‘Mezopotamya’nın çocukları Mezopotamya’da doymalı’ diyen Sosyolog Rüstem Erkan’a bu önermesinden dolayı teşekkür ediyorum. Tuttum bu önermeyi ve ‘Slogan’ olması gerektiğini söylüyorum.
Diyarbakır da dâhil olmak üzere Mezopotamya coğrafyasında yaşayan her bireyin üretimin içinde olması için hep birlikte çaba sarf etmeliyiz. Tarih ve turizm değerlerini önceleyerek durumu güncelleyip, tarım ve sanayi alanlarını güçlendirecek iç dinamikleri de en iyi şekilde organize etmek mümkün.
Bunlar olunca istihdam ve üretim alanları da canlanır, ‘Mezopotamya’nın çocukları Mezopotamya’da doyar.’
*
ANZELE VE AÇIK HAVA MÜZESİ
Daha önce de yazdım, Sur içinin 1,5 kilometrelik kısmı yerli ve yabancı turistin ilgi odağı olduysa, geriye kalan kısmı, yani tamamı 5,5 kilometreye tekabül eden alanlar da düzenlenip turizme açılırsa, işte o zaman ‘Açık hava müzesiyiz’ diyebiliriz.
Var bazı çalışmalar, ancak hareket lazım.
Örneğin; Anzele bölgesinden Ulu camiye kadar uzanan koridorda geçen yıl bir çalışma yapılmış, bazı tespitlerde bulunulmuştu. Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığının bu konuda yaptığı çalışmaların hangi aşamada olduğunu bilmiyorum ancak, ete kemiğe bürünmüş bir projenin müthiş bir turizm alanı yaratacağını az-çok tahmin edebiliyoruz. Yeni ve yüksek yapılar yıkıldığında, eski yapılar ortaya çıktığında Surlarla birlikte harika tarih görüntülerini turizme kazandırmış olacağız.
Alipaşa, İskenderpaşa, Mardinkapı, Dağkapı, Tek kapı, Urfa Kapı derken, al sana dünyada eşi benzeri olmayan 5,5 kilometrelik ‘Açık hava müzesi.’
*
BÜYÜKŞEHİR VE BİLEŞENLERİN ZİRVESİ
Sur ilçesini en iyi bilenlerden biri de Kaymakam ve Belediye Başkanı Abdullah Çiftçi.
O şimdi Büyükşehir Belediyesinde Genel Sekreter.
Başta Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere, DESOB, OSB, Borsa gibi kurumlar olmak üzere kentin diğer bileşenleriyle geleceğe dönük bir zirve toplantısı gerçekleştirebilirler. Seçim dönemine kadar hazırlanacak bir alt yapı için belki de en iyi zaman. Yani, ‘Mezopotamya’nın çocukları Mezopotamya’da doymalı’ önermesinin içini, dışını, altını doldurmak adına.
*
Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesinin yoğun bakım ünitesinin 2 yıldır bozuk olan fotoselli kapısı neden yapılmıyor?
Birkaç ihale hazırlığı başarısız olmuş her nedense?
Duydum ki, bir ihale işi daha son aşamaya gelmiş, ilana çıkmak üzere.
Ancak, daha önceden de olduğu gibi yine birileri engelliyormuş, ya da içeriden-dışarıdan durum anlaşılmaz hale getiriliyormuş.
Malum, rantçıların cirit attığı bir alandı burası.
Şimdilerde düzelmiş, işler normale dönüyormuş, rahatsız olanlar ‘Çomak’ sokuyor (muş).
Bence durmayın, işi en iyi, namuslu yapana verin, bu ayıptan da kurtulun!
Elle açılan fotoselli kapı yakışıyor mu?
Eh artık, sağlık müdürlüğü ve Valilik de görevini hatırlasın bir zahmet.