Etkinlikte konuşan HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım, bin 400 yıl önce muhaliflerin sesini kısmak için Muaviye'nin geceleri sokağa çıkma yasağı ilan etmesi gibi bugünde bugün de benzer bir durumla muhaliflerin sesinin, mücadelesinin durdurulmak istendiğini kaydetti.
Hz. Muhammed'in (SAV) doğum günü olması dolayısıyla kutlanan 'Kutlu Doğum' haftası vesilesiyle Demokratik İslam Kongresi (DİK) ve Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAY-DER) tarafından Diyarbakır'da etkinlik düzenledi. Kayapınar Belediyesi Kapalı Spor Komplesi'nde organize edilen etkinliğin yapıldığı salona, dikkat çekici mesajların yer aldığı pankartlar asıldı. Etkinliğe HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım, DBP, HDP, Barış Anneleri Meclisi ve DTK yöneticilerinin yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. Kutlu Doğum etkinliğine yurttaşlar büyük ilgi gösterdi. Etkinlik yerel grupların seslendirdiği ilahilerle başladı, hemen ardından ise Kuran-ı Kerim okundu.
Bilgen: Hz. Muhammed'i anmak kolay, ancak anlamak zor
HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen ise yaptığı konuşmasına "Hz. Muhammed'i anmanın kolay, ancak anlamanın zor olduğunu" söyleyerek başladı.
Hz. Muhammed'in mücadelesinin esasının "özgürlük mücadelesi" olduğunu söyleyen Bilgen, özgür olmayan insanın inanmasının da zor olduğunu kaydetti. Bilgen, şöyle konuştu: "İnsanın doğasındaki mayayı ortaya çıkarmak için mücadele etti Hz. Muhammed. 'İslam garip geldi, yine garip dönecektir' sözü, onun bu zor sürecini de özetliyor. Yurdundan çıkarıldığında, sürgün edildiğinde sadece arkadaşları inanmıştı. Saraylar, büyük ordular, para ve güç 14 asırlık iktidarın taşınması bunun sembolüdür. İslam dünyası bir yandan açlık, susuzlukla çırpınırken, İslam topraklarında kan dökülürken, diğer tarafta ise saraylar. Hz. Muhammed'in halkın içinde yaşadığı gibi yaşayamıyorlar."
'Savaştan kaçanlar İslam ülkelerine değil, Avrupa'ya gidiyor'
Bilgen, bugün davası görülen Karaman'daki Ensar Vakfı'nda çocuklara yönelik cinsel istismar olayına atıfta bulundu.
Çocuklara dönük çirkinliklerin her gün onlarca yerde yaşandığı ortaya çıkmasına rağmen siyasi iktidarın buna tepki göstermediğine işaret eden Bilgen, bunu eleştirenlerin ise "vatan haini" ilan edildiği, yok edilmek istendiği bir süreç yaşandığını vurguladı.
Bilgen, sözlerinin devamında ise "İslam ülkeleri yolsuzlukta birinci sırada. Yaşanan savaşlardan kaçanlar neden diğer İslam ülkelerine değil de Avrupa ülkelerine gidiyor. Allah'ın mekanı huzur, güven vermiyorsa, dillerini özgürce yaşamaya zemin yoksa, bunu görmek zorundayız. Umut ediyorum ki İslam ülkeleri, üzerlerindeki bu ölü toprağı atar" diye konuştu.
'El kesilecekse ilk kralın eli kesilmeli'
Bilgen'in ardından HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım konuştu. Konuşmasında bugün İslam ülkelerinin hayati tehlike sınırında olduğunu ifade eden Yıldırım, İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) katılan Arap ülkeleri devlet başkanlarını ve krallarının harcamalarına dikkat çekti.
"İstanbul'a gelen sözde İslam ülkelerinin sultanları, gerçek İslam ülkeleri olsaydı, bugün Filistin sorunun çözümü konusunda çaba gösterirlerdi" diyen Yıldırım, beş uçakla Türkiye'ye gelen Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz'in yaptığı astronomik harcamaya işaret etti. Yıldırım, "Suudi Arabistan'daki yasalara göre hırsızlık yapan birinin eli kesiliyor. Ama eğer gerçek İslam kuralları olmuş olsaydı, ilk önce kralın elinin kesilmesi gerekirdi. İslam'ın gerçek temsilcileri 3 gün aç kalıyordu. Neden? Çünkü hırsızlığı, yolsuzluğu, saray ve köşkleri istemedikleri için. Köşk ve saray yerine çamurdan yapılan iki odalı bir evde yaşamayı seçtiler gerçek İslam savunucuları" dedi.
'Eskiden gece şimdi gündüz sokağa çıkma yasağı'
Yıldırım, konuşmasının devamında bugün iktidar sahiplerinin Kürdistan kentlerinde devreye soktuğu savaşa ve yol açtığı katliamlar üzerinde durdu.
Muaviye döneminde de 'sokağa çıkma yasakları' uygulandığını dile getiren Yıldırım, şunları söyledi: "O zaman hava sıcak olduğu için Muaviye karşı muhalif olanlar akşam sokağa çıkıyordu. Muaviye bir ferman çıkardı ve 'Akşam dışarı çıkmak yasaktır' dedi. 1400 yıl sonra bugün benzer bir durum yaşanıyor. Bugün de muhalif olanların, karşı çıkanların sesini susturmak için sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Bu muhaliflerden ne kadar çok korkulduğunu da gösteriyor."
Yapılan konuşmaların ardından etkinlik, yine okunan ilahilerle sona erdi.