Vurucu ve merak edilen ilk soru;
Çözüm sürecinde sıkıntı mı var?
Bireysel olduğu kadar, toplumsal bir merak.
Gerilimin tavan yaptığı bir zaman diliminin içindeyiz.
Lice-Bingöl karayolunda bir haftadır sıkıntı var.
Araç trafiği durdu, Bingöl’le bağlantı Elazığ üzerinden sağlanıyor.
Yakılan araçlar var, güvenlik güçleri ile aralıklı devam eden bir ‘çatışma’ ortamı mevcut.
Çocuklarının ‘kaçırıldığı’ iddiasıyla oturma eylemi gerçekleştiren, PKK’den çocuklarının iadesini isteyen aileler Türkiye’nin gündemi oldu. Katılım mı, kaçırılma mı tartışmasının yapılmış olmasının hiçbir anlam ve önemi yok. İlk kez böyle bir eylemin gerçekleşmiş olmasını değerlendirdiğimizde, sunulan çözüm sürecinin tersi bir durumun ortaya çıktığını görüyoruz.
Aileler; ‘çatışma yâda savaş’ ortamı yok ise, çocuklarımızın dağda ne işi var?
Gibi çok temel bir soru soruyor.
Aslında bu sorunun çoklu muhatapları var.
Devlet-Hükümet-KCK-BDP-HDP ve İmralı, ailelerin veya genel manada toplumun sorduğu temel sorunun/soruların muhatabı durumundalar.
Barış, çözüm sürecinin sıkıntılı yürüdüğünün farkında ve bilincindeyiz. Gerek KCK’den, HDP-BDP’den gelen açıklamalar, gerekse hükümet kanadının tarz ve tavrından, yapılan açıklamalardan sürecin sağlıklı bir yol güzergâhına hitap etmediğini görüyor ve anlıyoruz. Bu durum doğal olarak toplumsal rahatsızlığa neden oluyor. Bu nedenle oturma eylemi yapan ailelerin durumunu sosyal, siyasal, psikolojik açıdan değerlendirmek ve analiz etmek gerekiyor.
Mevcut durumu çözüm sürecinin gidişatı çerçevesinde analiz etmek gerekiyor. Yolunda gitmeyen nedir?
Hükümet, Başbakan sürecin devamı ile ilgili ne kadar iyi niyetli?
Seçim süreçlerine endeksli bir yol yürüyüşü mü, yoksa kararlılıkla sonuca götürülecek bir yol yürüyüşü mü?
**
Selahattin Demirtaş farkı dün yine gündem oldu. 8 gün belediye önünde oturma yapan ailelerle basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdi. Aileler, belediye binasından çıkarken daha umutluydular çocuklarının geri geleceğine dair. Demirtaş, bu konuda ailelere destek vereceğini, görüşmeler yaparak taleplerinin yerine gelmesi için çaba harcayacağını iletmiş. Aileler, 8 gün boyunca muhatap arıyorlardı, Demirtaş’ın bu manada muhataplığı son derece şık oldu.
İlk kez böyle bir eylem gerçekleşiyor 30 yıllık zaman dilimi içinde. Bu nedenle, durumu çözüm süreci ile ilintili olarak değerlendirip, bundan sonraki zamanlarda başka ailelerinde çocuklarının akıbetini öğrenmek için bu tür eylemler deneyebileceklerini hesaba katmak gerekiyor. Yıllar önce gerillaya katılan ancak hiç haber alınamayanların aileleri de çocuklarını sorabilirler.
Bu da son derece doğal ve insani bir durum.
PKK’de, BDP’de HDP’de, talepler provokatif bir duruma hitap etmiyorsa, ailelerin talepleri konusunda hazırlıklı olmalı.