Hani derler ya; ‘neresinden tutsam elimde kalıyor.’
Aynen öyle bir şey şu Milli Eğitim.
Sistem çökmüş, eğitimin milliliği yok olmuş.
İşler Allah’a emanet yürüyor.
Ne kadar yürüyor
Nasıl yürüyor.
O da ayrı bir dert, ayrı bir muamma!
Okullar apar topar açıldı, temizlik, hijyen bir tarafa, okulların bakım, onarım, tadilat işleri de eğitim-öğretimin başlaması ile birlikte gündem oldu. Karmaşık başladı, karma karışık devam ediyor.
Özellikle de ilkokullarda büyük sorunlar yaşanıyor.
Sürekli ihbarlar, şikâyetler alıyoruz ilkokul kayıtlarıyla ilgili.
Okul yöneticileri eksiklerini gidermek üzere veliden talepte bulunuyor.
A-4 kâğıt, boya, temizlik malzemesi gibi talepler oluyor.
Resmen kayıt parası değil, ancak kayıt parası yerine değerlendirilecek ‘Gönüllülük’ temelinde talepler!
Diğer illeri, Türkiye genelini konuşmayacağım, Diyarbakır’la ilgili olanı-biteni, bize gelen bilgileri, bize yansıyanları haber olarak değerlendirerek kamuoyuna sunuşlarımızı konuşmak istiyorum.
Milli eğitim Bakanlığı ‘kayıt parası diye bir şey yok’ şeklinde açıklama yapıyor.
Biz, okulların ‘kayıt parası’ adı altında velilerden taleplerini haber yapıyoruz, kıyamet kopuyor!
Yapmazsak velilerden eleştiri alıyoruz.
Bizde yaptığımız işten, yaptığımız haberlerden dolayı kendimizi gözden geçiriyoruz, şöyle bir kanaate varıyoruz; ‘Acaba vur abalıya mı’ yapıyoruz.
‘Kim suçlu’?
Aradık, taradık!
Okul yöneticileri mi?
Milli Eğitim Müdürlüğü mü?
Valilik makamı mı?
Milli eğitim Bakanlığı mı?
Ayıkladık, okul yöneticilerini, müdürleri aradan çıkardık.
Çıplak okul teslim edersen, adamlar ne yapsın?
Okullara ödenek gitmezse, temizlik, kırtasiye malzemesi gitmezse;
‘ne halin varsa gör’ denilirse;
‘ne halin varsa gör’ denilirse;
Ne yapacak?
Veliye yüklenecek.
Birinden boya, diğerinden kâğıt, bir başkasından temizlik malzemesi talep edecek, tezgâhı öyle döndürecek. İyi niyetle ya da kötü niyetle, o da onların vicdanı ve insafına kalmış bir durum.
Geriye ne kaldı?
Milli Eğitim
Bir de Valilik makamı.
Onların sorumluluğu sistemle ilgili.
Bence kimse tek başına sorumlu değil.
Sistem çökmüş.
Sistem sorumlu
Sistem sorunlu.
Yukarıdan aşağıya çürümüşlüğün sadece bir alandaki çöküşünü anlattım.
Diğer alanların da bundan pek farkı yok.
Okul müdürleri ve yöneticileriyle bir işimizin olmadığını buradan deklere etmiş oldum.
Devam ediyorum;
Okullara İş-kur üzerinden alınacak temizlikçiler, hizmetliler henüz işe başlatılamadı.
Daha tespitler yapılacak, alınacaklar belirlenecek.
Onlar işe başlayıncaya kadar yarıyıl biter.
Okulların onarım, tadilat işleri de kapalıyken yapılmamıştı, eğitim-öğretim yılı başladığı gün başlatıldı.
Neresinden tutarsan elinde kalıyor!
O nedenle;
Sistem çökmüş.
Sistem sorumlu
Sistem sorunlu diyorum.
Haksız mıyım?
Haksız mıyız?