En çok en çok doğup büyüdüğü yerlerdir yazarın dünyası.
Bir resim yapar bir gün önünde duran bir resim kağıdına ters laleler boyayacaktır.
Envai çeşit renk orada tuvale alınmayı bekler, üç renk seçer önce sarı kırmızı ve yeşil sonra yanına kahverengini ekler.
Bir çiçek yapacaksa bunun bir gövdesi olmalı diye düşünür.
Oysa aldığı renkler şimdiye kadar çiçek ve yapraklardır.
Hayatı boyunca okul yıllarından sonra ilk defa bir fırça alır eline ve hiç resimden anlamayan biri olarak başlar ters lale yapmaya.
Gerçekte ters lale görmemiştir o güne kadar ve öncesinde de.
Resim biter, resim hocası herkesin resmini duvara iliştirince fark edilir ki
Avrupa'nın soğuk kasvetli havası o gün orada bulunan herkesin kağıtlarına düşmüş kendini göstermiştir.
Gri, uçuk mavi en fazla pastel yeşil beyaz buruşuk donuk silik renkler.
Oysa onun boyadığı ters lalelerin odaya verdiği tuhaf sıcaklık yanında aynı zamanda tipik bir Avrupa soğuğu gibi gurbet hüznü sarar herkesi.
Abartısız o gün o odada olan herkes kendi hikayesini, kendi boyadığı resmi unutup ta Hakkâri' in dağlarına gider dakikalarca sorular sorarlar kendisine.
Anlatmasını isterler oralıları, kendi hikayelerini unutmuş vaziyette.
" Ben ters lale görmedim ne orada ne de başka bir yerde...”
Ve ekler;
"Gördüğüm sadece Diyarbakır'da altı yedi yaşımda güneş tutulması idi.
Direkhane sokakta ellerinde tenekeler, annem, babam, ablalarım, ağabeylerim, yengelerim, amcalarım, komşular, yüzlerini güneşin doğduğu tarafa dönmüş, Surların üst öbür tarafından Dicle Nehrine doğru oradan Kıtırbil Köyü tarafına, oradan bütün Mezopotamya’yı sarıp sarmalayacak bütün dünyayı karanlıktan kurtaracak şekilde dualar ederek, ta güneşin kendini kurtarıp aydınlığını sıcaklığını gösterene kadar sürerdi bu rutual.
Güneşin ilk parlak ışıklarını görenler kimi duaya ve teneke çalmaya devam eder çocuklar sevinç çığlıkları atıp oyuna dalardı.
Bütün olan biten dualar çığlıklar teneke çalma sesleri birbirine karışır herkes güneşi o gün o sokakta karanlıktan kurtarmanın hep beraber sevincini yaşardı.
Güneşi karanlıktan kurtarmanın keyfiyle yarım bıraktıkları işlerinin başına geri dönerlerdi.
Sokakta çocuklar oyunlarına devem eder evlerden tek tek bütün çocuklara damlarda
Güneşin en sıcak zamanlarında kurutulmuş salçalı ekmekler gelirdi.
Ters Lale mi dediniz.
Bulursanız bir kâğıt bir de renkli boyalar kalemler hayalini kurabildiğiniz ne varsa dökün kâğıda.
Düşleriniz dökülecektir buna emin olabilirsiniz.
Ve umutlarınız.
Sağlıkla Kalmanız dileğimle...
NOT. Yazı Kasım 2017’ de Lis Yayınlarında çıkan “Düş Dedim Hayal Dedim" kitabımın arka kapak yazısıdır.