Bir türlü durdurulamayan enflasyondaki tırmanış yaşam koşullarımızı gün geçtikçe içinden çıkılamaz hale getirmektedir. Alım gücü düşen insanlar çaresizlik içinde kıvranmaktadır. Her fiyat artışı soframıza getirdiğimiz gıdalardan bir parçanın daha buhar olup uçmasına neden oluyor. Zaten tüketim listemizden sildiğimiz tüketim maddelerine yenileri ekleniyor. Öyle ki, önceden az da olsa sofraları renklendiren et vb. gibi gıdaların tadı tuzu unutulmaya başlandığı gibi adları dahi anılmaz hale gelmektedir.
Enflasyonun bu kadar yükseliş göstermesi karşısında en fazla mağdur olanlar işsizler, emekliler, asgari ücretliler ve günü birlik çalışanlar olmaktadır. Bu kesimlerin eline geçen ücretlerin alım gücü en asgari düzeyde ihtiyaçlarını karşılamaya bile yetmez durumdadır. Yokluk ve yoksulluğun derinleşmesi koşullarında ayakta durmaya ve hayata tutunmaya çalışanların sorunları toplumu derinden sarsmaktadır. Yaşam ve gelecek kaygısı insanların psikolojik yapısını ve ruhsal sağlığını da bozmaktadır.
Maddi yaşam sorunlarını çözemeyen insanlar nasıl ve kimler tarafından çözüleceğine dair yeterli ve inandırıcı yanıtlar bulamadığı için yaşam sevinci ve umutları tükenmektedir. Daha önce birbirini tanıyan insanlar sokakta bile karşılaşmak istememektedir. Nasılsın sorusunun karşılığında verilen cevabın gerçeği yansıtmadığını her ikisi de bilerek ‘iyiyim’ demektedir. ‘İyi’ olmadığı halde ‘iyiyim’ demek sadece alışılagelmiş bir yanıtın ötesine geçmeyen, yaşadığı sıkıntıyı dışarıya yansıtmamak için geçiştirmeci bir yanıttan başka anlamı yoktur. Sokakta yürürken insanların yüzüne dikkatlice bakıldığında gülen, gülümseyen bir yüz görmek o kadar sık karşılaşılamıyor. İnsanlar taşıdıkları ağır yaşam sorumluluklarından dolayı omuzları çökük ve suratları asık yürümektedir. Gergin ve gerilimli ruh hali insanların birbirine karşı hoşgörü sınırlarını zorladığından geçmişe göre daha tahammülsüzlük göstermektedirler. Gerilimli bu ruh hali her gün medyaya da yansıdığı gibi başta kadın ve çocuklar olmak üzere birbirlerine karşı en ufak hoş görü içinde çözülmesi gereken sorunlar şiddet olaylarına yol açmaktadır.
İnsanlarda kendine güven, ütopyaları ve geleceğe olan umutları da ciddi bir kriz içinde sönmektedir.