Kürtler kendi topraklarında bir kez daha mülteci, yine mülteci!
Kürtler yine kendi topraklarındaki suni sınırları zorluyor.
Kendi topraklarında sürekli sığınmacı bir halk rolünü üstlenmeye zorlanan Kürtler, Kürdistan’ın bir parçasından diğer bir Kürdistan parçasına yolculuğunu bu kez IŞİD katillerinin uyguladığı senaryoyla zorunlu olarak gerçekleştiriyor.
Halepçe’den sonra da böyle olmuştu. Kürtler, Saddam diktatörlüğünün gazabından kurtulmak için sınırların yolunu tutmuş, Türkiye ve İran sınırları içindeki kendi topraklarında mülteci olmuşlardı.
Şimdi Saddam yok, ancak Saddam rejiminin kalıntılarının da içinde yer aldığı IŞİD denilen katiller sürüsü, tarihi tekerrür ettirmek istiyorlar. Irak ve Suriye Kürdistan topraklarındaki Kürtleri yerlerinden yurtlarından ederek Ortadoğu coğrafyasında kendilerine bir sayfa açmaya çalışıyor bu katil sürüsü.
İslamla ilgili bir durumları söz konusu olmadığı için Radikal İslamcı gibi cümleleri kullanmıyorum. Katil, terörist tanımları çok daha uygun.
IŞİD Kürtler için mi programlandı?
Bu terör örgütünü programlayanlar, Ortadoğu’da giderek güçlenen Kürtleri ölümle yaşam arasına sıkıştırmak gibi bir senaryoyu mu devreye sokmak istiyorlar? (Programı devreye sokanların elbette ki emperyal güçler olduğunu düşünüyorum)
Sanki adım adım izlenen bir politika var.
Önce Suriye’de Rojava, sonra Irak, şimdi yeniden Suriye ve Rojava saldırıları başladı. Suriye’de ve Irak’ta hedefine Kürtleri oturtan IŞİD katilleri, Şengal ve Mahmur’da istediğini elde edemeyince yönünü yeniden Suriye’deki Kürtlere çevirdi. Özellikle sınır hatlarını ele geçirmek için Kürtlerin bulundukları alana saldırı yapıyorlar.
Ve Kürtler Türkiye sınırlarını zorluyor.
Türkiye’nin Kürtlerin geçişi için önce sınırları açmayacağı gibi bir durum söz konusu olsa bile, dün sınırların açılmış olması son derece anlamlı bir duruma hitap etti. Türkiye’nin IŞİD katliamından kaçan Kürtlere kapılarını açmış olması, çözüm sürecine aralanan kapının belki de ardına kadar açılması gibi bir durumun süratine katkı sunmuş olabilir. Bu katkının etkilerini ilerleyen günlerde belki de daha net görebileceğiz.
Bütün bunların yanı sıra, Kürtler asçısından zaman birlik, beraberliğe işaret ediyor. Ulusal birliğin ve ortak tavır geliştirmenin zamanı da geçiyor gibi. Suçlamaların değil buluşmaların zamanı.