Kürt parti ve Hareketlerinden Şeyh Said ve 46’lar anması.
Kürt parti ve Hareketleri tarafından yapılan ortak açıklamayı Türkçe olarak okuyan PDK Bakur yöneticisi Mehmet Konuk, “Diyarbakır'da hiçbir hukuksal dayanağı olmayan korsan ‘İstiklal Mahkemeleri’ kuruldu. Kürt halkının güzide önderlerinden Şeyh Sait ve 47 arkadaşı bundan 91 yıl önce bugün söz konusu ‘İstiklal Mahkemeleri’ tarafından haksız ve yargısız bir biçimde, bütün uluslar arası hukuk kuralları çiğnenerek Diyarbakır Dağkapı'da idam edildi. Onların şahsında boğdurulmak istenen Kürt halkının özgürlük iradesiydi. Kürt halkının eşit, özgür ve onurlu bir biçimde yaşama talebi darağacına çekilmişti” diye konuştu.
Kürt parti ve hareketleri Şeyh Said ve 46 arkadaşını idamlarının 91’inci yılında andı.
Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi Ofis semtinde yapılan anmaya Kürt parti ve hareketlerinden AZADİ Hareketi, PAK, PAKURD, PDK Bakur, PSK yönetici ve üyeleri katıldı.
“Yeni devleti Kürtler ve Türkler birlikte kuracaktı”
“Kürd halkının ölümsüz şehitleri Şeyh Said ve arkadaşlarını unutmayacağız” başlıklı basın açıklaması Kürtçe, Zazaca ve Türkçe olarak okundu. PDK Bakur yöneticisi Mehmet Konuk’un Türkçe olarak okuduğu açıklamada, “Geçen yüzyılın başında yeni bir dünya kurulurken, Kürtler önce büyük güçlerin, daha sonra da Kemalistlerin ihanetine uğradı. 1920'li yılların başında Kürtlere kardeşlik mesajları verildi, güya kurulacak yeni devleti Kürtler ve Türkler birlikte kuracaktı. Ancak 1923’te Cumhuriyet kurulunca ve ardından da Lozan Anlaşmasıyla uluslar arası güvenceye bağlanınca ne kardeşlik kaldı ne de birlikte bir devlet kurma sözü. Kemalistlerin yaptığı ilk şey Kürt ulusunun varlığını yok saymak, Kürdistan gerçekliğini ortadan kaldırmak oldu” denildi.
“Onların şahsında boğdurulmak istenen Kürt halkının özgürlük iradesiydi”
Kürtlerin ulusal taleplerini yükseltmesine Türk devletinin sert karşılık verdiğinin belirtildiği açıklamada “Daha filiz halinde olan Kürt halkının özgürlük iradesini boğmak için harekete geçildi. Diyarbakır'da hiçbir hukuksal dayanağı olmayan korsan ‘İstiklal Mahkemeleri’ kuruldu. Kürt halkının güzide önderlerinden Şeyh Sait ve 47 arkadaşı bundan 91 yıl önce bugün söz konusu ‘İstiklal Mahkemeleri’ tarafından haksız ve yargısız bir biçimde, bütün uluslar arası hukuk kuralları çiğnenerek Diyarbakır Dağkapı'da idam edildi. Onların şahsında boğdurulmak istenen Kürt halkının özgürlük iradesiydi. Kürt halkının eşit, özgür ve onurlu bir biçimde yaşama talebi darağacına çekilmişti” denildi.
“Kürtleri ulusal bilinç kaynağından yoksun bırakmayı amaçlıyordu”
İdam edilen Kürt liderlerinin mezar yerlerinin dahi bilinmediğinin belirtildiği açıklama şöyle devam etti: “ Bölge halklarının bin yıllık gelenekleri ve İslam dininin en temel kutsalları çiğnenerek Şeyh Sait ve arkadaşlarının mezarları yok edildi. Söz konusu barbar ve gayri insani tutum sonraki yıllarda da devam ettirildi. Dersim Hareketi’nin lideri Seyid Rıza ile Saide Nursî'nin mezarları da benzer yöntemlerle yok edildi. Çünkü devlet, Kürt liderlerinin mezarlarını yok ederek Kürtleri ulusal hafızadan yoksun bırakmayı, onları köklerinden kopartmayı istiyordu. Kürt liderlerinin mezarlarını yok ederek Kürtleri ulusal bilinç kaynağından yoksun bırakmayı amaçlıyordu. Sömürgeci devletin kirli hesabı şuydu; ağacın kökünü yok edersen gövdesini daha kolay devirirsin. Bir ulusun tarihini yok edersen, onun bir gelecek kurma imkânını da elinden alırsın. Böylece Kürtleri ebediyete kadar kölelik zincirlerine mahkûm etmiş olursun.”
“Silah, baskı, ölüm ve yıkımla Kürt sorunu çözülemez”
“Devletin yüz yıldır izlediği siyaset ve tecrübeler ispatlamıştır ki, askeri yöntemler; silah, baskı, ölüm ve yıkımla Kürt sorunu çözülemez” denilen açıklama şöyle sonlandırıldı: “ Bugün de savaş ve çatışma ile bir yere varılması mümkün değil. Türk devleti Kürtlerin ulus olmaktan kaynaklanan bütün meşru haklarını tanımalıdır. Devlet Kürt liderlerinden başta Şeyh Sait ve arkadaşları olmak üzere Seyit Rıza ile Saide Kurdi'nin yok ettiği kaybettirdiği mezarlarının yerini açıklamalıdır. Türk devleti Kürt halkına karşı yüz yıldır gerçekleştirdiği mezalimden dolayı resmi düzeyde özür dilemelidir.”
haber :Ali Abbas YILMAZ