Meslek seçimi, beli bir yaşam tarzı oluşturmak ya da daha önemlisi ekonomik ve sosyal açıdan yaşamı idame ettirmek açısından son derece önemlidir.
Gelişmiş ülkelerde meslek seçimi eğitim- öğretim sürecinden bağımsız olarak ele alınamaz. İnsan gelişiminin en kurumsal ve sistematik olarak gerçekleştirildiği eğitim-öğretim kurumlarının ilk basamağından başlayıp üniversiteli olma aşamasına kadar bu süreç devam eder. Dolaysıyla bu sürecin birey merkezli işlemesi çok önemlidir.
Meslek seçiminde göz önünde bulundurulması gereken çok önemli bazı temel kriterlerden bahsedilebilir. Bunları en genel şekilde beş başlık altında toplamak mümkün:
- Kişisel Kriterler
- Meslek Kriterleri
- Aile Kültürü
- Toplumsal Yapı
- Ekonomik Koşullar
Yukarıdaki beş temel kriterleri sırayla ele alamaya çalışılalım.
- Kişisel Kriterler
Bireyin sahip olduğu karakter özellikleri, bilgi ve beceriler, yetenek ve ilgilerin yönü, meslek seçiminde oldukça belirleyici olduğunun altını çizmek gerekiyor. Söz gelimi, araştırmacı bir özelliğiniz varsa daha çok bu alanla ilgili mesleklere(Akademisyenlik, Gazetecilik vb.) yönelmeniz, insanlara yardımcı olmak, dayanışmaya dönük bir yönünüz varsabu özelliğinizi dikkate alarak hareket etmeniz faydalı olacaktır. (Sağlık ile ilgili meslekler, sosyal hizmetler vb.) Spor, müzik ya da görsek sanatlarla ilgili mesleklere ilgi gösteriyorsanız yetenek odaklı hareket etmeniz doğru olacaktır.
- Meslek Kriterleri
Bireysel özelliklerin yanında mesleklerin sahip olduğu özellikler ve onları icra edebilmek için hangi vasıflara sahip olunması gerektiği de bir diğer önemli kriterdir. Bireyin genel yapısı, kişisel özellikleri ve yetenekleriyle örtüşmeyen meslekler, bireyin ömür boyu olumlu bir yaşam sürdürmesini engelleyecektir. Fiziksel güç isteyen bir meslek seçerken yapınızın buna uygun olması gerekir.Fiziksel engeli olan birinin atletizmle ilgilenmesi mümkün olmayabilir yada el titreme hastalığı olan birinin cerrahlığı yapmada yaşayabileceği engelleyici zorluklar gibi.(örnekler çoğaltılabilir)Tabi bu kriterlerin yanında iş alanları, mesleğin ekonomik getirisi de yaşamın sağlıklı bir biçimde planlanması ve idamesi için son derece önemlidir.
- Aile Kültürü
Aile içinde yaşam sürdüren birey, diğer aile bireylerinin etkisinde kalabilmekte, anne veya babayı rol model alabilmektedir. Ailenin demokratik bir iklime sahip olması bireysel kişisel gelişimve meslek seçimine özerk bir imkân sağlarken, tersi bir durumda da baskı söz konu olabiliyor. Geleneksel ve muhafazakâr aile tiplerinde karar vericiler daha çok aile büyükleri, ebeveynlerken, modern aile tiplerinde birey ön planda olabilmektedir. Dolasıyla, aile genel yapısı, sahip olduğu değerler ve kültürel doku, meslek seçimini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ailenin sosyoekonomik durumu bireyin seçeceği meslek üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Üst gelir grubunda olan bir aile bireyi kariyer odaklı plan yaparken, alt gelir grubundakiler dahakonjonktürel davranmak durumunda kalabiliyor.
- Toplumsal Yapı
Bireyin içinde bulunduğu toplumsal yapı, gelenek- görenekler, yürütülen ekonomik faaliyetler, meslek seçimini etkilemektedir. Sözgelimi Singapur da yaşayan biri daha çok teknolojiye odaklanırken, Ortadoğu da bir şehirde yaşayan biri daha çok geleneksel mesleklere yönelebilmektedir. İçinde bulunulan toplumun açık veya kapalı toplum yapısında olması da bireyin yerel ile evrensellikler arasında bir yerde seçimler yapmasını etkilemektedir.
- Ekonomik Koşullar
Ülkenin istihdam imkânları, üretim gücü ve bu yöndeki politikalar meslek seçiminde katalizör etkisi yapmaktadır. Gelişim durumu çarpık olan toplumlarda bireyler, ekonomik kaygıların önplana çıkması ve ekonomi politikalarının dengesizliği yüzünden daha realist olmakdurumunda kalmaktadırlar.Yani birey, yaşadığı toplumun beklentileri ve ülke koşulları hangi mesleklere yönelmeyi gerektiriyorsa o istikamette hareket etmek zorunda kalabiliyor. Burada belirleyici olan ne yazıkki bireysel koşullardan çok dış nesnel koşullardır.
Özetle; meslek seçiminde yukarıdaki kriterleri göz önünde bulundurduğumuzda bireyin tüm kriterleri dikkate alarak hareket etmesi gerekmektedir. Tabi şartlar ne olursa olsun meslek seçerken en önemli kriterin bireyin kendisi olduğunu unutmamak gerekir. İnsan ömrünü ortalama 70 yıl olarak temel aldığımızda bu süre içinde meslek değişikliği yaparak yaşam sürdürmek ileri, gelişmiş ülkelerde bile kolay değilken, gelişmekte olan ülkelerde bu durum çok daha zordur.
Bir alıntıyla son verirken;“öğretim üyesi olunca, ilk derste yeni öğrencilere elli dakika boyunca, sadece meslek seçmek konusundan söz ederdim: "Size yüksek kazanç sağlayacak bölümü değil, sevdiğiniz bölümü seçin" derdim. "Üniversite sınavına yeniden girin. Bir yıl kaybedin, iki yıl kaybedin; ziyanı yok. Yeter ki, sevdiğiniz ve yetenekli olduğunuz mesleği seçin" derdim. "Ömrünüz boyunca sevmediğiniz bir işte çalışmanın sizi ne kadar mutsuz edeceğini, hayatınızı nasıl zehir edeceğini sakın unutmayın" derdim. Kendim doğru seçimi yapmıştım ve mesleğim ömrüm boyunca mutlu etti beni. Öyle mutlu etti ki, bu mutluluk yetmiyormuş gibi, bana üstelik para verilmesine ilkin şaşardım. Her ay maaşımı alınca, elimde paralar, bölümdeki arkadaşlara koşar, "bana gene para verdiler" derdim hayret içinde. Hayret etmem doğaldı; çünkü salt zevk için yaptığım bir iş, ekmek parasını da sağlıyordu bana. Böyle bir mutluluğun yeryüzünde kaç kişiye nasip olduğunu bilemem.“
Mina Urgan, Bir Dinozorun Anıları