Koronavirüs salgını nedeniyle birçok kişi gergin günler yaşıyor. Hastalık korkusu, çocukların sorumluluğu, yaşlı birey olma ya da yaşlı ebeveynlerinin yanlarında olamama, sürekli evde kalma psikolojisi, maddi ve gelecek kaygıları stresi en üst seviyeye taşıyor. Bu gerginlik ve stres, kendini deri hastalıklarıyla gösteriyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Doktor Burcu Demiröver, stresin vücutta yarattığı oksidatif hasarlar, hormonal değişimler, davranış değişiklikleri, yanlış öz bakımın var olan deri hastalıklarının artmasına ve yenilerinin oluşmasına zemin hazırladığına dikkat çekiyor. Bu dönemde en sık görülen deri hastalığının sürekli el yıkama ve dezenfektan kullanımına bağlı irritan ve alerjik kontakt dermatit (ekzema) olduğunu belirten Uzm. Dr. Demiröver, “Ayrıca yine strese bağlı ürtiker, saçkıran, vitiligo, madalyon hastalığı, akne ve sedef hastalığında artış gözlendi. Tabii çoğu hastanın tedavisinin de bu dönemde bağışıklığı düşürebileceği için bilerek ya da takipsizlikten dolayı kesilmesinin de artışlarda payı söz konusu” diyor.
Cildinizde çatlaklar varsa antibakteriyel kremler kullanın
Uzm. Dr. Burcu Demiröver, özellikle egzama için elleri sabunla yıkadıktan sonra bariyer krem denilen ve içinde madecassoide, panthenol, seramid, çinko gibi derinin koruyucu yapısını güçlendiren maddeler bulunan ürünlerin tercih edilmesinin bir çözüm olabileceğini belirtiyor. Demiröver, diğer önerilerini ise şöyle sıralıyor: “Ekzemaya bağlı deride yarılmalar ve çatlaklar varsa da antibakteriyel kremler ilave etmeliyiz. Bir uzman kontrolünde de dönem dönem kortizonlu kremler ile de araya girerek yoğun enflamasyonu engellemeliyiz. Ayrıca cilt temizliğine dikkat etmek, sağlıklı beslenmek, özellikle omega 3-6, biotin, çinko takviyeleri almak, hafif egzersizler yapmak, düzenli uyku, evdeyken bile her gün işe gidiyormuş gibi günlük hijyene ve kıyafet değişimine özen göstermek psikolojinize iyi gelecek. Böylece stresin getirilerini aza indirgeyeceksiniz.”
Parabensiz ürünleri tercih edin
El yıkamanın, sık duş almanın güzel alışkanlık olduğunu ama fazlasının deri üzerindeki koruyucu tabakaya zarar verdiğini hatırlatan Uzm. Dr. Demiröver, bu nedenle nemlendirici kullanımının önemine dikkat çekiyor. Demiröver, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Eğer kuru cildiniz de varsa duş yağı şeklinde cildi daha az kurutan ürünlerle ılık duş almayı ve fazla keselenme yapılmasından kaçınmayı öneriyorum. Sonrasında sürülecek nemlendiricinin de kokusuz ve parabensiz olmasına özen gösterin. Nemlendiricileri ise hafif kurulanma sonrası daha cildiniz ıslakken masaj yaparak sürün. Böylece deri üstündeki nem henüz buharlaşmadan deriye hapsolur.”