Dün bir anda Milli eğitim ile ilgili bilgi bombardımanına tutulduk. Atama, görevden alınma, süratli gel-git falan derken, bir de öğrenci taşıma servis ihalelerine dönük bir takım bilgi ve belgeler gönderilmiş ihbar hattımıza. Muhataplarıyla da görüştük, meseleler doğru, detaylara girmedik, ancak kamuoyunu bilgilendirmek adına kısa özet geçmek gerekiyordu ki, onu da yapamadan geçemedim.
Vatandaş diyor ki, Bismil Milli Eğitim müdürlüğünden 3 kez görevden alınan biri dönüp dolaşıp tekrar göreve iade ediliyor. Neden diye de soruyor. Soru da şu; yolsuzluk ve cinsel istismar suçlamalarıyla alınmış biri 3. Kez neden gelir. İlginç olan da iki kişi arasında gel-git oluyormuş. Demek ki, bunlar halef-selef, destekleyenleri var, büyük ihtimal iktidar savaşı veriyorlar. Karşılıklı şikâyet ve suçlamalar da mutlaka devreye giriyordur, konuyu anladığım kadarıyla.
Devleti, devletin kurumlarını ne hale getirdiler, oyuncak gibi avuçlarının içine oturtmuş oynuyorlar. Liyakatsiz muktedirler! Anlık güç kullanıyorlar, varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Bismil’i yazarken, pat diye önümüze Kulp milli eğitim düşmez mi, düşer.
Olanı yazıyorum, kimseye iftira ya da suçlama yapmak gibi bir niyetim yok, ama az çok bildiğimiz şeyler olduğu için de bunun da kamuoyunun bilgisine mahzar bir konu olması gerektiğine inandığım için aktarıyorum.
Öğrenci taşıma servis meselesini biliyoruz. Kendi içinde dönen dolapları ise bilmiyoruz. Müthiş paralar dönüyor, arada sebeplenenleri ise ne ben söyleyeyim ne de siz sorun, devlet sorsun, bu işin sorumluları sorsun.
Kulp ilçesi de onlardan biri.
İlk ve orta öğretimde öğrenci taşıma işleri ihalelerinde kayırmaların olduğu söylendi. Bu yetmezmiş gibi, doğrudan temin yoluyla yapılan anlaşmalar da var, sırf kota doldurmak için. Bu da yetmiyor, hayali araç plakası gösterilerek örneğin 500 araçla taşıma yapılması gerekirken, 300 araçla yapıldığı yönünde iddialar söz konusu. Böyle olunca, yani eksik araçla taşıma olunca ne oluyor dersiniz?
Doğal olarak bazı köylerden öğrenciler yürüyerek okullarına gitmek zorunda kalıyor. Özellikle de okul ile köy yakın ise, bu yöntem geçerli. Yürüyerek giden öğrenci kâğıt üzerinde taşınmış görünüyor.
(Örnek mi? Kulp Aygün, Sarıçoban-Sarıtaş köyü ilkokulu). İlgilisi araştırırsa, köy halkı da, öğrencilerde yürüyerek gidildiğini söylerler sanırım. Lüks araç hediyelerinin verilip verilmediği konusu da benim konum değil, onu da artık Vali bey sordursun.
*
'Ne plakanı ne de paranı veriyoruz' s
T plaka meselesini gündeme getirmiştik. Zorunlu 300 bin TL bağış meselesini anlatan taksiciye ceza kesmişler. O da hukuksuz. Efendim, bizi neden Tigris’e anlattın, "Demeçten dolayı 'Biz senin ne plakanı veriyoruz ne de paranı veriyoruz." Demişler.
Kim söylemiş?
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Civelek.
Kime söylemiş?
Kendilerine 300 bin TL yatıran, sonra da durumu bize aktaran taksici Hüseyin Karataş’a.
Hayırlı işler!
Kimsiniz?
Bostan bekçisiz değil, başınızı iki elinizin arasına sıkıştırın düşünün.
Biz, bu haksızlığa, hukuksuzluğa sessiz kalmayız, sizi de rahat bırakmayız.
Haber gazetemizin manşetinde.