Kuyumcu vurgununda 'kirli' ilişkiler!

Diyarbakır’da soru işaretleri ile dolu 500 milyonluk kuyumcu vurgunuyla ilgili soruşturma devam ederken, Tigris Haber kuyumcu kardeşler Z. ve Z. O.’nun ifadesine ulaştı.

Norşin Öncel - Özel

TİGRİS HABER - İfadelerinde yargı ve bürokrasi ilişkilerine değinmeyen kardeşler, döviz kurunda yaşanan dalgalanma ve Kovid-19 salgını nedeniyle zarar ettiklerini, bu nedenle kaçtıklarını iddia etti. Öte yandan, üst düzey bir yargı mensubunun oğlunun 2 yıl boyunca Zerya Gold kuyumculukta sigortalı olarak gösterilmesi ‘kuyumcu-yargı’ ilişkisini ortaya koyuyor.

Diyarbakır’da tarihe geçen 500 milyonluk kuyumculuk vurgunu geçen ay 50 kişinin polise şikayetçi olmasıyla ortaya çıkmıştı. Kayapınar ilçesi Diclekent Bulvarı'ndaki kuyumcuya üst düzey bürokrat, esnaf, iş insanı ve çeşitli meslek gruplarından kişiler, "size kar payı vereceğiz" adı altında para ve ziynet eşyası emanet etti. İddiaya göre, kuyumculuk yapan Z. O., ağabeyi Z. O. ve ortakları Serdar A., 300 ile 500 milyon civarında olan para ve ziynet eşyası ile ortadan kayboldular.

3 kuyumcu da Adana’da yakalandı

Paralarını emanet ettikleri kişilerden haber alamayan ve dolandırıldıklarını söyleyen onlarca kişi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulundu. Şikayeti inceleyen savcılık, kimlikleri belirlenen şüphelilerin yakalanması için gözaltı kararı çıkardı. Şüphelilerden Z. O., hakkında yakalama kararı çıkarıldığını öğrenince Adana'da polise giderek teslim oldu. Bir hafta sonra ağabeyi Z. O. da polis ekiplerince Adana'da yakalanıp, gözaltına alındı. Diyarbakır'a getirilen kardeş kuyumcular, ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçundan tutuklanıp cezaevine gönderildi. Yakalanması için çalışma yürütülen son şüpheli Serdar A., geçtiğimiz günlerde Adana'da yakalanarak gözaltına alındı. Serdar A.'da aynı suçlamalar ile tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İki savcı soruşturuyor

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz’un görevlendirdiği 2 savcının yürüttüğü soruşturma çok yönlü devam ederken, bürokratların yüksek miktardaki bu paraları "nerden buldu" sorusunun yansıra "kar payı" adı altında neden kuyumcuya verdikleri ise akıllara yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına ilişkin soruları getirdi. Başsavcılığın görevlendirdiği iki savcıların, üst düzey bürokratlar ve daire müdürlerinin "para trafiğiyle" ilgili Zerya ilişkisinin de, aydınlatılması için soruşturmayı derinleştirmesi bekleniyor.

Tigris Haber kuyumcu kardeşlerin ifadesine ulaştı

Meclis gündeminde de tartışılan tarihi vurgunla ilgili soruşturma devam ederken, Tigris Haber kuyumcu kardeşler Z. ve Z. O’nun ifadesine ulaştı.

Z. O. İfadesinde şunları söyledi, “Dicle Kent Bulvarı üzerinde bulunan Zerya Kuyumculuk isimli iş yerini 2014 yılından beri Nuzar Kuyumculuk İnşaat Limited Şirketi olarak işletirim. Şirketin resmi olarak tek ortağı benim, ancak Zerya Kuyumculuk iş yerini yarı yarıya ortağım Serdar A. İle işletiyorduk. 2017 yılında inşaat yapmaya başladık. Bu süre zarfında döviz ve altında dalgalanmalar oldu, inşaat maliyetlerinin artması ve ekonomik dalgalanma nedeniyle Zerya Kuyumculuk şirketimizin ekonomik durumu sarsılmaya başladı. Aslında bana ve kardeşime ait gayri menkul ve araçlarımız vardı, ilk etapta bunları paraya çevirmek suretiyle içine düştüğümüz ekonomik sıkıntıdan çıkmaya çalıştık. Ancak ülke genelindeki ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu mallarımızı paraya çeviremedik. Borçlarımızı ödeyemediğimiz için sıkıntılarımız arttı. Ayrıca altın fiyatlarının yükselmesi nedeniyle işletme kapasitemizde düştü” dedi.

Kovid nedeniyle borçlarımız arttı

Yaşadıkları sıkıntılardan kurtulmak için toplantı yaptıkları sırada Zerya Kuyumculuk iş yerine gelen bazı vatandaşların yatırım amaçlı nakit para verdiklerini belirten Z. O., “Aldığımız nakit paraları acil ödeme yapmamız gereken kişilere ödeme yaptık. Yatırım yapan kişilere de ödeme vakti geldiğinde de başka yatırım yapmak için para getiren kişilerden aldığımız paraları vererek işlerimizi döndürmeye çalıştık. İnsanlar genelde nakit para, bazen de altın ve döviz getirerek bize teslim ediyorlardı. Bize altın veya dövizden hangisi yükselirse yatırımlarını ona döndürmemizi istiyorlardı. Bu şekilde insanların bize teslim ettiği sermayeleri acil borçlarımızı ödemek için kullandık, yatırım yapan kişilere ödeme zamanı gelince aynı işlemi diğer yatırımcıların yatırımları ile yaptık. Bu şekilde döngümüze devam ediyorduk. 2020 yılında meydana gelen Covid-19 salgınında alınan tedbirlerden dolayı iş hacmimizde düşüş oldu. Ayrıca altın fiyatları yükseldi, bu nedenle doğal olarak ödememiz gereken borç miktarı da yükseliyordu. 2020 yılı Haziran ayı 2 ve 3 haftasında bir kısım yatırımcılara yatırımlarını ve ödemelerini yaptık ancak 22 Haziran günü yapmamız gereken ödemeyi yapamadık. Bu sıkıntıları görüşmek için ortağım Serdar ve kardeşim Z. ile bir araya geldik. Borç para temin etmeye çalıştık ancak kimse bize para vermedi. Yaptığımız görüşmede Zerya Kuyumculuk iş yerini işletmeye devam ettirmeye dönük karar aldık. Ancak ben ve ortağım Serdar iş yerine gelecek alacaklara karşı konuşmaya yüzümüz tutmaz diye kardeşimin gitmesini istedik. Bu görüşmeden bir gün sonra kardeşim Z. beni aradı ve alacaklıların iş yerine geldiğini söyledi. Alacaklıların evime geleceğini düşündüğüm için il dışına çıkmaya karar verdim. Arkadaşımı arayarak beni Adana’ya götürmesini söyledim. Yavuz Y. Adlı arkadaşımın evine gittim. Adana iline gittikten 2-3 gün sonra kardeşim Z. ve ortağım S. Zerya Kuyumculuk iş yerini kapatıp ortadan kaybolduklarını, daha sonra Adıgüzel kuyumculuğun da kapatıldığını öğrendim. Bu nedenle Diyarbakır’a dönmedim. 3 Temmuz günü kaldığım eve polis ekipleri geldi, beni alarak Diyarbakır iline götürdüler” şeklinde konuştu.

İş yerimizin birkaç çeşit müşterisi vardı

Müşteri profilleriyle ilgili bilgi veren Z. O., “İş yerimizin birkaç çeşit müşterisi vardı, bunların bir kısmı kısa süreli olarak işyerimize altın, para veya dövizlerini emanet olarak bırakanlardı. Bu kişiler emanet bıraktıkları altın, para ve dövizlerini birkaç gün içerisinde gelip alırlardı, bunların sayıları fazla değildi. Bir kısmı da genelde kuyumcu olup bizden altın, bilezik, kolye siparişleri veren müşterilerimizdi. Bunlarda siparişlerine karşılık gelen parayı bize öderlerdi, bizde siparişlerini hazırlar daha sonra kendilerine teslim ederdik, bunların sayıları da fazla değildi. Diğer bir kısım ve müşterilerimizin büyük bir bölümü oluşturan kişiler ise para, döviz ve altınlarını iş yerimize bırakıp bizim bunları yükseldiğinde satıp fiyatlar düştüğünde almamız, al sat işlemi yapmak suretiyle anlaştığımız müşterilerdi. Bu müşterilerimizden para, döviz, altın aldığımızda biz kendilerine anlaştığımız müşterilerimizdi. Bu müşterilerimizden para, döviz, altın aldığımızda biz kendilerine fiyatları yükseldiğinde en yüksek fiyattan satacağımızı, fiyatlar düştüğünde de en düşük fiyatta alacağımızı söyleyerek bize bıraktıkları emanetleri kabul ediyorduk. Konuştuğumuz gibi al sat yapıyorduk. Belirli dönemler içinde kar paylarını ödüyorduk, iş yerimizin çalışma sistemi bu şekildeydi. Bu yöntem ile hem müşteriler kazançlı çıkıyorlardı, hem de işyeri olarak biz kar elde ediyorduk.

Müşteriler tarafından bize verilen döviz, altın veya TL’yi biz sermaye olarak kullanarak atölyede işlettiğimiz bilezik, yüzük, küpe, kolye gibi ürünleri satarak elde ettiğimiz karın bir kısmını müşterilerle konuştuğumuz şekilde yaptığımız yap-sat işlemlerinden dolayı kur farkı ödemesine ayırıyorduk. Bu müşterilerin karı oluyordu, geri kalan kısım ise bizim karımız oluyordu. Ancak son zamanlarda atölyede yapmış olduğumuz imalatlarımız düştüğü için kar elde edemedik, kur farkından dolayı müşterilere ödeme yapma durumunda kaldığımızda sürekli zarar edip içeri girmeye başladık. Son dönemlerde bu durum içinden çıkılmaz bir hal aldı” diye konuştu.

İş yerindeki altınlara ne oldu?

Kendi iş yerinde bulunan 7 kilo altının ne olduğuna dair bir fikrinin olmadığını belirten Zülfikar O, “Hatırladığım kadarı ile 22 Haziran günü 6-7 kilo has altına tekabül edebilecek mahiyette altın ve diğer ziynet eşyaları vardı. Bana bu ziynet eşyalarına ne olduğunu soruyorsanız, bunları kimin aldığını, nereye götürdüğünü ve ne yaptığını bilmiyorum. Ayrıca iş yerindeki bilgisayarında götürülüp götürülmediğinden bilgim yoktur” dedi.

Şikayette bulunan kişilerin alacakları ile ilgili net bilgisinin olmadığını iddia eden Z. O., “Hakkımda şikayette bulunan ve beyanları alınan müştekilerin hesapları konusunda şu anda bir bilgim yoktur, hatırlamıyorum. İsmini saydığınız kişiler iş yerimize gelerek altın, para veya döviz bırakmış olabilirler. Ancak bunların isimlerini ben kaydetmediğim için bilgim yok. Fakat bilgisayar kayıtlarında işlenmiştir. Yoğunluk olduğu için bütün işleri takip etmem mümkün değil. Son iki hafta içinde 30 milyon ödeme yaptım. Benim ve kardeşimin üzerine kayıtlı mallarımız var, hepsi duruyor hiçbirini satmadık. Dolandırıcı olsaydım yanımda o kadar insan çalıştırmazdım ve üzerime kayıtlı mal bırakmazdım. İş yerimizi planlı bir şekilde kapatmadık, borçlarımızı ödeyemediğimiz için ve can güvenliğimiz olmadığı için bir süre Adana iline gittim. Hem kendi hem şirket adına olan menkul ve gayri menkullerimizi satarak tüm insanlara yapmamız gereken ödemeleri yapıp üzerimizdeki bu kara lekeyi atmak istiyorum, insanları dolandırmak kastı ile hareket etmedim, suçlamaları kabul etmiyor” dedi.

Alacaklılar iş yerine geldi

Z. O ise, “Babadan kuyumcuyuz. İşe Silvan’da başladık. Z. ağabeyim ile S. A. Birlikte Zerya Kuyumculuğu kurdular. Toptan perakende işine başladılar. Birkaç yıl geçtikten sonra Kaya isimli biriyle ortaklık yaptılar. Ben inşaat işleriyle uğraşıyordum. Boş zamanlarda ise ağabeyimin yanına takılıyordum. Ağabeyimin uzun süre bu sıkıntılardan söz etmedi. Kısa bir süre önce battığını dile getirdi ve dükkana gelmedi. Kendisini telefonla aradım, nasıl olduğunu sordum. Esnaflarla ticaretim var, işlerim ve ödemelerim var dedi. Bir süre sonra alacaklılar iş yerine gelmeye başladı. Orada kalsam saldırırlar, can güvenliğim olmadığı için akşam iş yerini kapatıp Adana’ya gittim. Adana’da iken Emniyetten aradılar, bende ne yakın karakola giderek ifademi verdim. Korktuğum için Adana’ya gittim. Müştekilerle benim herhangi bir şekilde alışverişim, para gönderip alma olmamıştır. Tüm ticari işlemlerini abime verip, kendi aralarında yapmışlar” şeklinde konuştu.

Kim bu üst düzey yargı mensubu?

Öte yandan üst düzey bir yargı mensubunun oğlunun 2 yıl boyunca Zerya Gold kuyumculukta SGK’sının ödendiği belirlendi. Buda kuyumcu ve üst düzey bürokratların ilişki ağının derinliğini ortaya koyuyor. Ayrıca bazı bürokratların ‘kar payı’ adı altında kuyumcu kardeşlerle ticari ortaklıklarının olduğu da iddia ediliyor.

Müfettiş görevlendirildi

Bu arada İçişleri Bakanlığının görevlendirdiği iki müfettişin kente gelerek çalışmalara başladığı belirtildi. Bu kapsamda bazı Belediyelerin de, idari soruşturma kapsamına alındığı öğrenildi.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Diyarbakır Haberleri