BİNGÖL (DİHA) - Bingöl merkeze bağlı Kuruca köyünde bulunan toplu mezarın, Şeyh Said isyanı sırasında Elazığ'ın Karakoçan ile Palu ilçelerine bağlı olan Bahçecik, Altınoluk, Sarıcan köylerinden alınarak katledilen 16 köylüye ait oalduğu iddia edildi.
Katliamdan yaralı olarak kurtulan Mustafa Yıldız'ın ifadelerinden yola çıkılarak mezarın yerini tespit ettiklerini söyleyen Yıldız'ın torunu Mecit Yıldız, kemiklerin katliamın ardından yakınlarını tespit etmek için Kuruca köyüne gelen kadınlar tarafından toplanarak toplu şekilde gömüldüğünü söyledi.
Bingöl merkeze bağlı Kuruca (Xezik) köyünde bulunan toplu mezarda kemiği bulunanların , 1925 'Şeyh Said isyanı' sırasında Elazığ'ın Karakoçan ile Palu ilçelerine bağlı olan Bahçecik (Nişanyan), Altınoluk (Tirkan), Sarıcan (Sarcon) köylerinden alınarak katledilen 16 köylü olduğu iddia edildi. 1980 yılının sonlarında yaşamını yitiren Mustafa Yıldız'ın ifadelerinden yola çıkarak mezarın yerini tespit ettiklerini söyleyen Yıldız'ın torunu Mecit Yıldız, "Dedem buradan yaralı kurtuldu.1980 yılının sonlarında vefat etti. Dedem nerede vurulduklarını, katliamın nasıl yapıldığını anlatıyordu bize. Nenemler de anlatıyordu. Birebir gelip toplamışlardı kemikleri. Katliamdan bir hafta sonra köye kadınlar geliyor. Cesetleri hayvanlar yemiş. Burada hiç tanınmaz bir şekildeler. Bazı kemikleri elbiselerinden tanıyorlar. Kemikleri toplayıp gömüyorlar. O tarihten bu yana kemikler buradadır" diye belirtti.
'Elazığ Maden'de bulunan arşivlerin araştırılmasını istiyoruz'
Katliamın kanıtlarının Elazığ Maden'de bulunan arşivlerde olduğunu belirterek araştırılmasını isteyen Yıldız şunları aktardı: "Bu katliamın arşivleri Palu'daymış. Ancak Palu arşivleri yanmış. Biz Elazığ'ın Maden ilçesinde de katliamın arşivlerinin olduğunu öğrendik. Katliamın araştırılmasını istiyoruz." Yıldız, kemiklerin akıbetini öğrenmek için yasal olan tüm yollara başvuracaklarını kaydetti. Büyük dedesi Zülfü Demir'in de katliam sırasında yaşamını yitirdiğini ve toplu mezara gömüldüğünü söyleyen Kubilay Demir ise, katliama tanık olan köylülerin korktukları için bugüne kadar konuşmadığını ifade etti. Demir, "Köylüler geride kalan gençlerinin de öldürülmemesi için bu konu hakkında konuşmamış ve konunun üzerine gidilmemiş. Halen de bu korkuları devam ediyor. Burada babamın dedesi ve amcası var. Babamın amcası askerden yeni gelmiş. Hatta ona köye gelmemesini söylemişler. O da,'askerden yeni geldim, bana bir şey yapmazlar' demiş. Askerden bir bacağı yaralı dönmüş. Yaralı olduğu için onu yol üzerinde katletmişler. Babamın dedesi ve diğer köylüleri de Kuruca'ya getirerek burada katletmişler" ifadesini kullandı.
Toplu mezarda 28 kişiye ait kemik bulunduğunu ifade eden Demir, diğer 12 kişininin kimliğini bilmediklerini söyleyerek; "Burada yatanlar bizim için Kürdistan şehitleridir. Babamın dedesi Zülfü Demir de burada. Bizler şu ana kadar 16 kişinin ismine ulaştık. İsimlerini bilmediğimiz diğer şahıslar da buradalar. Toplama yapıldığında kimler vardı? Kaç kişi vardı? Köylülerin anlattıkları ve katliamın tanığının anlattıklarından biliyoruz. Mezardaki köylülerin bir kısmının isimleri ise şöyle: Mehmet Yıldız, Süleyman Yıldız, Ali Yıldız, İbrahim Bulanık, Üzeyir Top, Zülfi Çiftçi, Mustafa Güneş, Ahmet Demir, Devreş Üstündağ, Zülfü Demir, İsa Top, Mevlüt Kaya, Hasan Kaya, Süleyman Düzgün, Hacı Beroğlu Mustafa Hacı Bekir oğlu, Hüseyin Xalo oğlu Yusuf Özçelik.
" dedi.