Yazıya bir soru ile başlamak istedim!
Mahalle bakkalınızdan mı yoksa zincir marketlerden mi alışveriş yapıyorsunuz?
Gerçi bakkal sayısında hızlı bir düşüş var. DESOB’a göre son 10 yılda 4 bine yakın bakkal kapısına kilit vurmuş. Buradan da anlaşılacağı gibi zincir marketlere yönlendiriliyoruz.
Gelelim sorumuza! Eğer cevabınız mahalle bakkalı ise ne ala, yok eğer zincir market ise, sizin nasıl kandırıldığınızı ve paranızın nasıl başka şehirlere gittiğini dile getirmeye çalışacağım.
Her gün rastlıyoruz!
Zincir marketlerin hem kapıları hem de sosyal medyada sürekli önümüze çıkan indirim görselleri.
Evet, görsellerdeki ürünlerde az da olsa indirim olabilir.
Ancak bu bir taktik, siz o indirim için içeri girersiniz, dışarıya eliniz dolu poşet ile çıkarsınız. Aldığınız ürün fiyatlarını mahalle bakkallarıyla karşılaştırdığınızda, aradaki büyük farkı görürsünüz.
Gelelim ödeme meselesine, en ufak üründe 50 kuruşunuz eksikse zincir marketten o ürünü alamazsınız, ancak mahalle bakkallarında veresiye diye bir şey var. Veresiyeden öte paranız çıkışmadığında mahalle bakkalıyla helalleşebilirsiniz. Ya da, sonradan ödeme şansınız vardır.
Şimdi de gelelim satış danışmanına, tabii ki şimdi yazacağım şeyler herkes için geçerli değil, ama zincir marketlerdeki satış elemanlarının size muamelesi ile bakkalların aynı mı acaba bir düşünün?
Mahalle bakkallarındaki güler yüz hangi zincir market çalışanında var.
Son olarak yapılan alışverişin kentinize katkısı meselesine gelelim. Sizin zincir marketlerden yaptığınız alışverişin gelir vergisi ve katma değeri şehrinizde kalmıyor direk o marketlerin merkezlerinin bulunduğu şehirlere akıyor. Ama senin mahalle bakkalından yaptığın her alışverişin kuruşu senin şehrinde kalıyor. Çünkü ürünlerin geneli gene senin şehrinin üreticisinden alınıyor ve daha güvenilir.
Bütün bunları toplayınca bence kendi mahalle bakkallarınızdan alışveriş yapın ki!
Mahalle bizim, bakkal bizim, korumakta bizim olsun!