Kurtarıcılar, ezberler ve çözüm…

Ömer Serdar Kaplan

Halkı kurtarmak isteyenler, kendi heva ve heveslerinin kurtarıcıları, güç devşirme ve güçlü olma histerisi yaşayanlardır da aynı zamanda.

Halkı kurtarmak isteyenler bu kurtarıcılık rolünü oynadıklarında, en çok kurtarmak istedikleri halka zarar verirler ve fakat “kurtarma” kılıfı altında bu hali gizler veya meşru kılarlar.

Halkın gelenek, görenek, inanç ve kültürlerini bozar ve kendi paradigmalarına uydurmaya çalışırlar.

Kurtarıcılar hem despotiktir, hem totaliterdir hem de baskıcıdır.

El Kaide, IŞİD gibi örgütler de buna çarpıcı birer örnektir.

El Kaide, IŞİD gibi örgütler en büyük zararı Müslüman halklara vermiş ve vermektedirler. Aynı zamanda savunduklarını iddia ettikleri İslam Dinine çok büyük zarar vermişler ve vermektedirler. İslamofobinin (düşmanlığının) değirmenine kanallarca su taşımışlardır ve taşımaya da devam etmektedirler.

PKK/PYD çizgisi ve siyaseti de bunun çarpıcı bir örneğidir.

Bu çizginin kurtarmak istedikleri Kürt halkına, verdikleri zarar o kadar fazladır ki.

Son kırk yılda, boşaltılan köyler, faili meçhuller, örgüt içi infazlar, şehirlerin yakılıp yıkılmasına sebep olmalar, hendekler ve en son da Suriye örneği, verilen zararın göstergeleridir.

Halkın rahat ve huzuru kurtarıcılardan kurtulmasından ve düşünce üretmesinden geçer inancındayım.

Kürt halkı yorgundur. Yaşanan ve uzun süren bütün bu olaylardan yorgundur.

Hem şiddet, çatışma ve terör eylemleri nedeniyle düşünme imkanlarından da uzaklaş(tırıl)mıştır.

Hiçbir şekil ve şartta düşünmesine imkan verilmemekte, sürekli gerilim ve streste tutulmaktadır bu Halk, dolayısıyla da  yorgundur.

Halkın öncelikle bu şiddet ve terör sarmalından kurtulması gerekmektedir. Bu kurtuluş gerçekleşirse dinlenme ve dinlenirken düşünme imkanlarına kavuşacaktır.

Aynı durum geniş Coğrafyamız da ki Müslüman halklar için de geçerlidir.

Düşünen insanlar çizilen çerçeve ve ezberlerin dışına çıkar, sorgular eleştirir ve siyaset üretmeye başlar.

Güç ve silah, zihinler üzerinde bir blokaj oluşturmakta ve düşünce melekelerini dumura uğratmaktadır. Düşünce melekeleri bloke edilen entelektüeller, siyaset erbabı, STK mensupları sadece şiddet ve gücün ezberleriyle hareket eder hale gelmektedir.

Her eleştiriyi, her sorgulamayı ezberlerle savuşturma, olmadıysa ihanet-satılmışlıkla yaftalama ve etkisini kırma işlevi gören bir tutuma yönelirler. Bu bir kısır döngü oluşturur ve düşünce üretimini baskılar.

Oysa okuyan yazan insanların farklı düşünceler üretmeleri, siyaseti zenginleştirmeleri ve siyasetin çözüme dair alternatiflerini çoğaltmaları halkın yararınadır ve gerekli olandır.

Halka bu dinlenme imkanını vermek için silah kullanan, şiddet ve baskı uygulayan, ezberler dayatan ve siyasetin üretilmesini engelleyen kurtarıcı rolünde olanların halkın yakasından düşmelerini ve silahı bırakmalarını gerekli kılar.

Bir diğer yol da, silahın şiddetin, terörün olması haline bakılmaksızın, siyaset ve düşünebilen fikir insanlarının, durumdan vazife çıkartması ve çözüm yollarını-alternatiflerini geliştirmesi ve konuşması ile bu alternatif ve çözümlerin gündemi belirlemesinin sağlanması ve bu şekilde halkın yorgunluğuna rağmen düşünmesini-sorgulamasını-eleştirel aklı devreye almasını sağlamak olabilir düşüncesindeyim.

Bir yerden başlamak gerektir. Her geçen gün daha bir işleri zora koymaktadır. Hemen başlamak e hesapsız-karşılıksız olarak çareler-çözümler üretmek ve üretilenlerin hayata geçmesi için gayret sarf etmek gerekir.

Kimse kendi düşüncesini tek doğru olarak dayatmadan, her düşüncenin doğrular içerdiğini/içerebileceğini kabullenerek, ezberler oluşturmadan sevgiyle, merhametle, dürüstlükle, kendi aleyhimize de olsa adaletle düşünüp hareket ederek yola koyulmak ve gayret sarf etmek elzemdir.

Wesselam.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.