VAN -Bölgede OHAL uygulamasıyla birlikte koruculuğun dayatıldığı Çatak ilçesinin Andiçen (Kelahêre) köyünde yaşayan yurttaşlar, koruculuk sistemini kabul etmedikleri gerekçesiyle göç etmek zorunda bırakıldı. Göç etmeyerek köyde kalmaya direnen yurttaşlar ise, asker ve korucular tarafından evleri yakılarak, ağır işkenceler gördü ve köylerini terk etmek zorunda kaldı. 90'lı yılların başında ekonomik durumlarını çok iyi olduğunu belirten Mecit Çetin adlı yurttaş, köyde üç sürü koyun, üç sürü kuzu ve yüzlerce büyükbaş hayvana sahip olduklarını söyledi.
'Kadın ve çocuklarımızdan habersiz kaldık'
1990 yılının Eylül ayında 13 helikopterin köyün çevresine asker indirdikten sonra köye baskın yapıldığını aktaran Çetin, askerlerin kadın, çocuk demeden herkesi köy meydanına toplandığını söyledi. Çetin, "Biz erkekleri okula götürdüler, 6 buçuk saat beklettiler. Kadın ve çocuklarımızdan habersiz kaldık. Bize burada işkence uyguladılar, bize her türlü hakaret ve akla gelmeyecek uygulamalarda bulundular" diye konuştu. Suxûrpaşa köyünde yaşayan birçok kişinin askerler tarafından alınarak, 9 ay boyunca Sêgirka ve Navgoya'da bulunan geçici üstlenme bölgelerinde işkenceye maruz kaldığını ifade eden Çetin, koruculuk sistemini kabul etmedikleri için köyü boşaltarak, göçe zorlandıklarını söyledi. Çetin, "Bize köyden çıkmamız yönünde baskı yapıldı. Alan ve Êzdinan (Konalga) köylerine mensup, 70 korucu arı kovanlarını çaldılar" dedi. Devletin ağır işkenceleri karşısında birçok köylünün evlerini terk ederek büyükşehirlere göç ettiğini dile getiren Çetin, tüm işkencelere rağmen birkaç aile köyde kalarak direndiklerini belirtti. Kış aylarının gelmesiyle birlikte yaylada bulunan otları getirmeye çalıştıklarını ifade eden Çetin, helikopterler tarafından üzerlerine ateş açıldığını söyledi.
'Askerlerin saldırısına uğradık'
Nisan ayı ile birlikte askeri birliklerin tekrar köye geldiğini ve kalan birkaç aileyi tehdit ederek göç edenler dahil herkesin silah alarak korucu olmaya zorladığını aktaran Çetin, "Binbaşı Suat adında bir komutan bize 'teröristsiniz' deyip ağza alınmayacak, din ve iman ayrımı yapmadan küfür ve hakaretlerde bulundu. Biz koruculuğu reddettiğimiz için bize 'Bir askerimin burnu kanasa hepinizin başını keserim' dedi. Zarar vermesinler diye günde 2 koyun keserek, askerlere veriyorduk" diye konuştu. Yaşanan baskılar sonucunda köyde toplam 3 ev kaldığını belirten Çetin, askeri yetkililerin kendilerine kadınları ve çocukları alıp köyü terk etmeleri yönünde baskı oluşturduğunu söyledi. Yolların kapalı olması ve göç edecek paraları olmadığı gibi köylerini terk etmek istemediklerini anlatan Çetin, Mayıs ayında askerlerin saldırısına uğradıklarını ifade etti.
'Bizi kalkan olarak kullanmak istiyorlardı'
Kadınlar süt sağarken askerlerin saldırdığını ve süt kovalarını dökerek, sürüyü dağıttığını söyleyen Çetin, "Sürüye sahip çıkan erkekleri dövdüler. Koyunlarımız sahipsiz kaldı. Sürüyü toparlayamadık, tüm sürü etrafa dağıldı. Köyden duman yükseldiğini gördük. Köye doğru koşmaya başladık" diye belirtti. Köyde kalan birkaç evin ablukaya alınarak, evlerde bulunan çocukların dışarı çıkarıldığını anlatan Çetin, birkaç askerin evlere ve ahırlara bidonlarla mazot döktüğünü, arkasından da bir askerin ateşe verdiğini söyledi. Askerlerin çocukları farklı araçlara bindirerek rehin aldığını söyleyen Çetin, rehin alınan çocukları kurtarmak için bağırıp, çırpınan kadınların dövüldüğünü aktardı.
Köyün tamamen yakıldığını ve artık kalacak yerleri olmadığı için kadın ve çocukları Van'a göndermek zorunda kaldıklarını ifade eden Çetin, koyunlar ve birkaç çoban dışında köyün tamamen insanlaştırıldığını dile getirdi. Çetin, "Akşamları koyunları karakolun önüne getiriyorlardı. Olası bir saldırıya karşı bizi kalkan olarak kullanmak istiyorlardı. Bize, 'Siz burada olduğunuz sürece PKK'liler bize saldırmaz' diyorlardı. Sonra bir yolunu bulduk koyunlarımızı götürdük" diye belirtti.
14 yıl boyunca köyün tampon bölge ilan edildiğini söyleyen Çetin, artık köye dönmek istediklerini, fakat ne geri dönüşler için yasal zemin ne de yeniden inşa için maddi kaynaklarının olduğuna vurgu yaptı. Çetin, tek isteklerinin "barış süreci"ne destek verilerek, barış ve kardeşlik temelinde geri dönüşlerin sağlanması olduğunu sözlerine ekledi.
Köylerine geri dönmek istiyorlar
Korucu olmaları yönündeki dayatmaları kabul etmedikleri için evleri asker ve korucular tarafından yakılan Andiçen (Kelahêre) köyü yurttaşları köylerine dönmek istediklerini ifade ederek, köye dönüş için gereken zeminin hazırlaması gerektiğini vurguladı.