Bunun yasayla belirlenmiş bir süresi var. İktidar da muhalefet de seçimin normal süresini beklemelidir. Neticede her seçim ülke için yeni bir ekonomik yük demektir. Dolayısıyla seçimler zamanında yapılmalıdır.”
‘Böyle bir dönemde erken seçimi konuşmak ülkeyi kaosa sürüklemektir’
Daha önceki erken seçimlere ilişkin de Kayaalp şunları söyledi: “Bana göre şuan erken seçim için bir sebep yok. Erken seçim bir otorite boşluğu da doğurabilir. Türkiye bugün birçok cephede mücadele vermektedir. Libya’dan, Suriye’ye kadar, zaman zaman ise Yunanistan ile yoğun bir gündemin içinde. Ülkemiz dışarıda en yoğun mücadele verdiği bir dönemi yaşıyor. Böyle bir dönemde ve bunun üzerine pandeminin de pik yaptığı bir süreçte ve dünya çapında büyük sorunlara yol açan bir dönemde erken seçimi konuşmak ülkeyi kaosa sürüklemek gibi bir tehlike de barındırıyor. O yüzden seçim zamanında yapılmalı.”
‘Dünyayı ilgilendiren bir problem haliyle bizi de etkiliyor’
Kayaalp, muhalefetin erken seçim çağrısı yaparken sıraladığı koşullara (ekonomi kötü, ülke yönetilmiyor, vatandaş geçinemiyor, hukuk alanında, özgürlükler alanında sıkıntılar var vs.) ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Amerika’da, İngiltere’de de ve dünyanın birçok gelişmiş devletinde de ekonomik sıkıntılar var. Bunun sadece Türkiye ile bir alakası yok. Pandemiden kaynaklı dünya genelinde ekonomik sıkıntılar var. Otomobil üretimi durdurulmuş, büyük sanayi üretimlerinin tamamı durdurulmuş. İmalat sektöründe binlerce insanın çalıştığı işyerlerinde şuan sayı minimuma düşürülmüş ve vardiyalı sisteme geçilmiş. İnsanların canı tabii ki ekonomiden önemlidir. İnsanlar yaşamalı, sağlıklı olmalı. Dolayısıyla dünyayı ilgilendiren bir problem haliyle bizi de etkiliyor. Pandemiden kaynaklı sadece bizde değil bütün dünyada ekonomik sorunlar var.”
‘Türkiye üzerinde bir ekonomik operasyon uygulanmakta’
Hazine ve Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanının görevden alınmasının ekonomideki sorunlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı üzerine de Kayaalp şunları ifade etti: “Türkiye üzerinde bir ekonomik operasyon uygulanmakta. Bunu artık sokaktaki simitçi bile konuşuyor. Ekonomiyle çok ilgisi olmayan insanlar bile bunun farkında. Türkiye birçok cephede mücadele verirken elbette bundan rahatsız olan bazı süper güçler var. Bunlar yıllarca belli ülkelerde ekonomik kaoslar oluşturarak iktidarları devirip, kendi istedikleri yönetimleri başa getirmişlerdir. Bunun dünyada birçok örneği var. Bugün Türkiye’nin Azerbaycan’ın haklı mücadelesi olan Dağlık Karabağ savaşında tavrının net olması birilerini rahatsız ediyor. Türkiye Azerbaycan’ın sonuna kadar yanındadır, yanında da olacaktır. İşte bu güçler Türkiye’nin ekonomisini bir şekilde sekteye uğratıp, ülkeyi kaosa sürüklemenin hesabını yapıyorlar. Ekonomideki zaman zaman keskin çıkışların bu operasyonlardan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Tabii inşallah milletimiz, devletimiz bunun üstesinden gelecektir.”
‘Anketler algı operasyonu’
Sokaktaki enflasyonun ve vatandaşın geçim derdinin katlanmasına ilişkin ise Kayaalp şu değerlendirmede bulundu: “Ekonomiye yönelik dışarıdan bir operasyonun olduğuna inanan biriyim. Doların artışı ve buna bağlı olarak dışarıdan aldığımız ürünlerin fiyatlarının hızlı bir şekilde artması ve alım gücünün azalmasıyla denktir. Geçen yıl bin liraya aldığınızı bu yıl bin 500 liraya alıyorsanız bu dolarla alakalı bir olaydır ve bu da dışarıdan yönetilen bir operasyonun sonucudur. Bir kaos oluşturulmak istenmekte. Cumhuriyetin kurulduğundan bu yana Türkiye her ayakları üzerinde durmaya ve dünyada söz sahibi olmaya başladığında ya ekonomik çökertilmeye çalışılıyor veya ülke içinde bir iç kargaya çıkartılıyor. Ancak milletimiz artık bunların farkında ve bunun bir operasyon olduğunu da biliyor. Dikkat ederseniz bütün anketlerde de Cumhur İttifakı’nın oylarında bir kayıp yok. Hatta oy artışları var. Hatırlarsanız hendek-çukur olayları uzun zaman sürdü v çok cana mal oldu. Dolayısıyla o gün ondan muvaffak olamayanlar bugün ekonomi ile vurmaya çalışıyorlar.”
‘MHP teşkilatı kentte aktif çalışıyor’
Anketlerdeki oy oranlarına değinen Kayaalp, şöyle konuştu: “24 Haziran seçimlerinden önceki anketleri hatırlayın. Bazı anket firmaları MHP’yi yüzde 3 gösteriyordu. Cumhur İttifakı’nın oylarını yüzde 45 gösteriyorlardı. Fakat seçimden sonra gördük ki, bunlar tamamen aldı oluşturmak için yapılmış anketlerdi. Şimdi yine böyle bir operasyon var. Bazı anket firmalarının yine algı oluşturma çabalarının olduğunu biliyoruz. Vatandaşın kafasını karıştırma operasyonları sürüyor. Ülke üzerinde operasyon yapanlar durmuyor ama ülke için mücadele edenler de durmuyor. Vatanının milletini seven herkes bunlara karşı ciddi bir mücadele içindedir. Bir anket firmasının dediği ile ülkede bir şeyler değişmez. Her şey vatandaşın sandıkta kullandığı oy ile değişir. Diyarbakır için konuşayım: 24 Haziran seçimlerinden sonra bize olan teveccühle bugünkü ilgi kıyas dahi edilmeyecek düzeydedir. Arada uçurum fark var. 24 Haziran seçimlerinden önce bize gelen insan sayısı yüzlerle ifade ediliyorsa bugün bu sayı on binleri buluyor. Sahada MHP Diyarbakır’da aktif olarak çalışmaktadır. 24 Haziran seçimlerine kıyasla Diyarbakır’da çok daha fazla oy alacağız.”
‘Gençlerin gelecekle ilgili bir umudu yok’
Kentin öne çıkan sorunlarına ilişkin ise Kayaalp şunları söyledi: “Kentin ciddi bir genç nüfusu var. Yaptığımız araştırmalara göre genç nüfusun gelecekle ilgili umutları yok. Öncelikle gençlerin gelecekle ilgili kaygılarını bitirmek ve onlara umut vermek gerekiyor. Araştırmalarımızda gençlere gelecekle ilgili soru sorduğumuzda, ‘benim gelecekle ilgili bir planım yok’ diye yanıt alıyoruz. Yani gençlerin gelecekle ilgili bir umudu yok. Özellikle okul okuyamayan ve yaşadıkları yerden göç etmek zorunda kalan gençlerin gelecekle ilgili ciddi kaygıları olduğunu gördük. Bu gençlerin gelecekle ilgili umutları olmadığında her türlü terör örgütünün, suç örgütlerinin potansiyel hedefi konumundadırlar. Yani, bu çocukların kafası çok kolay karıştırılabilir ve kolayca olumsuz içlerde kullanılabilirler. Bunun binlerce örneğini yaşadık. Bir dönem Diyarbakır’dan kırsala günde 600 gencin dağa gittiğini resmi verilerden biliyoruz. Ama çok şükür bugün bunlar minimize edildi ve neredeyse sıfırlandı. Gençliğe umut vermemiz lazım. Bunun için belediyelerin, devletin bütün organlarının çalışması lazım. Diyarbakır’da MHP olarak gençlikle ilgili eğitim seminerleri veriyoruz. Yine mesleki seminerlerimiz var. 18-25 yaş arası gençlere haftada 2 defa mesleki eğitimler veriyoruz. Diyarbakır’ın birinci ligde oynayan tek voleybol takımında ciddi çalışmalarımız var, altyapıdan gençleri yetiştiriyoruz. Bu gençlerimize model oluşturduğumuz başarılı oyuncularımız var. Diyarbakır Asur Gençlik Spor Kulübü faaliyetlerini sürdürüyor. Çim Hokeyi alanında, futbolda altyapıda çocukları yetiştiriyoruz. Milliyetçi Anneler Birliği var ve bu annelerimiz her gün kapı kapı dolaşıp en az 20 eve girip çıkıyor. Milliyetçi Anneler Birliği özellikle yoksul semtlerde (Bağlar, Şehitlik, Ben-u Sen, Seyrantepe) dolaşıp insanların sorunlarını dinliyorlar ve bu sorunları İl Başkanlığına rapor olarak sunuyorlar.”
‘Göstermelik, şişme işler yaparak insanların fikirlerini değiştiremezsiniz’
Diyarbakır’da yaptıkları çalışmalarda işsizlik sorununun öne çıktığını belirten Kayaalp, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşsizlik ciddi sorun ve bu sorun pandemi döneminde günlük işlerde yevmiye usulü çalışan insanlar iş bulmakta çok zorlandı. Yine bize gelen raporlarda gençlerin umutlandırılma ihtiyacını görüyoruz. 2016’dan beri belediyelerin neredeyse tamamı kayyum sistemiyle yönetiliyor. Zaman zaman çok doğru işle yapılmakta ama zaman zaman ise bize göre doğru olmadığını düşündüğümüz işler de yapılmakta. Belediyeyi sadece park, bahçe, altyapı hizmetlerinden ibaret göremeyiz. Belediye vatandaşın her alanda yardımına koşmalıdır. Yeni iş alanları açılabilir, projeler geliştirilebilir. Bununla ilgili komisyonlar kurulabilir. Sahada farklı çalışmalar için kendi alanlarında gruplar oluşturulabilir. Diyarbakır zor bir şehir ve 40 yılı aşkındır terörle boğuşuyor. Çok ağır bedeller ödemiş bir şehir. Diyarbakır sadece ev ve esnaf ziyaretleri ile değiştirilebilecek bir şehir değildir. Diyarbakır ancak dokunularak değiştirilebilecek bir şehirdir. Göstermelik, şişme işler yaparak siz insanların fikirlerini değiştiremezsiniz. Örneklersek; bugün kulüplerin altyapısından oynayan çocuklar var ve bunlar arasında ailesinden dağda öldürülmüş ya da ağır hapis cezası alan çocuklar var. Bu çocuklar bugün milliyetçi bir düşünceye sahip ve bunu da korkmadan her yerde dile getiriyorlar. Sosyal medya hesaplarında inandıkları milliyetçi düşünceleri paylaşıyorlar. Bu bir değişimdir. Dokunduk ve değiştirdik. Doğruları görmelerini sağladık. Diyarbakır’da vatanının, milletini seven bir gençlik oluşsun istiyoruz. Biz iki üç nesil kaybettik. Binlerce insanımızı teröre kurban verdik. Yüzbinlerce insanımız terörden kaynaklı yerinden göç etmek zorunda kaldı. Bir nesil aha kaybedilsin istemiyoruz. Bunun için de gücümüz yettiğince her alanda gençlerin yanında olmaya çalışıyoruz. Sosyal alanda, mesleki alanda, spor alanında gençlerde bir umut oluşturmaya çalışıyoruz. Belediyelerden de talebimiz günlük faaliyetlerden ziyade uzun vadeli projeler ve toplumdan gelen talepler etrafında bir çalışmadır.”
‘MHP olarak İŞKUR’a hiçbir dönem liste vermedik’
İŞKUR’daki alımlarda kayırma iddialarına ilişkin Kayaalp şöyle konuştu: “15-20 gün önce de alımlar oldu. Noter huzurunda kura ile belirlendi. Ama birçok vatandaş bize de geldi ve kurada hile yapıldığını iddia etti. Bu iddialar sokakta da kulağımıza geliyor. Bizim bu konuya ilişkin iddialar konusunda yaptığımız araştırmada ise kayırma ve rüşvet iddialarına ilişkin bir emareye rastlamadık. Ancak bu kadar ısrarla vatandaşlar bu iddiaları dillendiriyorsa da bu konuda başlatılacak adli bir sürecin sonunda durum netleşebilir. Tabii bizim parti olarak bu iddiaları soruşturma gibi bir imkanımız yoktur. Biz MHP olarak İŞKUR’a hiçbir dönem liste vermedik. Vatandaşlar İŞKUR alımlarında kayırma olduğuna dair bize 600’ün üzerinde dilekçe ile başvuruda bulundular. Vali Bey’in bu konuyu araştırması gerektiğine de inanıyorum. Bu kadar çok iddia ve bu iddiaların araştırılması için talep varsa bunun göz önünde bulundurularak konuyla ilgili bir araştırma yapılmasında fayda olduğunu düşünüyorum. 600’ün üzerinde vatandaş partimize dilekçeyle başvuruyor ve İŞKUR alımlarında isminin çıkmadığını ve işin içinde hile olduğunu düşündüğünü söylüyor. Bu konuyla ilgili kişisel görüşüm ise şudur: Konuyu Valiliğin araştırmasında yarar var. Noter huzurunda yapılan bir kurada hile olacağına ihtimal vermiyorum. Ancak konunun araştırılıp vatandaşın bu konudaki kaygılarının giderilmesi gerekiyor. Bir hile yoksa bundan vatandaşın bilgilendirilmesi lazım. Araştırma sonucunda bilgilendirme amaçlı bir açıklamanın yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
Kentsel dönüşüm şart
Diyarbakır Bağlar Kaynatepe’de yapılacak olan kentsel dönüşüme ilişkin ise Kayaalp şunları söyledi: “Bağlar’da öyle binalar var ki, 5 katlı binanın tek bir kolonu bile yok. Yığma tuğla ile yapılan eski yapılar. Birbirine yapışık şekilde kolonsuz, düzensiz yapılan yüzlerce bina var. Ciddi bir deprem şöyle dursun şiddetli bir yağmura dahi dayanamayacak binalar var. Bunu görüp de kentsel dönüşümün olmamasını istemek doğru değil. Diyarbakır’daki vatandaşların can güvenliği ve güvenceli bir evde yaşam sürmeleri için kentsel dönüşüm şart. Vatandaş mağduriyeti düşüncesine gelince, bu konuda kaygılı olan ve bize gelen insanlar da var. Kentsel dönüşümde olan bölgede evim var ama evimi kanıtlayacak belge elimde yok diyen insanlar var. Tabii bu konuda devletin belirlediği belli kriterler var ve bu şartlara uyan kimsenin mağdur edileceğini düşünmüyorum. Ancak bunu da istismar eden insanlar var. Bunu Sur’da da gördük. Evi olmadığı halde mağdur edildiğini ve yardımlardan yararlanmak isteyen insanların olduğunu gördük. Tabii bunun yanında gerçekten mağdur olanlar da var ama bunların ciddi sayıda olmadığını düşünüyorum. Çevre Şehircilik bu konuda açıklamalar da yaptı, insanların mağdur edilmeyeceğiyle ilgili. Ama tabii ancak süreç başlayınca takip ederek durumu anlayacağız. Umut ediyoruz ki bir mağdur oluşturulmayacaktır. Ama ola ki bir mağduriyet oluşursa nasıl ki Sur’daki mağdurların yanında yer aldıysak Bağlar’da da mağdurların yanında olacağız. Sur2da mağduriyet yaşayanların sorununu meclis kürsüsünde de dile getirdik. Bunun üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir açıklama yaparak Sur’da oluşan mağduriyetlerin giderileceğini belirtti. Bağlar’da kentsel dönüşüm süreci bir başlasın ve biz bunun da takipçisi olacağız.”
‘Kurallara uyulmazsa elbette ki pandemi pik yapar’
Kentteki koronavirüs vakalarındaki artışları değerlendiren Kayaalp şunları ifade etti: “Dünyanın birçok ülkesinde pandmeiden dolayı yeni kısıtlamalar gündemde. Türkiye’de de belli illerde kısıtlamalar söz konusu. Havaların soğumasıyla beraber pandemi yeniden pik yapmaya başladı. Diyarbakır’da da vakalarda hızlı bir yükseliş var. Bunu hastanelerden, doktorlardan aldığımız bilgilerden ve sokakta insanların karantinaya alınmalarından biliyoruz. Tabii vatandaşta da pandemiye karşı bir rahatlık var. Kısıtlamalar kaldırılınca sanki pandemi bitmiş gibi davranıyor. Sokakta maskesiz dolaşan insanlar görüyoruz. Bunun yanında maskesiz dolaştığı için ceza alan insanlar da var. Kurallara uyulmazsa elbette ki pandemi pik yapar. Vatandaşlarımızdan talebimiz maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymalarıdır. İstemeyerek de olsa başkasının katili olmayalım, başkasına zarar vermeyelim. Virüs salgını devam ediyor, hastalık yayılıyor. Halen pandemi sürüyor ve hastalığa ne bir tedavi ne de aşı bulunmuş değil. Hastalığın arttığı Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere de yansıyor.”
‘İnsanların kurallara uymaları için sayıları yüksek vermek daha mantıklı’
Sağlık Bakanlığının günlük açıkladığı vaka ve can kaybı sayısına karşı toplumda bir güvensizlik olduğu yönündeki algılara ilişkin ise Kayaalp şöyle konuştu: “Sağlık Bakanlığı verileri neden eksik açıklasın? İnsanların kurallara uymaları için sayıları yüksek vermek daha mantıklı. Sağlık Bakanlığının sayıları eksik gösterdiği bana mantıklı gelmiyor. Diyarbakır’da bugün yoğun bakım servislerinde yer olduğunu biliyorum. Pandemi hastanesine gidip de testini yaptıramayan ya da testim pozitif çıktı ve ağır hastayım ama yatışım yapılmadı diyen bir vatandaş görmedim. Fakat vakalarda artış olduğu bir gerçektir. Çok şükür sağlık sektöründe bir çöküş yok.”
‘Sadece şov ve görsellik olmamalı’
MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp son olarak şunları söyledi: “Belediyelerin gösterişe yönelik çalışmalar yerine içi dolu gerçek faaliyetler yapması gerektiğini düşünüyorum. Mesela bizim Diyarbakır’a kazandırdığımız bir takımımız var. Biz bu takımın desteklenmesini istiyoruz. Neticede bu kentin takımıdır, Diyarbakır’ın gururu olacak bir takımdır. Biz şuana kadar herhangi bir destek görmedik. Bir iki ilçe belediyesi dışında kimseden destek görmedik. Büyükşehir Belediyesi yakın bir tarihte malzeme yardımında bulundu ve onda da amatör ligde oynayan futbol takımımız yararlandı. Bunun için de teşekkürü bir borç biliriz. Şuan kentte güvenlik kaygıları giderildi ama insanlara umut da vermek lazım. Özellikle gençlere yönelik içi dolu faaliyetlere ihtiyaç var. Sadece şov ve görsellik olmamalı. Zaman değerlidir, israf edilmemeli. Eldeki imkanlar boşa harcanmamalı. Bütün belediye başkanlarımıza çağrımız budur. Teşekkürler…”