Dünkü yazımda, 6-8 Ekim olayları ile ilgili Yasin Börü ve arkadaşlarının katil zanlılarının yakalandığını, diğer 36 kişinin katil zanlılarının neden yakalanmadığını, soruşturmanın seyrinin ne olduğunu sormuştum. Bugün de kuyumcu soyguncularını soracaktım ki, Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Akkul imdadıma yetişti, işimi kolaylaştırdı.
Soyguncuların neden yakalanmadığını kuyumcuların birinci dereceden sorumlusuyla birlikte soruyoruz. İstenildiği zaman faillerin, zanlıların yakalandığı Diyarbakır’da her ne hikmetse kuyumcu soyguncuları yakalanmıyor/yakalanamıyor.
6 soygun gerçekleşmiş, öldürülen kuyumcularda var.
Yakalanan tek kişi yok.
Neden yakalanmıyor yâda yakalanamıyorlar?
Yüzleri kapalı olduğu için mi, maskeli oldukları için mi tespit yapılamıyor da yakalanamıyorlar mı diye düşündüm ama bu düşüncemi bende sevmedim, benimsemedim. Böyle bir düşünceden dolayı Diyarbakır polisine haksızlık etmiş olurum diye düşündüm!
Olur, mu hiç, Diyarbakır polisi toplumsal olaylardan dolayı son derece uzman! Toplumsal olaylarda yüzü, gözü kapalı, maskeli o kadar çok kişiyle muhatap oldular ki, çoğunu da tespit edip yakaladılar. Bu konuda son derece uzmanlar.
Kuyumcu soygunu ve soyguncuları uzman olmadıkları bir alan mı?
Siyaset ve toplumsal olaylar onları da belli bir noktaya kilitledi galiba.
Diğer konular çok fazla ilgi alanlarına girmiyor mu?
Belki de haklı nedenleri vardır.
**
SANAT SOKAĞI MESELESİ
Diyarbakır büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, tartışmalı sanat/kafeler sokağının yıkım kararı ile ilgili beklenen açıklamayı yaptı.
‘Yanlıştı, yanlıştan dönüyoruz’ dedi Kışanak.
Evet, yanlıştı, geçte olsa yanlıştan dönülmüş olması ve bu konuda halka açık özeleştiri yapılması son derece önemli.
Katılmadığım bir şey var;
Kışanak o bölgenin ‘gasp’ edildiğini söylüyor.
Öyle değil, karşılığında para alınarak ‘gasp’ ettirildi bölge.
Sadece kafeler sokağı değil, o bölgedeki binaların zemin ve birinci katları tapu kaydında mesken olarak görünmesine rağmen, ticari bölge ilan edildi denilerek işyerlerine çevrildi. Bu da ‘gasp’tı, bina sakinlerinin itirazlarına rağmen para karşılığı ‘gasp’ ettirildi.
Sayın kışanak;
Rant uğruna gözü dönmüşlerin cirit attığı bir dönemdi ve siz parlamentodaydınız. Bu ilişkileri duyup, duymadığınızı bilmiyoruz, ancak bu kötülüklerin tamamı Diyarbakır’a yapılıyordu.
İtiraz edenler, üstü örtülü ‘Kandil’ tehdidine maruz kalıyordu.
Bizlerde yazılarımızla itiraz ettik, takan olmadı.
‘Söz uçar yazı kalır’ derler, yazılarımızın tamamı arşivlerde mevcuttur.
Ama olmadı, bundan sonra olur mu?
Ondan da çok emin değilim.
Bildiğim, bildiğimiz, önemsediğimiz bir tek şey var.
Diyarbakır; bilinçsiz, vurdumduymaz, dönemsel erk ve iktidar olma duygusunun yaşandığı zaman tünelinde hırpalandı, kent, kentli bilinci törpülendi.
‘Yanlış yapıldı, yanlıştan dönüyoruz’ diyorsanız, tek yanlış kafeler sokağı değil.
8 aydır Belediye başkanısınız, parlamenterlik gömleğinizden sıyrılın, belediye başkanı gömleğini giyin ve kente dönün. Yapılmış bütün yanlışları düzeltmeniz için bu halk size gereken desteği verecektir.
Yeter ki, sahte ‘yurtsever’ kisvesi ile size yaklaşmak isteyen rantçıyı, hırsızı, tefeciyi, siyaset cambazlarını kendinizden uzak tutun.
Sizden öncekiler bunu bilerek yâda bilmeyerek yedi
Tanık olduğunuz yanlışlar, halkın kızgınlığı da bu yüzden
Halk olanların tamamını biliyor.