HDP, kendi adayı ile daha doğrusu ittifak yaptığı blok adayı ile seçime gireceğini açıklaması çok ciddi gündem oldu. Türkiye genelinde ciddi bir tartışmayı gündemleştiren ‘Kendi adayı ile seçime gitme’ meselesi, Kürt seçmen arasında da konuşuluyor, tartışılıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun muhtemel adaylığının mevcut koşullarda ortadan kalkmasından sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakan Kürt seçmen, altılı masadan bu yönde bir açıklama beklerken, Pervin Buldan’ın açıklaması durumu az da olsa muğlâk hale getirdi.
Şimdiye, hatta önceki güne kadar da HDP’li yetkililer, kimlere oy vermeyeceklerini açık beyan ettiler. Meral Danış Beştaş, Mansur Yavaş’ı devre dışı bırakarak, altılı masa adayını destekleyeceklerini beyan etti. Eş Genel Başkan Mithat Sancar’ın, Selahattin Demirtaş’ın buna benzer açıklamaları oldu.
Altılı masa da henüz adayını açıklamadı ki. Kriterlere uygun olmayan birini açıklamış olsalardı, belki de HDP’nin ‘Kendi adayımızı çıkaracağız’ açıklamasına çok takılmayacaktık. Çünkü aylardır ne istediklerini, nasıl bir adaya oy verebileceklerini sıklıkla vurguluyorlar.
Açıklamanın stratejik içeriğini ve sonuçlarını da dikkate alarak, şimdi ne olacak sorusunu sormak lazım. Şimdi ne olacak? Sorusunu da altılı masa adayını açıklayıncaya kadar da kendimize, çevremize sormamız gerekecek. Daha çok zaman var, ancak seçmenin de tavrı önemli, süreçte çok meşakkatli.
Öncelikli sorunlar masaya yatırıldığında; Demokrasi, hukuk, adalet arayışı, bunun yanı sıra ekonomik sıkıntı, iktidarın artık gitmesi gerektiğine işaret ediyor. Gidişi hızlandırmanın, garantiye almanın önemli ve etkili aktörlerinden biri de elbette ki Kürt seçmen, dolayısıyla HDP’dir. Bu tartışmaların dozunun yüksekliği de bu nedenledir.
Partilerin içişlerine karışmak, ne yapmaları gerektiği konusunda akıl-fikir vermek bizim işimiz değil. ‘Onu destekle, bunu destekleme’ gibi önermeleri yapacak durumda değiliz. Ancak, mevcut durum analizi yaparken, ‘somut şartların somut tahlili’ dedikleri durumu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Özellikle sosyalistlerin gözden kaçırmaması gereken ‘Somut şartların somut tahlili’ meselesinden hareketle, bir hakkımızın doğduğuna inanıyorum.
Mesele, demokrasi, adalet, cezaevlerinde sebepsiz yere esaret tutulanlar ise, alınması gereken tavrında ‘Demokrasi adına ortak tavır’ olduğu kanaatindeyim. Tabi bir başka mesele de anket şirketlerinin bugünden itibaren yapacağı çalışmaların sonuçlarıdır. Son yapılan bir ankette Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan karşısında bir puan önde olduğu açıklandı. Altılı masadaki diğer liderler ölçüldüğünde hepsi, 5-6 hatta 16 puan gerideler.
HDP’nin bu açıklamasından hemen sonra, birkaç gün içinde yapılacak anketlerin sonuçları birinci tur için ciddi bir veri olacak. Altılı masadan Kemal Kılıçdaroğlu ismi çıktığında yapılacak anketler de durumu netleştirecektir.
Bence seçmen, ülkenin içinde bulunduğu sıkışmış durumu değerlendirerek sandık tercihini yapacak, Bu tercihteki kriterde Demokrasi olacaktır.
Birinci turda Cumhurbaşkanını seçmek önemli, ikinci tura bırakmamak lazım, diye düşünüyorum.