Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem her yıl kendisi kurbanını kesmiş ve dağıtmıştır.
Bizlerde imkan ve şartlarımızı zorlayarak kurbanımızı kesmeli ( imkan yoksa vekalet vermeli) ve dağıtmalıyız.
Özellikle bankalara para yaptırmamızı isteyen hiç ama hiç bir kürüm ve kuruluşa kurban bağışı yapmamalıyız.
İbadet; Allahın emiri veya peygamberin sünnetidir.
Âdet; bir topluluk içinde öteden beri uyulan ve uygulanan kurallardır.
Hakikat; Dinde Allahın emrini onun rızasına uygun yerine getirmektir.
Hikmet; Dinde bir ibadette hasıl olan maddi ve manevi faydalardır. Allahın kullarına ikramıdır.
İbadette asl olunan hakikata uygun davranmaktır.
Namaz; Annemiz-babamız, çevremizdeki insanlar kılıyor diye kılarsak adettir.
Allahın emridir diye kılarsak ibadettir.
Zamanı bilmek, temizlik yapmak, bedenin ihtiyacı olan sporu yapmak... Namaz için hikmettir. Allahın emrine uygun kılmak ise hakikattir.
Şöyle bir örnek de verebiliriz. Herhangi bir şeyin şifresi hakikattir ancak o şifreyi oluşturan nesneler ise hikmettir. Maksada ulaşmak için doğru şifreyi kullanmak gerekir.
Sabah namazına kalkmak ibadettir. Sağlık açısında elde edilen faydalar hikmettir.
Bu namazi iki rekaat yerine üç veya dört rekaat, akşam nanazi üç rekaat değil de dört veya iki olarak kılarsak namaz geçersiz olur.
İşin mantığına ve hikmetine bakıldığında fazlalık doğru olsa da hakikata uygun olmadığı için geçersizdir.
Kısaca hakikat; kalp, vijdan, akıl ve toplumun genel kabulü ile değil; Kur'an, sünnet ve adaba uygunluktur.
Kurbanda, et dağıtmak, fakiri sevindirmek, birliği sağlamak, muhabbeti artırmak, yakınlaşmak ve benzeri güzellikler birer hikmettir.
Kurban, şartları uygun olanın, uygun şartlara sahip hayvanın, belli zamanda, belli niyet ve uygun kesimi ile hakikata uygun bir ibadettir.
Kurban, ALLAH Teâlâ'ya manen yaklaşabilmek için kurban niyetiyle kesilen hususî hayvandır. Kurban bayramında kesilen kurbana "udhiyye", bunu kesmeye de "tazhiye" denilir.
Hanifi mezhebine göre; Hür, mukim, müslüman, zengin olan kimse için vaciptir. Zenginden maksat, temel ihtiyaçlarından başka artıcı-çoğalıcı olsun olmasın, en az iki yüz dirhem gümüş miktarı mala sahip olan kimsedir..
Şafii mezhebine göre Kurban, Sünnet-i Müekkededir. (şafiî mezhebinde sünnet-i müekkede vacip hükmündedir)
Cenab-ı Hak buyuruyor:
ﻓَﺼَﻞِّ ﻟِﺮَﺑِّﻚَ ﻭَﺍﻧْﺤَﺮْ
Resûlü Ekrem (S.A.V.) hakkında vaciptir. Tirmizi şöyle rivayet etmiştir:
"Ben kurbanı kesmekle emrolundum. Fakat sizin için sünnettir."
Kurbanın şartlari;
1 - Kesilen kurbanın deve, sığır, manda, koyun veya keçi olmasıdır.
Eti azaltan ayıplardan hali olmasıdır. Kör, topal, uyuz, çok az otlayan, çok zayıf ve hasta, kulağı, kuyruğu, memesi, dili, (hepsi veya bir kısmı) kesik olan, dişleri (hepsi veya çoğu) dökülmüş olan hayvan kurban olamaz.
Hastalığı az, gece görmeyen, kulağı yarılmış veya delinmiş, boynuzu olmayan veya kırık olan, yaratılışça memesi olmayan hayvanın kurban olmasında beis yoktur.
3 - Zamandır. Kurban kesiminin ilk vakti, kurban bayramının birinci günü, güneş çıktıktan sonra, hafif iki rek'at namaz kılınıp kısa iki hutbe okunacak kadar bir zaman geçtikten sonra başlar, bayramın dördüncü günü, güneşin batışına kadar devam eder. Gece vaktinde kurban kesmek caiz ise de mekrûhdur.
4 - Niyettir. Niyetin kurbanın kesileceği zamanda getirilmesi mecburî olmayıp ondan evvel de getirilirse kâfidir.
Koyun ve keçi ancak bir kişi için kesilir. İki kişi için kesilirse sadaka sayılır. Deve ve sığır yedi kişi için kesilebilir.
Kurban sahibi, kesmesini biliyorsa, bizzat kesmesi daha efdaldır. Bilmezse, bilen bir kimseyi tevkil edip kestirir.
Kurban kesen kimse şöyle der:
ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﻫٰﺬَﺍ ﻣِﻨْﻚَ ﻭَﺍِﻟَﻴْﻚَ ﻓَﺘَﻘَﺒَّﻞْ ﻣِﻨِّﻰ ﻛَﻤَﺎ ﺗَﻘَﺒَّﻠْﺖَ ﻣِﻦْ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻭَﺍِﺑْﺮَﺍﻫِﻴﻢَ ﺧَﻠِﻴﻠِﻚَ ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠّٰﻪِ ﺍَﻟﻠّٰﻪُ ﺍَﻛْﺒَﺮُ
Şafii İlmihali
Selam ve dua ile.