Dövme son yıllarda revaçta olmakla birlikte deri üzerine işlenen bu harika tasarımlar hakkında sizlere bildiklerimi aktarmak istedim.
Deriye işlenen bu tasarımlar neolitik çağlara kadar dayanmaktadır. İnsanlar bu tasarımları uygularken kimi zaman kişinin inançlarını, özel bir geleneği temsil etmek gibi farklı konuları ele alıp yapıldığına şahit oluyoruz.
Dövmenin ilk geleneği olarak Mezopotamya’nın incisi Deq’ten bahsetmek gerekirse; her tasarımın kendi içinde anlamı olan minimal figüratif dokunuşlara sahip kadın erkek fark etmeksizin yapılan bu tasarımlar kimi zaman kına ile karıştırılsa da esasında deriye işlenen kalıcı işlemlerdir. Deq geleneğini koruyan Fatma Temel Diyarbakır’da yaşamakta olup tasarımlarıyla insanlara izlerini bırakmaya devam etmektedir.
Dövme sanatında ise akla ilk gelen “old school” kısaca açıklamam gerekirse; Amerikan ve Batı geleneğinden etkilenen dövme stilleri gözümüzde canlanır. Fakat bende dahil olmak üzere çok hızlı bir şekilde insanlar minimal dövmelere büyük ilgi uyandırmaya başladı. Hatta çoğu tasarımların Deq’in tasarımları ile bağlantısı olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden işini takdir ettiğim ve aynı zamanda genellikle müşteri kitlesinin minimal dövme talebiyle gelen Dövme Sanatçısı arkadaşım Damla Ertürk’e bu soruyu yönelttim. Sorum şuydu “İnsanlar eski geleneklerine hızla dönüş yapıyorlar ve genelde minimal yapılan işlemlerden mutlu ayrıldıklarına tanıklık ediyorum. Bunun en büyük sebebi ne olabilir?” diye kendisine sorduğumda günümüzde de insanların istediği tasarımların altında yatanlardan biri tıpkı Deq’te olduğu gibi kendileri için şans, yaşantısında küçük bir hatırası olan veya kendisini mutlu ettiğini düşündüğü batı deformasyonun çok ötesinde bu kavramları öncelik tutarak dövme yaptırdıklarını söyleyip ardında şunları da ekleyerek devam etti: “Tasarımlarımda kültürleri harmanlıyorum Yunan Mitolojisi’nden başlayan ve içine Mezopotamya kültürünü alarak desenlerimi ortaya çıkarıyorum.” Bu sohbetin ardından çıkardığım sonuç ise insanların geçmişe ait hem özlemi hem de daha yalın ve özel durumları her alanda görmek istediği gibi dövme sanatında da bu yöne hızla bir gidiş olmaya başladığının sonucudur. Bazı toplumlarda dini inanç olarak yapılması uygun görülmeyen işlerin esasında tamamen insanların kendini iyi hissetmesi ile doğru orantılı olduğunu görmekteyim.
Ve nasıl ki bir esere bakıldığında hissedilen duygular var ise dövme veya deqde de kişinin kendisi için hissettiği duyguların yansımasıdır. Tartışmaya açık da olsa dövme sanatı ve sanatçısı benim açımdan değişmeyecek bir gerçekliktir.
Damla Ertürk Realistik-Minimal dövme çalışması
Fatma Temel’in ağaç, turna, ayna, taç ve sembolik motif çalışması.