Rahmet olan Ramazan ayında, camilerin kapalı, cumaların kalınmadığı ve CORONA virüsünün can almaya devam ettiği bu günlerde ne yazık ki orucu değil çirkefliği konuşuyoruz.
Ali imran 149:
"Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz."
Ey Batı hayranı Müslümanlar
Ab girmekle veya uyum yasalarını çıkarmakla ne kazandık?
İslam dışı, Hz. Lut kavminin helakına vesile olan, ibnelik, çirkeflik, hayvanlar aleminde dahi olmayan, erkeğin erkekle ilişkiye girmesi...
İşte Kur'an'ın mucizeci.
Geriye geri gidip livata'ya (erkeğin erkekle cinsi ilişkiye girme) yasal zemin hazırladı.
Erkeğin erkekle ilişkiye germesi, zina ve benzeri fiilleri Kur'an ayetiyle eleştiren DİB başkanının İHD ve Ankara barosunun onu mahkemeye vermesi de ibret vericidir.
İşi "insan hakları" çerçevesinde değerlendirmeleri de iki yüzlülüktür.
Çünkü çocuk (Yasanın dediği) yaşta gönül rızası ile evlenen, çocuk sahibi olan ve mutlu bir yuvası olan nice insanların hapishanede olduğu, yuvaların parçalandığı ve evlatların babasız büyüdüğü günümüzde İHD’nin bunların haklarını savunduğunu görmedim duymadım.
Hatta çocuk yaşta mağdur olmuş, tecavüze uğramış, mazlum olmuş bazı kız çocuklarını örnek göstererek onları savunma adına genelleme yaparak evli ve çocuk sahibi bayanların feryadını duymayarak onların evde kocalarının hapishanede perişan olmaları için çaba harcadıklarını duydum.
Diyanet İşleri Başkanı Sn. ERBAŞ hakkında dava açan İHD ve onlara destek veren bazı barolar işin insani boyutunu değin, İbnelik ve erkeğin erkekle ilişkiye girmesine destek verdiklerini düşünmekteyim.
Avrupa ülkelerinde Papa (papaz demiyor) İncil’de okuduğu bir şey için hiç bir aydın, yazar ve insan hakları savunucuları onu eleştirme cesaretinde bulunmamış/bulunamaz.
Ülkemiz için tüm Müslüman alimlerin (en az resmi olanların) reisi hükmündeki Diyanet İşleri Başkanını Kur'an ayetini okuduğu için mahkemeye vermeleri de çağdaşlıkla izah etmez.
Erkeğin erkekle ilişkiye girmesini yani ibneliği savunmak insanlıkla hiç bir alakası yoktur.
Tam tersine bu sapık fiilin değer bulması, cazip olması, erkek çocukların de büyük tehlike altında olmasına sebep olacaktır.
STK’ların bu olaya seyirci kalmayıp DIB. Sn ERBAŞ' savunmaları ona sahip çıkmaları sevindirici olsa da bana göre yetersizdir.
Derim ki; siz/biz LGBT ve onların savunduğu erkeğin erkekle cima yapmasına yani ibneliğe mi karşıyız veya İHD ye mi karşıyız
Eğer ibneliğe karsı isek o zaman ibnelere hak veren (ben öyle anlıyorum) yasalara da karşı olmalıyız.
Bu yasanın çıkma aşamalarında sustuk, hatta çıkmasına öncülük eden İktidara destek (Muhalefetinde bunda payı var) verdik.
Şimdi bu yasanın(İstanbul sözleşmesi ve AB uyum yasalarından bazıları) iptali için başta iktidara veya partimize baskı kurmalıyız.
Bizi dinler yasaları çöpe atarlarsa ne alâ.
Yok bizi dinlemezlerse bu günahlara ortak olmanın manası yok deyip seçimde onlara oy vermeyelim.
Bu yasaları çıkaranlar iktidara gelmesin de kim gelirse gelsin.
Müslüman; kimsenin arka bahçesi olmadığı gibi birilerinin iktidarı için de ahretini tehlikeye atmaz.
Nisa 139 ayet:
"Onlar, mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir."
Şeref ve izzet için AB uyum yasaları bize izzet ve şerefi değil, erkekle erkeğin ilişkiye girmesine yasal zemin hazırladık ve Diyanet reisinin ibneler tarafından mahkemeye vermesine sebep olduk.
Daha bu işin başlangıcı.
Selam ve dua ile.