Meclis başkanlığı seçimleri son derece önemli olmakla birlikte AKP dışındaki partilerin bu konuda stratejik hamleleri ve yapacakları ittifaklar daha büyük önem arz ediyor. İlk etapta Deniz Baykal, AKP-CHP arasında koalisyon ortaklığının ön hamlesi gibi yansıtılan meclis başkanlığı ile ilgili anlaşma zemini durumu söz konusu olsa bile, bu durumun kaygan olduğu, olacağı yönündeki kaygıyı son ana kadar taşımak gerekiyor.
Bir anlaşma var ya da yok, o ayrı bir konu ancak, meclis başkanlığının AKP’de olmaması 25. Dönem parlamentosu açısından son derece anlamlı bir durum olacak. AKP için 13 yılın ardından gelen seçim mağlubiyetinin 2. Etabı olması açısından meclis başkanlığının yüzde 60’ı temsil etmesi AKP açısından ciddi bir kayıp olarak değerlendirilmeli. Meclis çalışmalarına 1-0 mağlubiyet ile başlamış olması AKP’lileri doğal olarak moralsiz hale getirecektir.
Ancak, bu durumun söz konusu olabilmesi için yüzde 60’lık oy oranına sahip 3 partinin stratejik davranması son derece önemli. 1 ve 2. Turda durumun nasıl olacağı kısmen belli olur. Böyle bir durumda seçimin son tura kalmaması, kalsa bile yüzde 60’ın oy ağırlığı ile kalması gerekir.
İddia şöyle; AKP’lilerin 3 tura kadar HDP adayını 60 milletvekili ile destekleyerek son tura taşımak istediği konuşuluyor. CHP adayı Deniz Baykal devre dışı kalınca, son turda AKP ve HDP adayı kalacak. Kalan iki adaydan biri en çok oyu alarak seçileceği için AKP’lilerin oylarını kendi adaylarına vererek seçtirecekleri biçiminde ince bir hesap var.
İhtimal dışı olmayan bu iddiayı gözden kaçırmamak gerekir. AKP yeni yasama dönemine girerken seçimden sonraki ikinci kaybını yaşamamak, seçmenine ‘ayaktayım’ moralini vermek adına böyle bir seçim taktiği izleyebilir.
Bu tür seçim taktiklerinin yabancısı olmayan Deniz Baykal’ın partisiyle bu durumu değerlendirmiş olduğu kanısındayım. Aynı şekilde AKP’yi hedefinde bulunduran CHP-HDP ve MHP’nin de bu durumu değerlendirdiklerini sanıyorum. Ehven olan bu imkânı AKP’ye sunmamaktır. Koalisyon çalışmaları nasıl ve ne şekilde olur o ayrı konu ancak, meclis başkanının yüzde 60’lık blok tarafından seçilmiş olması AKP’yi parlamentoda ‘mahkûm’ edecek ilk hareket olması açısından son derece önemli olacak.