Konya’daki ırkçı saldırı, yürek yakıyor! Çok yönlü zulüm sonrası, kendi memleketlerinden batıya taşınan insanlara saldırılar, kan donduruyor! Faşistler, güce uşaklık eden, korkak insanlardır. Güce biat eden zavallılardır. Ancak savunmasız insanları gördüklerinde ve kalabalıksalar; saldırırlar. Aşağılık kompleksli yaratıklar sürüsü! Milyonların yüreğini yakıyorsunuz! Bugünlerin yarınları da var. Yargılanıp hesap ödediğinizde, o zaman ancak normal bir hayat olur!
Ölümlerin, tecavüzlerin, zulmün olduğu yaşadığımız bu yerde, sıkılan dişlerin gıcırtısını bir duysaydınız! Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki dişlerimiz kalmasa, kafamızı duvarlara vuracağız! Gerçi kafa kaldı mı, kuşkuluyum! Bu aşağılık, kiralık katiller, kurbanların özellikle kafalarına sıkıyorlar! Kafasız olmanın getirdiği bir bilinçaltı refleksi olmalı. Vicdanı, namusu, insan sevgisi olanların bu katliama tepki göstermeleri gerekir. Sakarya, Ankara, İzmir… Olaylar örtbas edildikçe bu barbarlığın, bu vahşetin önü alınamaz! Olaylar artık bu ırkçı atmosferin etkisiyle hızla çoğalıyor! Çorum, Maraş, Sivas; unutulmadı! Vandallık, artık sıradanlaşacak mı*
KALBİMİZDE KUTSANAN
insanlarım boylu boyunca düşüyor
düşüyor bir bir gömülüyor yüreğime
yüreğim küçücük bir ada
volkanik ve lavlar fışkırtmakta
yalan dünya
kalleş, karanlık ve faşizan dünya
suskun
küskün
ve ölümcül acılar içinde
bu böyle sürmez
süremez dünya
ne zamana kadar
ne zamana kadar yok sayılacak halkım
ne zamana kadar
ne zamana kadar sürecek bu kıyım
bilinsin
bu şair yüreğimle diyorum, bilinsin
ya insanlığın gücü bizi savunacak
ya da kalbimizde kutsanacak ölüm
AYDIN ALP
YALNIZ DÜŞENLERE AĞIT – DİCLEM SAHAF YAYINLARI – 2007
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER) JJ YAYINLARI - 2015
Bir daha söylüyorum: Irkçılar; kinli ve barbardırlar. Bu tür olayların hesabı sorulmazsa, sorumlular cezalandırılmazsa, olayların önü alınamaz! Olayları örtbas etmekle sorun ortadan kalkmıyor! Bu cinayet işleten aşağılık zihniyet, yargılanmalıdır. Irkçılığıı gizlemek, yeni cinayetlere davetiye çıkarmaktır! Bu tavır, hepimize yapılacak en büyük kötülüktür! Güneş balçıkla sıvanmaz. Mızrak çuvala sığmıyor artık! Birbiriyle dayanışması gereken insanları, birbirine öldürten zihniyete lanet olsun!
Sözlerim, bir uyarıdır aslında: Çaresizlik duygusu, hukuksuzluk, adaletsizlik, ayrımcılık; huzursuzluğu körüklüyor. Halklar, birer barut fıçısı! Aymazlık, her yapılan kötülüğün yanlarına kâr kalacağını düşünmektir. Dünya, artık eski dünya olmayacak! Bu uğursuz süreci, daha az zararla atlatmak mümkündür. Açlığa ve ayrımcılığa karşı duyarsız olan iktidarların ölüm sürecine girdik. Halka kulak vermeyen iktidarlar, kulaklarından olacak!
AY IŞIĞI DAMLALAR
ay ışığı damlaları bunlar
bu kadar çok
bu kadar çok
bu kadar çok
bu ölümsüz topraklara
ha bire damlayıp duruyor!
ay ışığı damlaları bunlar
gezegenin sömürgesi bir ülkede
lanetli bir ülkede
âlâ bir renk uğruna
bu kadar çok
bu kadar çok
bu kadar çok
keşke damlamasa!
ay ışığı damlaları bunlar
gecenin rahmine hışımla düşüyor!
AYDIN ALP
YÜREĞİM ÜLKEM GİBİ – CEM YAYINEVİ – 1993
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER) JJ YAYINLARI – 2015
Kurt dumanlı havayı sever! Egemenler; kaosun, anarşinin, şiddetin olduğu yerde korkunç vurgunlar yapabilir. Yargının güçlü olduğu, adaletin uygulanabildiği barış ve huzur ortamında gündüz ortası öyle toplumsal soygunlar olamaz. Kaotik ortamlarda, hele de savaşın olduğu yerlerde müthiş bir yağma ve talan vardır. Yoksa barış, eşitlik, özgürlük; bütün insanlar ve insanlık içindir. Hani egemenleri anlıyorsun, hak vermiyorsun, ama anlıyorsun! Kendi varlıkları, çıkarları için her kötülüğü yaparlar. Buna alet olan "emekçilere" üzülüyorsun! "Öğrenilmiş çaresizlik" gibi "öğrenilmiş aptallık" da vardır. Beni en çok yaralayan, çıldırtan da "entellektüel" olduğunu savlayanların ırkçı olup sonuçta kaotik ortamdan ve acıların sürmesinden yana olması! Mürekkep yalayanların ırkçılığı daha büyük bir namussuzluktur! Allah, mezarımı bile uzak tutsun böylesi aşağılık yaratıklardan! Kahrolsunlar!
Kıyımlar, katliamlar, cinayetler sadece insanlar için değil; hayvanlar, ağaçlar, bitkiler; hatta yaşadığımız mekânlar ve değerlerimiz için de geçerlidir. Kesintisiz bir yaşamımız yok gibi. Budanıyoruz ve yeniden.... Budanıyoruz ve yeniden... Ülke olarak alevler içindeyiz! Konya’daki bu katliam olmasa, ben dört bir yanda alevler içinde kalan ormanlarımız için yazmaya oturmuştum! Ah, insanları öldürüp de ateşe verenlerin ormanlar ve içindeki canlılar mı umurlarında olacak* Katillerin cirit attığı bir ülkede yaşıyoruz! Zaten ülke artık bize mi ait o da kuşkulu! Açık bir istila sürüyor! Allah, sonumuz hayreyleye!
İnsan kalabilmek en önemlisi. Laf olsun diye demiyorum; sevebilen, sevilen; güvenebilen, güvenilen; yani katılaşmamış insanı diyorum! Topluma, devasa araçlarla din bezirganlığı ve ırkçılığın pompalandığı bu soygun düzeninde insan kalabilmek; barışçıl bir atmosferde, herkesin kendi olduğu bir demokratik ortam içinde yaşamı arzulamak… Mutlaka ve mutlaka! Sevgiler, saygılarımla…
AYDIN ALP