Bugün "Kadınlar Günü"nü, çok az bilinen bir kadını anlatarak kutlamak istedim. 1933'te güzel, genç bir kadın, filmin bir sahnesinde soyunur, ormanda çıplak koşar ve yüzer. Dönemin sosyal normlarının çok ötesine geçer. Artık filmde çıplak görünen dünyadaki ilk kadın oyuncu olmuştu. Dünya'da ve Hollywood'da herkes muhteşem, genç kadının oynadığı o skandal filmden bahseder, neredeyse her yerde yasaklanması onu daha da popüler ve değerli kılar. Bu oyuncunun asıl adı, “Hedwig Eva Maria Kiesler”dır. “Hedy Lamarr” ise sahne adıdır.
Lamarr, Avusturya’da Yahudi asıllı tanınmış varlıklı bir bankacının tek çocuğu olarak büyüdü. Bir matematik dehasıydı ve bilimde çok başarılıydı. 10 Ağustos 1933'te 18 yaşındayken, ailesi onu Avusturya'nın en zengin üçüncü insanı olan 33 yaşındaki Fritz Mandl adlı silah imalatçısıyla evlendirdi. “Hitler” ve “Mussolini” gibi diktatörlerin de bulunduğu, genelde silah teknolojilerinin konuşulduğu davetler de sıkça bulundu. Hem Mussolini'nin hem de Hitler'in partilerine Mandl ile katılmıştı. Hitler ve Mussolini ile yaptığı toplantılarda ilgilendiği konu “kablosuz silahlardı”. O dönemde kullanılan kablo, kumandalı alternatiflerden çok daha geniş menziller sunuyordu. Genç kadın Nazilerden nefret ediyor ve kocasının ticari hırslarından tiksiniyordu. Dışardan bakıldığında, Lamarr’ın her şeye sahip olduğunu sanılırdı, fakat durum çok farklıydı. Baskıcı bir eş olan Mandl, inatçı Lamarr’ın filmlerde oynamasını yasaklayarak, onu kendi işinde çalıştırmaya başladı. Bilime özel bir ilgisi olan güzel oyuncu, bu dönemde birlikte vakit geçirdiği mühendisler ve teknisyenler sayesinde silah teknolojisinin inceliklerini öğrendi.
NPR'nin "Her Şey Dikkate Alındı" programında yapılan bir röportajda Pulitzer ödüllü ABD’li yazar Richard Rhodes, Lamarr'ın "sürekli dünyaya bakan ve bunun nasıl düzeltilebileceğini, nasıl geliştirilebileceğini merak eden" bir insan olduğunu, belirtti. “Mutsuz evliliği sırasında, kocasının Nazi generalleri için verdiği akşam yemeği partilerine katılarak onların silahlar hakkındaki konuşmalarını dinlediğini ifade etti (…) Bilime olan ilgisi nedeniyle, silahlarla ilgili konuşmaları yakından dinlediğini” söyledi.
Rhodes, Lamarr'ın icadının ortaya çıkmasının nedeninin "yaklaşan savaşın son derece farkında olması" olduğunu vurguladı. Alman denizaltılarının yolcu gemilerine torpido atmaya başladığını öğrendiğinde, bunun sona erdirecek bir şey icat etme düşüncesiyle hareket ettiğini belirtti. Rhodes, Lamarr'ın fikrinin, sinyal sıkışmasına müdahale etmek için "radyo frekansından radyo frekansına atlayan bir radyo sinyali oluşturmayı" içerdiğini açıkladı. Böylece, bir torpido, sinyalin sıkışması korkusu daha az olacak şekilde radyo güdümlü olarak çalıştırılabilir. Dedi.
Hedy Lamarr’ın hayatına kısaca göz atalım. Despot Mandl, karısına tam anlamıyla hükmedemediği için onu zaman zaman Schwarzenau'daki şatosunda hapsederek cezalandırıyordu. Despotluğu nedeniyle bıkan Lamarr, 1937'de cesur bir karar alarak tüm mücevherlerini alıp eşine ve hizmetçisine uyku ilacı vererek hizmetçisinin kılığına girip malikânesinden kaçmayı başardı. Londra'ya gidip mücevherlerini satarak Louis B. Mayer ile bir toplantı ayarladı. Eşinden boşanarak Hollywood'a taşındı ve MGM ile uzun vadeli bir sözleşme imzaladı. Clark Gable, Judy Garland ve Bob Hope gibi isimlerle başrol oynadı. İlk 7 MGM filmi gişe rekorları kırdı. 20'den fazla filmde rol aldı ve MGM onu “dünyanın en güzel kadını” ilan etti. Güzelliği onu kısa süreliğine zengin yaptı, ancak en büyük başarısı zekâsıydı. Lamarr, güzelliği veya sinema kariyeriyle değil, çığır açan bir teknolojik yenilik olan modern iletişim sistemlerinin temelini oluşturan bir buluşun patentine sahipti. Bu buluşuyla, "güzel ve aptal kadın" imajına meydan okudu.
Amerika'ya kaçtıktan sonra sadece büyük bir Hollywood yıldızı olmakla kalmadı, aynı zamanda ABD Patent Ofisi tarafından şimdiye kadar verilen en önemli patentlerden birinde yer aldı. Lamarr, artık dönemin sinema eleştirmenleri tarafından "Dünyanın en güzel kadını" olarak nitelendiriliyordu. Ancak setlerden arda kalan zamanlarda, “vamp kadın” karakterlerine karşı zıt bir projeyle uğraşıyordu. Kameralar karşısında rol yapmadığı zamanlarda dünyayı değiştirecek bir teknoloji geliştiriyordu. Evinin yakınında oturan müzisyen George Antheil'e 1940'ta uzaktan kumandalı torpido hakkındaki düşüncelerini anlattı. Sonrasında, müzisyen komşusu Antheil ile birlikte yürüttüğü proje, hedefi değiştirilemeyecek torpidolar üretmek üzerineydi. İlk evliliği süresince uygulamalı bilimlere olan ilgisi artmıştı ve oyunculuk kariyerinden sıkıldığı için bir mucit olarak buluşlar üretti. 2. Dünya Savaşı'nın başlangıcında, müttefiklerin savaştaki güçlerine yardımcı olmak için çok istekliydi. Besteci ve mucit olan Antheil ile birlikte yayılma spektrumunun radyo güdümlü torpidolarda kullanılabilmesi amacıyla frekans atlamalı yayılma spektrumunu icat ederek, ABD'de patentini aldılar. ABD Donanması 1960'lara kadar bu teknolojiyi benimsemedi ancak bugün kullandığımız kablosuz İnternet erişimi olan "LTE" ve "WLAN" teknolojisini icat eden kadındı. Günümüzde bu teknolojinin çalışma prensipleri "Wi-Fi", "CDMA" ve "Bluetooth" teknolojilerine dâhil edilmiştir. Ayrıca bu çalışması nedeniyle “2014 yılında ABD'nin Virginia eyaletinde bulunan Alexandria şehrindeki “Ünlü Ulusal Mucitler” Salonu'nda yer verilerek onurlandırıldı”.
Kesinlikle, filmdeki cesur rolü göz önüne alındığında, en ateşli kişiliğiyle tanınması şaşırtıcı değil. 1933 yapımı Çek filmi "Ecstasy"de, çıplak göründüğü ve orgazm taklidi yaptığı sahnelerle tüm dünyada tepki topladı. Lamarr'ın filmde çıplak yüzdüğü ve kaçak bir atı kovaladığı görülüyor. Orgazm sahnesi daha sonra geliyor, ardından sigara içiyor. "Ecstasy", ekranda orgazm simüle eden bir aktrisin yer aldığı, sinemalarda gösterilen ilk film olarak kabul ediliyor. Rhodes'un "Hedy's Folly: Hedy Lamarr'ın Hayatı ve Çığır Açan İcatları" adlı son kitabı, az bilinen bir gerçeği açığa çıkardı. Lamarr, resmi bir eğitim almadı ve öncelikle kendi kendini yetiştirdi, ancak boş zamanlarını iyileştirilmiş bir trafik lambası, aromalı gazlı içecek içeren suya çözünür bir tablet gibi icatların tasarımı ve taslaklarının hazırlanması gibi projelere adadı, çekim aralarında da dâhil.
ABD patentinin kopyası olan "Gizli İletişim Sistemi"nin 1930'ların sonlarında Antheil ile tartışırken, frekans atlamasıyla paraziti önleme fikri Antheil'in müzikteki önceki çalışmasıyla birleşti. Antheil'in fikri, piyanoların çalıştırılmadan çalınmasını sağlamak için aynı oyuncu piyanolarının başlangıç zamanını aynı piyano rulolarıyla sunmaktı. Birlikte, radyo frekanslarının aynı mekanizmayı kullanarak, ancak projelendirilerek, benzer şekilde değiştirilebileceğini keşfettiler. Bu buluş, Ulusal Mucitler Konseyi tarafından yönetiliyordu. İlk güçlerinin gücüne dayanarak Aralık 1940'ın sonlarında fikirlerini NIC'e sundular ve 1941'in başlarında Antheil, Caltech'te Elektrik Mühendisliği Profesörü Samuel Stuart Mackeown ile tanışarak elektrik sistemleri konusunda danışmanlık yapmaya başladı. Lamarr’ın, önceki teknolojik araştırması ve ABD patenti olarak verilen patenti başvuru taslağı Los Angeles'ta arşivlenmişti. 11 Ağustos 1942'de, yasal adı "Hedy Kiesler Markey" altında patentini aldılar. Lamarr ve Antheil, bir patent aldı ve bunu ABD Donanması'na ücretsiz olarak sundular. Rhodes, Donanmanın "temelde bunu dosyaya attığını" söyledi. Ancak daha sonra frekans atlama fikri Donanma tarafından yeniden canlandırıldı ve "sonra tüm sistem kontrol edilemeyen bir yangın gibi yayıldı. Günümüzde en bilinen uygulama ise Bluetooth" dedi. Rhodes, patentin süresinin dolduğunu ve cihazın ömrünün büyük bölümünde askeri bir sır olarak kaldığını belirtti. İcadının etkisi günümüz dünyasını etkilemeye devam ediyor. Lamarr ve Antheil, 1997'de Electronic Frontier Foundation Pioneer Ödülü'nü aldılar. Lamarr,
19 Ocak 2000'de Casselberry, Florida'da 85 yaşında kalp hastalığından öldü. Anısına Viyana Merkez Mezarlığı'nda bir anıt açıldı.
Peki, İletişimin kaderini değiştiren kadın mucit “Lamarr” neden ünlü bir isim değil? "Gürültüde kaybolmuştu."
Google, 9 Kasım 2015'te açılış sayfasını Hedy Lamarr'e ayırdı, böylece o gün dünyanın her yerinde merak edilen bir isim oldu.