Başhekim Sebahattin Çelik ile Dilek Bulut, Merve Sefa Sayar, Buket Koparal ve Ender Cem Bulut isimli doktorların büyük bir emekle hazırladığı makale, The International Journal of Clinical Practice dergisinde yayımlandı. Pandemi döneminde tüm dünyaya örnek olacak çalışmalar yürüttüklerini söyleyen SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, makalenin uluslararası dergide yayımlanmasının gurur verici olduğunu ifade etti. Çelik, “Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 5 bin çalışan var. Büyük bir sağlık çalışanı ordusu var ve ülkenin de büyük bir yükünü kaldıran bir hastanedir. Dolayısıyla burası ülkemizi de temsil edecek bir durumda diye düşündük. Bunu Dr. Dilek Bulut arkadaşımızın öncülük ettiği bir çalışma ekibiyle beraber bu etkiyi, yani salgının sağlık çalışanlarında ürettiği psikolojik ve ruhsal sorunlarını irdeledik. Bunun için dört bölüm üzerinde durduk. Birincisi korona virüs hastalarının geldiği covid-19 alanımız. Bu alanda çalışan, hastayı kabul eden, serviste ve yoğun bakımda çalışan hemşire ve doktor arkadaşlarımızla bir çalışma yaptık. Sonra bu çalışmada çıkan verileri analiz ettik. Amacımız salgında sağlık çalışanlarımız ne kadar etkileniyor, en çok etkilenen grup hangisi ve daha da önemlisi kaygıyı, uyku düzensizliğini personelimizde oluşturan faktörleri belirleyebilir miyiz diye çalışma yaptık” dedi.
“Bu savaşın ne zaman biteceği belli değil”
Yapılan araştırmalarla hemşire grubunda kaygı ve endişelerin daha yüksek olduğunu söyleyen Çelik, “Özellikle hemşire grubumuzda kaygı, endişe ve stres doktorlara göre fazla arttı. Bunu etkileyen en önemli faktör kadın olmak ve evli olmak, muhtemelen çocuk kaygısından dolayıdır. Bunları sağlık çalışanlarında hem kaygı bozukluğunu hem de uykusuzluğu oluşturan faktörler olarak belirledik. Salgında hizmeti yürüten sağlık çalışanlarının da bu anlamda korunması gerekiyor. Bu risk faktörlerine göre sağlık çalışanlarını çalıştırırken, yerleştirirken buna dikkat etmek gerekir. Alanında çalışan evli, özellikle kadın arkadaşlarımızı hemşireyse eğer dönüşümlü çalıştırılmasına dikkat etmek, psikososyal destek vermek çok önemli. Çünkü bu savaşın ne zaman biteceği belli değil. Bittikten sonra da sağlık çalışanlarında oluşturacağı travmanın nasıl olacağı, ne kadar süreceği de bilinmiyor. Çok kıymetli olan sağlık çalışanlarının korunmasını öneriyoruz, korunmaları gerektiğine inanıyoruz. Bu çalışmalar bize bilimsel veriler verdi. Şunu ortaya koydu. Travma en çok kadınları, evli kadınları, hemşireleri ve tanı almış özellikle pozitif olmuş hastaların olduğu yerdeki arkadaşlarımızı ciddi anlamda iki kat daha fazla etkiliyor” diye konuştu. (İHA)