Kürt sorunun çözümüne dair siyasi partilerden gelen açıklamaları değerlendiren Diyarbakır’daki il başkanları, güvenlikçi politikaların sonuç vermediğini belirterek, çözümün barış politikasında olduğunu dile getirdi.
Kürt sorunun çözümüne dair son zamanlarda siyasi partilerden gelen açıklamaları Diyarbakır’daki il başkanları değerlendirdi. AKP’den kopan ve aynı zemin üzerinden siyaset üreten partiler ile CHP il başkanı, farklı yol ve yöntemlerle çözümü önerseler de tek yolun barış olduğunda hemfikir.
‘Çözüm için irade lazım’
Demokrasi ve Atılım Partisi (Deva Partisi) İl Başkanı Cihan Ülsen, parti programlarında Kürt sorunu kuşkuya mahal vermeyecekleri şekilde düzenlediklerini ve artık çözülmesi gereken en baş sorun olarak gördüklerini söyledi. Türkiye’de ekonomik, kültürel, sosyal ve hukuksal gibi birçok sorunun temelinde Kürt sorunun yattığını hatırlatan Ülsen, çözüm iradesinin oluşması gerektiğine ifade etti. Diğer birçok sorun gibi Kürt sorunun çözümü için de ülkede demokratik bir zeminin olması gerektiğini vurgulayan Ülsen, “En başta ülkede herkesin kendi düşüncesini korkmadan özgürce söylemesi gereken bir ortam lazım. Ne yazık ki böyle bir ortam yok ama oluşursa ve Kürt sorununa ilişkin düşünceler ifade edilirse sorunu çözmek için bir iradeyi ortaya çıkaracaktır. Bu sorun çözülmezse daha büyük sorunlar ortaya çıkacaktır. Parti olarak bu konuya ilişkin hem yasal hem anayasal olarak bütün koşulları sağlayacak şekilde bir yapılandırmak lazım. Parti programımız da buna göre inşa edildi” diye konuştu.
‘Demokratik zemin yok’
90’lı yılların başından bu yana 40 yıllık savaş sürecine dair gelen her hükümetin açıklamaları söylemde kaldığını anımsatan Ülsen, şöyle devam etti: “Biz başından beri şunu söylüyoruz; bizim için önemli olan şey iktidarı elimize aldıktan sonra yaptıklarımız ve söylediklerimizdir. Kürt sorununa ilişkin parti programımız çok açık ve nettir. Ortaya koyduğumuz bazı prensip ve ilkelerimiz var. Nedir bu ilke ve prensiplerimiz. Öncelikle demokratik zeminin oluşturulması lazım, yine bu konuda temsiliyeti en yüksek seviyeye ulaştırılması, yasal değişikliklerin yapılması, vatandaşlık tanımının tekrardan tartışmaya açılması, diyalog ve müzakere ortamının yapılması gibi değişikler yapılırsa bu meseleler çok rahat bir şekilde yapılır. Siyaset sorunları diyalog ve müzakere ortamında tartışmaktır ama ne yazık ki ülkede böyle bir ortam olmadığı için sorunlar çözülmüyor. Dediğim gibi en başında sorunun konuşulması için demokratik bir zemin lazım.”
Sonuç elde edilmiyor
İktidarların yıllardır sürdürdüğü “Güvenlikçi politikalar”ın bir sonuç vermediğinin altını çizen Ülsen, “Bu soruna silahtan ve şiddetten arındırılmış bir şekilde bakılmalı. Buna göre çözümler üretilmelidir yoksa güvenlikçi politikaların getirdiği tek bir çözüm var o da sorunun kısır döngüden çıkmamasıdır. Silah ve şiddet en nihayetinde çözümsüzlük getirir. Bugün yaşanan gelişmelerde Türkiye’nin hayrına bir durum olduğunu da düşünmüyoruz. Artık güvenlikçi politikaları gündemimizden çıkarmak ve düşürmek lazım” diye belirtti.
‘Kürt sorunu demokrasiyle çözülür’
Gelecek Partisi İl Başkanı Aydın Altaç da Kürt sorununa ilişkin “Ülkenin en fazla kanayan yarası, acı veren sorunu. Hem maddi hem de manevi anlamda çok ağır bedeller veren sorun” olarak gördüklerini söyledi. Kürt sorunun asla zamana yayma, semen alttı yapılmaması gerektiğini ifade ederek acilen çözülmesi gereken sorun olarak gördüklerini belirten Altaç, çözüm için ilk önce demokrasi zeminin oluşması gerektiğini ifade etti. Altaç, “Kürtler bu ülkede en fazla bedel ödeyen bir etnik gruptur. Kürt sorunundan ve diğer sorunlardan önce demokrasi sorunun çözülmesi gerekir. Türkiye’de demokrasiyi kurumsallaştırdığımız zaman yasal ve anayasal anlamda hak ve özgürlükleri, temel hakları biz tesis ettiğimiz zaman Kürt sorunu çözülür” dedi.
Tüm sorunlar çözülebilir
Güvenlikçi politikaları sürdüren iktidarı yanı sıra Kürt siyasetini de eleştiren Altaç, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı: “Sorunun çözümü için tüm toplumu sahiplenmiş, bütün temel hakların yazıldığı bir anaya yaparsanız çözülemeyecek hiçbir sorun kalmaz. Bu sorun için toplumun bütün dinamiklerini bu sürece koymalıyız. Hatta bu süreç yönetilirken sadece kendi düşüncemizi dayatmamalıyız. Şiddet dışındaki her türlü çözüm önerileri almalıyız. Bu anadilde eğitimden tutundan da yerel yönetimlere kadar tüm sorunları çözebiliriz.”
‘Büyük bir barış konferansı ile çözülebilir’
Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bozan da Kürt halkının yıllarca inkar, imha, asimilasyon ve baskı politikalarıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, Kürt sorunun artık ülke içinde yaşanan bir sürecin dışında uluslararası bir sorun olarak ortada durduğuna dikkati çekti. Bozan, “Kürt sorununu artık ABD gibi dış güçlerle değil artık bu sorunu ülke içerisinde kendimiz çözmeliyiz” dedi. Çözüm için Türkiye, Irak, İran ve Suriye hükümetlerinin yapacağı büyük bir barış konferansı ile gerçekleşebileceğini dile getiren Bozan, şunları ifade etti: “Öyle bir sorun haline geldi ki artık sadece bir ülkenin çıkıp Kürt sorununu çözmesi yetmiyor. Bu sorunu hak ve adalet çerçevesinde çözebiliriz. Biz bugüne kadar nerede yanlış yaptık diye kendimize sormalıyız. Bugüne kadar biz bu halkı yaktık, yok ettik, öldürdük, inkar ettik, asimile ettik ama biz bu bölgeye huzuru sağlayamadık. Dolayısıyla artık bu sorunun güvenlikçi politikalarıyla çözülemeyeceğini gördük. Onun için büyük bir barış konferansıyla bu sorunu çözebiliriz. Yani ırkçı ve baskıcı faşist politikalarıyla bun sorun çözemeyiz. Biz parti olarak; sorunun insan hakları ayağına, ekonomik ayağına, güvenlikçi politika ayağına ve sorunun uluslararası ayağına bakarsak sorunu daha iyi bir şekilde çözebiliriz. Biz Kürt halkının varlığını ve onun anadilini ve kültürünü biz kendi zenginliğimiz olarak görmeliyiz.”
Çözüm mecliste
Kürt sorununu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) tüm siyasi parti temsilcilerinin ortak bir akıl ile çözülebileceğini dile getiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özer ise, güvenlikçi politikaların yerine kalıcı siyasal çözümün gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Partisinin bir sonraki seçimde kesinlikle iktidar olacağını savunan Özer, şöyle dedi: “Partimiz bu sorunu meclis çatısı altında kesinlikle çözecek. Çözüm süreci dönemi gibi bir süreç yaşandı ama bu süreç AKP’nin oyalama süreciydi. O süreçte neler konuşuldu ne yapıldı kimse bilmiyordu ama bu sorunu şeffaf bir şekilde biz çözeceğiz. Sürecin kendisi şeffaf değildi ama biz mecliste açık bir şekilde çözeceğiz.” (Kaynak: MA)