DİYARBAKIR - Prof. Dr. Kadri Yıldırım, özel okullara müsade edilirken açılan Kürtçe okulların mühürlenmesini büyük bir çelişki olarak değerlendirdi. Prof. Dr. Fatma Gök ise, "İkdidara şimdiden geçmiş olsun. Okulları açamaz demişti. Evet mühürlendi ama o okullar sonuçta açıldı. Böylelikle Kürt mücadelesi de yeni bir safhaya taşınmıştır" dedi. Kürtçe eğitim vermek üzere Diyarbakır-Bağlar, Şırnak-Cizre ve Hakkari-Yüksekova'da açılan okulların kapılarına İçişleri Bakanlığı'nın talimatı ile mühür vurulmasına dair tepkiler devam ediyor. Okullarının mühürlenmesine rağmen Diyarbakır ve Şırnak'taki okulların öğrencileri, okul bahçelerinde çimlerin üzerinde oturarak anadillerinde eğitim görmeye devam ederken, yıllardır anadilin önemi üzerinde yürüttükleri çalışmalar doğrultusunda bunun önündeki engellerin kaldırılmasını talep eden akademisyenler de söz konusu okulların kapatılmasına tepki gösterdi.
'Büyük bir çelişki'
Daha önce açıklanan "Demokratikleşme paketi" içinde özel okullarda Kürtçe eğitim verilmesinin önünün açılmasına dikkat çeken Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda Kürdoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, anadilde eğitim verecek farklı bir eğitim kademesinin mühürlenmesini büyük bir çelişki olarak değerlendirdi. Yıldırım, "Madem aynı coğrafyada yaşıyoruz, aynı halkız, bu coğrafyanın dilini özel okullarda kanunen serbest bırakıyorsun, başka bir eğitim kademesinde yasaklıyorsun. Bu nasıl bir çelişkidir. Bir an evvel özel liseler için serbest bırakılan anadilin bütün eğitim kademelerinde veya kurumlarında serbest bırakılması gerekiyor" dedi.
'Çözüm sürecinde birinci talep anadildi'
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Fatma Gök ise anadilde eğitimin temel hak olduğunu ve yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizdi. En temel hak olan ve toplumsal sorumluluğu olan anadilde eğitim sistemini kontrol eden bir hükümet tarafından pazarlığının yapılmasının kabul edilemez olduğunu iade eden Gök, zaen Kürt halkının da bu konuda mücadelesinden asla vazgeçmediğine işaret etti. Gök, "Bugüne kadar iktidarlar Kürt mücadelesinden korktular. Kürt halkı da hakkını söke söke alıyor. Bu yüzden iktidara şimdiden geçmiş olsun. Okulları açamaz demişti. Evet kapatıldı ama o okullar sonuçta açıldı. Böylelikle Kürt mücadelesi de yeni bir safhaya taşınmıştır. Bundan sonra da başka bir şekilde zorlamalar yapacaktır" dedi.
Bundan sonra iktidarın "çözüm sürecini" eğitim alanına nasıl taşıyacağını merak ettiklerini de belirten Gök, "Çözüm sürecinde birinci talep anadildi. Bunun önünün açılması için mücadele edilmeli ve bu mücadele ortaklaştırılmalıdır" dedi.
'Andilde eğitimin önüne engel konulamayacak'
İHD İstanbul Şubesi Eğitim Hakkı Komisyonu üyesi eğitimci Hatice Kalpaklı da Kürtçe eğitim vermek amacıyla bölgede kurulan okulların mühürlenmesine tepki gösterdi. Kalpaklı, anadilde eğitim veren okulların açılmasının önüne hiçbir engel konulamayacağını dile getirerek, anadilde eğitimin temel bir insan hakkı olduğunu ve engellenmesinin onaylanamayacağını söyledi. "Neden halk iradesi ile anadilde eğitim yapmak için okullar açılamasın ki?" diye soran Kalpaklı, bu okulların açılabileceğini, müfredatlarının da denkleştirilebileceğini ve Kürtçe anadilde eğitim yapabileceklerini söyledi. Kalpaklı, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın Bakanlar Kurulu toplantısının ardından okulların mühürlenmesine ilişkin yaptığı açıklamada, anadilde eğitimin parayla satılmasını anlamına gelen "özel okul" ve "seçmeli ders" tercihlerini göstermesini de eleştirdi.
Eğitimde özelleştirmenin hali hazırda son hızıyla devam ettiğine işaret eden Kalpaklı, anadilde eğitim veren özel okulların da açılabileceğini fakat yerellerin kaynakları ile paralı olmayan ve Kürtçe anadilde eğitim veren okulların açılabileceğini gibi bunların desteklenmesi gerektiğini söyledi.