Yaygınlaşan ve derinleşen bir yoksulluk, çocuklar adına duyulan gelecek kaygısı, kaotik bir ortam ve toplumun üzerin boca edilen tehditler...
Ruh emici bir atmosfer ve her yerde her zaman hep aynı lanet yüzler ve yalanlar…
Değişmeyen tek şey değişimdir kuralının işlemediği bir coğrafya…
Çifte yürekli insanların, organizeli yalan ve iftiralarla kitlelerle bağının koparılması…
Kentlerin bir bir gasp edilmesi ve yıkım…
Korkakların adam diye ortalığa sürülmesi…
Milyonların elleri yüreğinde beklemeleri…
Ne ve ne zaman*
‘’Tek tek basaraktan…’’,
kor ateşler üzerinde ve yalnayak ve uluyarak…
‘’Varlığım armağan olsun!’’
‘’Gemilerim yüzüyor deryalarda!’’
Her şey vatan ve Allah için!
Pudralı şeker, hasretlik çeker!
Millet ne çeker, ne çeker*
Açlık çeker, kahır çeker!
Daha ne çeker, ne çeker*
Neler çekmez ki…
Ve şükür üstüne şükür!
AYRILIK DEDİKLERİ
düşlerdeki gerçeği hemen buluruz, diyordum
uçarı sevinçler kanatlanırdı dudaklarımızdan
saçlarımızın savrulan yerlerinden ışıklar sızardı
bulunduğumuz yer aydınlanırdı, bak öylesine duyarlı
bir insan aşklarına ancak bu kadar yeterdi
-tutuğum... konuşamıyorum...-
azgın bir gövdenin ağırlığı çöktü, kâbus bu
asalak bir rüyadan çıktı, kanımıza girdi
kirpiklerden süzülen sevgi, çığlıklar halinde
yanakları öyle ıslak,birbirine kayıtsız bir sürü
ve çağıran dudaklarıyla acılarını gizleyen kadınlar…
yankılanır ve susmaz hey, müjdeler yüklüdür kardeşlerimiz
elleri bir tufan çağrısı, kirliliği yeşile dönüştüren
köpüren sularla çağıltılı, coşkuları esirgemeyen
ayrılık dedikleri ama ölüme bir kala
-herkeslerden uzak ola... uzak ola... –
bak bir yerde insanlar eli kolu bağlı götürülürken
bak birilerinin de dolar içleri, hüzün bürür gözlerini
bak işte tam da bu renk, bire bir işaretidir utkunun
bak belli belirsiz duyulan,ey ‘şimdi’ demenin saati
bu hüzün çığlığının yoksa anlamı ne, gözlerimizin pınarında
ve yitirilmez özelliğimiz, ateş sözlü olmak içtenliği...
bak gururla söylüyorum, ağzımda ısrarın tadı
düşlerdeki gerçeğe varacağız, diyorum
o hiç de yeni olmayan özlemin kıyısına sularla...
yaşamak orda, gökyüzüne yaraşır şarkılar uyumunda
herkeslere yakın ola... yakın ola...
AYDIN ALP
ŞARKILAR TILSIMI – MEMLEKET YAYINLARI-1986- ANKARA
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞIIRLER) - J&J YAYINLARI 2015 – DİYARBAKIR
Peki, ya saraydakiler ne düşünür*
Valla, insanın hayalleri ne kadar da geniş olursa olsun; kulübede yaşayan birinin sarayda yaşayanların düşündüklerini anlamaya havsalası yetmez!
Sarayda yaşayanların ne düşündükleri, sarayda yaşayanlar yazsın! Ben, tertemiz hayallerimi; egemenlerin zavallı egolarıyla kirletemem!
Kulübede yaşamaya devam… Herkesin tertemiz bir dünyada; özgür, karnı tok, sırtı pek yaşayacağı günler diliyorum. Yakın ola, yakın ola…
Daha eğlenceli ve keyifli bir yazıda buluşmak üzere…
Sevgiler, saygılarımla… Sağlıcakla…
AYDIN ALP